Farklılıkların yönetimi diğer bir ifadeyle çeşitlilik yönetimi kavramı ilk olarak Amerika'da ortaya çıkmış ve 1980'li yıllarda yönetim teorilerinde yerini almaya başladığını görmekteyiz. Amerika'da 1980 sonrası hızla küreselleşen dünya ile birlikte örgütlerin homojen yapılardan heterojen yapılara dönüşmesiyle farklılıkların yönetimi kavramı uygulanmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak da ırk ve cinsiyet hakkında çalışmalar başlamıştır.
Araştırmalar insanların, diğerlerini kategorileştirme sürecinde en belirgin veya en ayırıcı olan kategorilere (ırk, cinsiyet, değerler ya da inançlar gibi) odaklanma eğiliminde olduklarını göstermektedir. Farklılıkların yönetimi, bir organizasyon içindeki belirgin farklılıkların farkında olup, bunları organizasyon için fayda oluşturmayı hedefleyen, geleceğe odaklanmış, stratejik, karşılıklı iletişime dayalı, organizasyon için değer oluşturan bir yönetim sürecindedir. Daha somut bir ifadeyle, farklı etnik kökendeki bireylerin iş yaşamında herkes gibi eşit davranılması, engelli bireylere istihdam yaratılması ya da kadınların cam tavan sendromunu yıkacak çalışmaların yapılması olarak örneklemeler yapılabilir.
Neden işletmeler farklılıklara dikkat etmektedirler? Birçok araştırmacı, örgütleri farklılıklara dikkat etmeye yönlendiren farklı nedenler olduğu konusunda ortak fikir olmuşlardır. Bu nedenlerden birincisi, toplumda ortaya çıkan bazı gelişmelerin işgücüne yansımasıdır. Örneğin; çalışan profili gün geçtikçe değişmekte ve çeşitlenmektedir. Bu kapsamda, farklı gruplara mensup çalışanların yetenek ve becerilerinden faydalanılması konusu önem kazanmaktadır. İkinci ortak konu, çalışanlar için eşit haklara ve imkânlara inanan örgütlerin farklılıklara ve farklılıkların yönetimine son zamanlarda göstermeye başladıkları ilgidir. Üçüncü sebep ise; farklılığın başarılı bir şekilde yönetilmesi durumunda örgütün rekabet avantajı sağladığını söyleyebiliriz.
Memnun müşterilerin rekabet avantajı açısından önemli bir kaynak olduğu göz önüne alındığında ise çalışanlardaki farklılığın müşterilere olumlu bir şekilde yansıtılması işletmenin başarı yolunda üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Diğer bir deyişle farklı ulusların çalışıyor olması işletme müşterilerinin aynı ulusa mensup olmaları müşteri ve çalışan arasında olumlu bir bağ oluşturacaktır. Bu da önemli bir rekabet bağı oluşturabilir. Örneğin ülkemizde yaklaşık 3 milyon Suriyeli olduğunu biliyoruz. Süper marketlerde çalıştırılan bir suriyeli gencin kendi ulusundan bir müşteriye hizmet vermesi o müşteriyi duygusal anlamda mutlu edecektir.
Farklılıkların yönetimi konusu ilgili 90’lı yıllardan itibaren Amerika ve Avrupa yazınında olduğu fakat bizim ülkemizde son yıllarda bu konuda çalışmalar olduğunu görmekteyim-z. Mevcut konunun meşruluğunun artmasını umut ediyorum.
*** Benzer yazılarımdan daha fazla bilgi edinmek için www.benangok.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Sevgiler...