Türkiye Cumhuriyeti o kadar kıymetli o kadar değerlidir ki,600 yıl dünyayı yönetmiş tarihi köklere sahip Osmanlının mirasçısı...
Dünyayı yönetme arzusunu hiç bir zaman aklından çıkarmayan, masonik sitem bu önemli ülkede hakimiyet kurmak amacıyla yıllar öncesinden çalışmalarına başladı.
Bunda nispeten de başarı oldu.Harput dahil ülkede 150'ya yakın Amerikan koleji açıldı.Evresel değerler adı altında örf adet,gelenek ve göreneklerimizin büyük bir kısmı yok edilmeye çalışıldı.
Bunda nispeten de başarılı olundu.
Fakat, yıllarca "hasta adam” gözüyle bakılan Türkiye'de istikrarın sağlanmasıyla birlikte ciddi anlamda kalkınma hamlesi gerçekleştirdi.Ülkede illegal yapılanmalar tek tek ortadan kaldırılırken,masonik yapılanmalarda iflasın eşiğine geldi.Erol Erbaş beyin ifadesiyle "onların esas amacı bizim kökümüzü kurutmaktı. "Diriliş" filminde bu konular açıkca ortaya konuluyor"
Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin,Türkiye bugün oynanan oyunları bozacak, düşünülen haritaları yırtıp atacak, kendisine biçilmeye çalışılan kaftanı elinin tersiyle itecek güce, kudrete sahip bir ülke konumuna gelmiştir.
Türkiye başını kaldırmış.Amerika'nın, İngiliz ve Fransız'ın belki de Alman'ın en büyük rahatsızlığı bundan. Müttefik ve dost görünümlü şeytanların uykusu kaçıyor,illegal yapılanmalardan medet umuyorlar.
Bakın,öneki gün İstanbul Çağlayan Adliyesine girmeyi başaran iki terörist,savcımız Mehmet Selim Kiraz'a alçakça bir saldırı düzenleyerek şehit ediyorlar. Ardından bu iki terörist ölü olarak ele geçiriliyor.
(Savcımızı buradan bir kez daha rahmetle anıyor,ailesine ve yargı camiasına başsağlığı diliyorum.)
Ancak, içimiz acıtan en önemli konu ise Berkin Elvan'ın öldürülmesini bahane ederek, kalleşce saldırı gerçekleştiren eli kanlı teröristlerin hala birileri tarafından amaçlarına hizmet ediliyor olması.
Düşünebiliyormusunuz, reklam yapmak isteyen ve bundan nemalanan örgüt mensuplarının fotoğraflanmış iğrenç davranışları, gerek sosyal medyada gerekse bazı ulusal gazetelerde manşetlerden veriliyor.Bunu masonik yapının bir faaliyeti olarak algılamak sanırım yanlış olmaz...
Şimdi geçmişi irdeleyerek gelinen noktada bugün yaşanan olumsuzluklardan medet uman paralel yapılanma karşısında ciddi refleks gösteren,devletin ilgili kurumları,diğer terör örgütlerine de göz açtırmayacaktır.3 ayrı şehirde DHKP-C'ye karşı yapılan operasyonlarda bunun açık kanıtı olarak gösterilebilir.
Kendi ülkesinde 200 binden fazla insanın ölümüne neden olan, çöken ekonomilerini yeniden ayağa kaldırmak için kalleşlikten medet umanların foyası bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Ama daha öncede ifade ettiğim gibi devlet delikanlıdır; Unutmaz...
Savcı Mehmet Selim Kiraz'a yapılan saldırı,aynı zamanda Ülkenin milli duruşuna yapılmıştır.Ülkenin adalet mekanizmasına yapılmıştır.
Savcımıza yöneltilen hain kurşunlar,bizim çizgimizde kırıklar oluşturmasın.
Birilerinin bizi götürmek istedikleri adrese gitmeyelim.
Gideceksek de biz istediğimiz zaman gidelim..
Var mı bunun ötesi…