1989 yılından bu yana yerel yönetimleri izleyen bir gazeteciyim.
30 yıla yaklaşan tanıklığımla ifade ediyorum; Yıldırım belediye başkanları hizmet yapmaktan çok tribünleri mutlu etmek için sahaya çıktılar.
Öyle olduğu için de bu ilçe gittikçe kan kaybetti ve (Daha sonra terk edilmek üzere) Bursa’nın “Misafir odası” olarak kaldı.
DSP’li Ramazan Altunöz’ün başkanlık yaptığı yıllarda bir silkinme olduysa da Zeki Eke, Cüneyt Karlık ve Özgen Keskin’in belediye başkanlıkları dönemlerinde Yıldırım istenilen hizmetlere ulaşamadı.
****
Özgen Keskin’in başkanlık yaptığı dönemde yıllık değerlendirme toplantıları olurdu.
O buluşmalarda Başkan Keskin’in ağzından bal damlardı; sanki Yıldırım’dan değil gelişmiş ülkelerdeki şehirlerden söz ediyor sanırdınız!
Belediyenin kapısının önüne çıktığınızda ise büyük hayal kırıklığı yaşardınız!
Halk deyişiyle, “Hayaller Paris, gerçekler Yıldırım olurdu.”
****
Bursa’nın bu en problemli ilçesinde, en can yakıcı sorununun kaçak ve çarpık yapılaşma olduğu çok açık.
Eğri-büğrü sokaklar, gelişigüzel, sağa sola serpiştirilmiş, göğe yükselen binalar, bir metre yeşil alanının bulunmadığı caddeler hatta mahalleler oluştu.
Otoparkların olmadığı, trafik keşmekeşinin yaşandığı, kışın hava kirliliğinin insan sağlığını tehdit eden düzeylere ulaştığı bir ilçe, devasa sorunlarıyla kentin sırtında kambur olarak duruyor.
****
Galiba ilk kez durumun ciddiyetinin farkına varan ve çözüm üretmeye çalışan bir başkan işbaşına geldi.
Derin ve sessiz bir şekilde giden çalışmalar yaptı.
Ve dün büyük bir müjdeyle basının karşısına çıktı.
Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Edebali, üç yılını değerlendirdiği basın toplantısında, en sorunlu altı mahalledeki kentsel dönüşüm projesinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandığını açıkladı.
AK Parti İl Başkan Yardımcısı konumundayken bile bu konularda hazırlık yapan Başkan İsmail Edebali’nin onaylattığı projeler gerçekleşirse, Yıldırım’ın çehresi bambaşka bir hale gelir.
Belediye Başkanı Edebali de söylediklerinin tamamını değil, yüzde 50’sini bile yaparsa tarihe geçer.
****
Çünkü Bursa’nın en sorunlu altı mahallesinden söz ediyoruz.
Proje gerçekleşirse, 150 bin insanın yaşadığı Arabayatağı, Mevlâna, Çınarönü, Yavuzselim, Ulus ve Hacivat mahallelerinin geniş sokakları caddeleri olacak, yeşil alanları artacak ve de araçlar için otoparklar yapılacak…
Dahası bunlar, TOKİ Doğanbey’de olduğu gibi göğe doğru yükselen binalar şeklinde olmayacak.
Bu mahallelerdeki evler, ötekisinin güneşini kapatmayacak, üst üste yığılmış görüntüsü vermeyecek, tıpkı Nilüfer’de olduğu gibi modern kent görünümüne bürünecek.
****
Burada öyle 0.50 katsayı ucubesiyle ada hatta parsel bazlı değişim söz konusu değil…
Yıldırım’ın yarısının yeniden imar planıyla buluşması ve bu ilçenin düzenli bir kent haline gelmesi söz konusu…
****
Belediye Başkanı Edebali, basın bilgilendirme toplantısında kentsel dönüşüm konusunda can alıcı bir noktanın altını çizdi:
“Mekansal planlama yaparken ulaşım ana parametre olarak ele alınır.”
Ah başkan ah!
Keşke diğer belediye başkanları da böyle düşünse!
Keşke böyle düşünenler de uygulamada gereğini yapsa!
“BİNALAR BEŞ KATI GEÇMEYECEK” SÖZÜ YERDE Mİ KALDI?
Kentsel dönüşüm projesine bakıldığında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa’da söylediği, “Binalar beş kattan fazla olmayacak” sözünün geçerli olmadığı görüldü.
Belediye Başkanı İsmail Edebali, bu konuda sorulan bir soruya karşılık olarak şu yanıtı verdi:
“Şehirler nüfus yoğunluğu nedeniyle kimliklerini kaybetti. Bizim projemizde aşırı bir nüfus yoğunlaşması olmayacak. Ticari alanları öne çıkaran bir proje yaptık.”
ZAMANLAMA MANİDAR!
Dün Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun da basının karşısındaydı.
Referandum değerlendirmesi ve kongre süreciyle ilgili bilgilendirmelerde bulundu.
09.30’da Başkan Cemalettin Torun ve ekibinin toplantısı vardı, 10.30’da ise Edebali’nin…
Haklı olarak bazı basın mensupları, “Günler çuvala mı girdi, neden aynı gün bu toplantı yapıldı? İsmail Edebali’nin değerlendirme toplantısı yapacağı çok önceden biliniyordu. Bir ön alma çalışması mıydı bu?” şeklinde yorum yaptılar.
Tam nedenini biz de anlamadık ama zamanlamanın manidar olduğunu söyleyebiliriz!