Türkiye'nin bu tür operasyonlara yabancı bir ülke olmadığını belirten Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, bu anlayışın giderek artmasından endişe duyduklarını dile getirdi. Mevcut operasyonun gerekçe olarak ''Tahşiye Örgütü' diye bilinen örgütün sözde El Kaide bağlantılı bir örgüte dönüştürülmesi için polis marifetiyle silahlar ve bombalar bırakıldığı, ele geçirilen silahlar üzerinde polislerin parmak izlerinin bulunduğu iddia edildiğini kaydeden Demiröz, şunları söyledi: "Peki merak ediyorum; bu gerekçenin yarattığı bir operasyonun içerisinde Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonunun yöneticilerinin ne işi var? Eğer gerekçe buysa, bir çalışma yapılır, gerçekten polisler hak etmedikleri şekilde insanlara suç yüklemişlerse bunlar tespit edilir ve haklarında dava açılır. Bu tamamen hukuk dışı, daha önce dönemin Başbakanı'nın söylediği, 'Cadı avı başlatacağız, inlerine girdik, giriyoruz' açıklamasıyla belirlenen bir siyasal operasyonun bir parçası. Gazeteci Ahmet Şık'ın 'Bana uygulanan Faşizim'di, ama şimdi uygulanan da Faşizm'dir' dedi. Bunun Türkçesi; 'Bana bunu yapanlara bile bu yapılmasın.' Eğer gerçekten şuanda hedefte olan operasyonların hedefi haline getirilen kişiler geçmişte bu tür şeyleri yaptılarsa hukuk önünde hesap versinler ama şimdi iktidarla cemaat arasındaki iktidar kavgasının yansımaları şeklinde hukukla bağı olmayan tamamen siyasal operasyonlarla gündeme gelen bu ilişki yarın bir gün başkaları için de gerçekleşebilir. Bu kaygı verici zihniyetin karşısında durmak lazım. Kesinlikle ne demokratiktir, ne hukuksaldır. Çünkü Tahşiye Örgütü'yle ilgili bir diziden bahsediliyor. Dizinin senaristi, yönetmeni gözaltına alıyorsunuz, konuyla ilgili yazılar yazıldığı için basına operasyon yapıyorsunuz. Bu, tamamen basını susturmak, olumlu ya da olumsuz iktidara yönelik her tür eleştirinin önüne geçmek için başlatılmış bir operasyon."
"İKTİDAR, PLANLIYOR, SONRA YARGIYA TALİMAT VERİYOR"
Kuvvetli suç şüphesi yerine makul şüphenin önünü açan yargı paketinin onaylandıktan hemen sonra operasyonun yapıldığına dikkat çeken Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, "Hep manidar bulunur bazı şeyler, bu son derece manidar, sanki bu yasanın çıkışı buna yetiştirilişi. Başsavcı, cuma günü 'Hakkınızda herhangi bir soruşturma yok' diye resmi yazı veriyor. Sonra operasyon yapılıyor. Siyaset kurguluyor, planlıyor ve yargıya talimat veriyor. Buna inanmak için o kadar çok nedenimiz var ki. 'Tarafsız, bağımsız yargı' diyerek bağırmamızın sebebi; siyasetin bu ilişkilere müdahalesinin ortadan kalkmasıdır. Gerçekten aka planında ne olursa olsun, usül dışı, yeterli gerekçelere dayanmaksızın, makul sözcüğü ile sırf baştan iktidar tarafından planlanmış bir operasyonu hukukla bezetip, hukuk giysisi giydirip, yapılan operasyonlar bu ülkeye çok büyük zarar verir. Onun için bu hukuksuzluklara sonuna kadar karşıyız, bunun hukukla ilgisi yok, siyasetin kurguladığı bir yaklaşım olarak görüyoruz." şeklinde konuştu.
"'OH OLSUN' DEMEYELİM; YARIN HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR"
Hukukçu olarak, 'Düşmanımın bile adil yargılanmadığı bir ülke istemiyorum' dediğini hatırlatan Demiröz, şu görüşü dile getirdi: "Yakınlarımızın başına geldiğinde kıyamet koparıp, sevmediğimiz ya da fikirlerini paylaşmadığımız insanların başına geldiğinde 'oh olsun' diyen, en azından sessiz kalan zihniyetin bu ülkedeki tüm adalet duygusunu yok edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Önce biz, bizimle bağlantısı olmayan, hatta eleştiriler yönelttiğimiz, kesinlikle karşı duyduğumuz bir ilişki için 'Hayır, bu insanlara böyle davranamazsın' demeyi başarabilirsek, adil olmak diye tanımladığımız insani duruşun gereğini yapmış oluruz. Bu operasyonları biran önce durdurulmalı, çünkü tepkiler üzerine yaygınlaştırılması amaçlanan yeni operasyonların şimdilik durdurulduğu ifade ediliyor. Merkez medyaya yönelik de operasyon planlandığı konuşuluyor. Ahmet Şık'ın dediği gibi bu Faşizim'dir. Biz Faşizme sonuna kadar karşı durmaya karanlıyız."
"İKTİDAR MAKUL ŞÜPHEDEN ZARAR GÖRÜRSE ÇOK KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİ GETİRİR"
Son yargı paketinin yürürlüğe girmesiyle medyaya yönelik düzenlenen operasyonda avukatların savunma haklarının kısıtlandığını belirten Ekrem Demiröz, "Çok yakın zamanda iktidar, bu makul şüphe kavramından zarar görmeye başlarsa, yarın bir gün bundan zarar görürse iktidar makul şüpheyi kaldırıp kuvvetli değil, en kuvvetli suç şüpheyi diye gerekçeler koyacaktır. Hiç kimse kendi ihtiyaçları için yasa çıkarmaya, kendini korumaya, başkalarını yok etmeye yönelik bir hukuk yapısı oluşturmaya kalkışmasın. İktidarın ne yazık ki yapmaya çalıştığı bu. Operasyonlar da bunun somut örnekleri. Umut ediyorum ki; AKP içerisindeki akil insanlar bu kötü gidişe 'dur' demeyi başarırlar. Bu şekilde ülkenin geleceği gerçekten tehdit altında kaygılıyız ama sonuna kadar da mücadele etmeye hazırız." şeklinde konuştu.