Hayat işte kimi zaman nerede kiminle karşılaşacağını bilmeden düşüverirsin yollara.
Yolların nereye çıkacağı umurunda olmadan adım adım yürürsün büyük bir kararlılıkla.
İşte bu haftaki yolculuğumuzun rotası olan Bosna Hersek'in Tuzla kantonuna bağlı Srebrenica'da yaptığımız yolculuk da öyle karanlık ve yorucu bir yolculuktu.
Hem öyle bir kararlılık ki ayaklarındaki kanamalara aldırmazsın bile.
Gözlerin bahçe kapılarının ardındaki gözlere takılır kalır. Her ne varsa kalbinde, birazını o bahçeye bırakır yoluna devam edersin.
Ayaz gecelerde gök yüzünü yorgan eder, yeşil çimenlere yastığın diye sarılırsın. Uyandığında yeni güne, şükredersin Mevlâya.
Bir yudum sıcak çay içimi vakitte kulaklarına uzaklardan Yaradan’ın çağrısı dolar ansızın. Çağırır yaradan ümmeti Muhammedi huzura.
Sonra yine toparlayıp nevaleni yola koyulursun. Sıra sıra dağlara takılır gözlerin, yeşiline ayrı aşık olursun enginine ayrı.
Dik yamaçları dümdüz edersin yüreğinle, dava bu ya yorulmak nedir bilmezsin...
Asılır yüzün gitgide attığın der adımda bir yeni hikaye bir çift göz bir tek soru karşına çıkar hep.
Sorular hep aynıdır, etraftakilerin fısıldamaları dolaşır kulaklarında neden, neden diye.
Mavi gözlü sarı bir çocuk çıkar aniden yol kenarına, elinde o küçücük ellei ile topladığı yeşi erikleri uzatır sana, almak istemersin, ama ona karşılığında ne verebilirsin ki yutkunursun saçını okşayıp devam edersin yoluna,
Ağlamak kolay değildir bu topraklarda , ger şey düğüm düğüm olur, yüreğin cehennemin narı ile buz gibi olur adeta, ölüm ne kadar kolay olabilirdi, geride bırakmak sevdiklerini bir ayan geride kalmak nasıl bir duyguydu.
Bir çeşme başında, çeşitli milletlerden insanlarla karşılaşırsın, sorarsın nerelisin, kimi çöllerden kimi kutuplardan kimi orta asyadan, k,mi, avrupadan, ortadoğudan, çoğu Müslüman ama çok etkili bir azınlığı da gayrimüslimlerden oluşan bir barış gönüllülerinin birkaç dakikasına misafir olursun ayak üstü.
Ben Hıristiyan’ım burada Bosna halkı ve Dünya barışı için yürüyorum diyen Amerikanın Michigan eyaletinden gelen bir zenci kadın duygulandır seni, orada öylece kalıverirsin.
Derken yollar dik yamaçlara düşer dim dik yamaçlara.
Sırtında azığı ile yetmişaltı yaşındaki Boşnak Mehmet Amca çarpar gözlerine, titreyen bacakları ile bastonuna tutunarak tepeleri dümdüz eden Mehmet Amca, dayanamaz sorarsın, kimsiniz siz, duyduklarınız yüreğinize ağlatır sizi, ben bu yolu ilk geçtiğim günü dün gibi hatırlıyorum, ozaman daha genç ve güçlüydüm, ölümlerin altından süzülerek Tuzlaya gidiyordum şimdiyse Tuzladan geride Bıraktığım ölümlerin yanına yürüyorum. Ne diyebilirsiniz ki, öylece Allha güç versin deyip yolunuza dönersiniz.
Bir ara dik bir yamaçta ilerlerken, 7 yaşındaki Muhammet ile karşılaşırsınız, yanında dedesi, yürüyor aslan yürekli yiğit Boşnak çocukları yürüyor geçmişine doğru, çünkü onlar biliyor ülkenin geleceği geçmişinde gizli, etraflarında olan bitene aldırmadan yürüyor çocuklar.
Bir dağın başında çay kahve kazaları ile yürüyenlerin içini serinletmek için sıra sıra dizilmiş Müslümanlar, hadi buyurun buyurun çay kahve meyve diyerek yürüyenlerin yanında olmaya çalışıyor Boşnak köylüleri.
İkinci günün akşamı oldu.
Kamp alanına en önde girdim, bütün yürüyen ekip arkamdaydı, ama gördüklerim karşısında çok duygulandım,
Bosna Hersek Devleti öyle hazırlıklar yapmıştı ki binlerce insanı karşılamak üzere yine binlercesi orada hazır duruyordu.
hayatınızdaki ilk itfaiye aracı duşunu da orada yaşamış oluyorsunuz.
yemekler meyveler çaylar kahveler,
Türk olduğunuz için ne kadar gururlansanız az bu topraklarda, Bosna Halkı Türk olduğunuzu anlayınca yiyeceğini ve içeceğini size vermek istiyor.
Akşam saatlerinde kamp alanında çadırlar kuruluyor, güneş batmak üzere, yürüyenler yavaş yavaş kamp alanını doldurmaya başladı, adeta savaştan çıkmışcasına ayakları sargı bezleri ile yürüyenlerin yüzlerindeki mutluluk ifadesini, Allah yolunda şehit olmuşların yüzündeki tebessüme benzetiyor ve ne kadar doğru bir iş yaptığınızı anlıyorsunuz.
Gece oldu…
Kamp Alanında kurulan sahnede, Bosna savaşı ve Srebrenica katliamını anlatan film gösteriliyor.
Kamp alanı sessiz,
Tüm dikkatler savaş görüntülerinde ve insanlığın kaybettiği kendini yok saydığı Srebrenica da.
Boşnak geçleri ile tanışıyorsunuz, birbirinden azimli güçlü inançlı Boşnak gençleri, size katliamda olanları anlatıyorlar,
İçlerinden sarı saçlı mavi gözlü bir kız, “Ben şehit kızıyım” diyerek araya giriyor, üzülenler bakıp ağlamayacaksınız biz ülkemiz için var olmaya dik durmaya devam edeceğiz diyor. Kanınız donup kalıyorsunuz. Herkes çadırlarına çekildi dolunay adeta yol gösterir gibi aydınlık yüzü ile Müslümanları yorganı oluyor o gece….
2. günün sonu