Geçtiğimiz hafta Bursa basınına servis edilen "Şeftali yüzü güldürdü","Şeftali Bolluğu" gibi haberleri görünce yine durmadım işte.
Şeftali nerede allah aşkına birisi bana göstersin, sadece Gürsu'nun bahçelerine sıkışmış olan şeftali biraz da Yeniceabat tarafında kaldı. Nerede bolluk?
Ayrıca şeftali bol olsa ne olur? Tarım mı kaldı Bursa'da toprağı ve şeftaliği çoktan teslim etmedik mi sanayiye.
Sanayiye teslim etmek derken öyle böyle değil, bazı parselleri, dönüm dönüm tarlaları sanayiye ve fabrika binalarına teslim ederken, kalan tarlaları da, o fabrikalardan akan zehirli sular ile sulayarak bütün insanlığa zarar vermiyor muyuz.
İmar barışı kapsamında da Bursa ovasında mantar gibi büyüyen seçim kondu evler de bu yok oluşu adeda perçinlemiş oldu.
Geçtiğimiz gün Gazete ABC'yi ziyarete gelen bir köylü beyefendi, Anadolu ve İslam kültürünün en güzel örneklerinden birisi olan hediyeleşme duygusu ile, bize bahçesinden topladığı şeftalileri getirdi sağolsun, yüreğine sağlık Allah razı olsun.
Tam o sırada Gazeteci İbrahim Erdoğan geldi oturduk birlikte hoş sohbet ederken, İbrahim Erdoğan'a şeftali dilimle de yiyelim başkanım dedim.
O'da sağolsun kırmadı. Fakat baktım şeftaliyi soymaya başladı.
Soymadna gerek yok dedim.
İbrahim Erdoğan" soymadan yiyemeyiz, eski şeftaliler değil bunlar ilaçlar çok tehlikeli" dedi.
Bu cevap beni oldukça düşündürdü doğrusu.
BURSA YA ŞEFTALİSİNDEN VAZGEÇMELİ, YADA SANAYİLEŞMEYİ OVADAN UZAKLAŞTIRMALI.
Birazda sizleri düşündürmesi dileği ile kalın sağlıcakla.