Demokratik kültürü içselleştirmeyenler muhalefetin de ne demek olduğunu anlayamazlar.
Birilerinin şunu kafalarına sokması lazım! Muhalefet iktidarın hoşlanmadıklarını söylemektir!
Aksi durumda buna siyasal literatürde “Majestelerinin muhalefeti” deniliyor.
Ki, en yakın örnek Azerbaycan’dır.
Orada muhalif partinin başkanını bile Aliyev ailesi belirler.
Hatta hangi milletvekilinin bağımsız olacağına da aynı aile karar verir.
****
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet” yürüyüşü bir turnusol kağıdı işlevi gördü.
Yıllar boyunca cuma günleri cami önlerinde “Başörtüsü” eylemi yapanlar veya ona destek verenler, şimdi demokratik hakkını kullanmaya çalışanlara kara çalıyorlar!
Dün başörtüsü için zincir oluşturanlar, bugün ana muhalefetin gösterisine bile tahammül edemiyor.
‘FETÖ, PKK’ diyerek iftira atmaya çalışıyorlar.
Sanki hapiste bulunanlar sadece PKK ve FETÖ unsurlarıymış gibi!..
****
Ayrıca yürüyüşü kendi amaçlarına alet etmek isteyenler var.
Şunu biliyoruz; 2002 yılından 2014 yılına kadar HDP çizgisi ve AKP, Ulus Devlet, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı ortak paydasında balayı yaşadı.
*****
Günün birinde balayı bitti, her şey ortaya çıktı. Ama kimse öz eleştiri yapmadı veya ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu yöneltemedi.
****
Ankara’nın göbeğinde masum insanların canına kıydılar.
Onların siyasal uzantıları, “Durun siz ne yapıyorsunuz?” demek yerine ölüm kusan bu makinelere sahip çıktılar; canlı bomba eylemiyle kendini patlatanların cenazelerine gittiler.
“Silahlı mücadele dönemi bitmeli. Silahlı güçler ülkeyi terk etmeli. PKK’nın yaptıkları insanlık suçudur” demediler!
Daha ötesinde, Amerikan bayrağının yanına PYD-PKK bayrağının konulmasına bile seslerini çıkarmadılar.
Türkiye’de ulus devlete şiddetle karşı çıkanlar, PKK’nın kurmaya çalıştığı ulus devlete sempatilerini gönderdiler.
****
FETÖ’ye gelince…
Dışarıya kaçan, kaçırılan ağa babaları yurt dışında, bir elleri yağda, öteki elleri balda yaşıyorlar.
Ne yazık ki cezaevinde bulunanlar, “Biz nerde yanlış yaptık? Neden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulmasına ses çıkarmadık? Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terörist diye içeri alınırken neden itiraz etmedik? Türkan Saylan’a ölüm döşeğinde operasyon çekilirken niçin sesimizi yükseltmedik?” demiyorlar.
Ne diyorlar biliyor musunuz; “Biz Kabe’nin yanına döşek serdik. Peygamber Efendimize yakın duruyoruz. Yusufiye’de yaşıyoruz.”
Bu kafalardan demokrasi, ortak yaşam, hoşgörü, siyasallaştırılmış dinin ülkeyi felakete sürükleyebileceği düşüncesi çıkar mı?
***
Eyyy iktidar yandaşları ve de onlara hizmet eden yancılar!
CHP yürüyüşünden size ekmek çıkmaz.
Sadece kendileri için adalet isteyenler değil gerçek adalet için yürüyor Kemal Kılıçdaroğlu…
Ne Edirne’de bitecek bu yürüyüş ne de FETÖ’ye hizmet edecek?
YANCILARA İKİ SÖZÜM VAR!
Orhan Sarıbal’ın sözlerini eleştirdim diye sosyal medyada linç kampanyası yaptılar.
Ağırlıklı olarak da bir mezhep mensubu insanlar…
Ben öyle yancıların, asalakların, sırça köşkte oturup solculuk taslayanların tıslamalarına prim vermem.
****
Dilim varmıyor onlara Alevi demeye, çünkü ben ömrüm boyunca hep Alevi oldum.
Solcu olmak zaten biraz Alevi olmak, biraz Kürt olmak, işçi olmak, kadın olmaktır.
(Onların bütün söylediklerine evet demek değildir bu. Kulak vermektir, düşüncelerini ifade etmelerinin önünü açmaktır.)
****
Hele bazı yancılar var ki, yüz karası!..
Ölçüsüz bir küfürbazlıkla solculuğu karıştırıyorlar.
Oysa yazı baştan sona iktidar eleştirisi içeriyor.
Adaletten, zulme alkış tutan iktidar mensuplarından, çamur medyasından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun doğru adımlarından söz ediliyor.
Son bölümde ise Bursa yürüyüşü sonrasında söylenen eş başkanlar sözünün bir çuval inciri berbat ettiği düşüncesi savunuluyor.
Diyelim ki, düşündüklerim yanlış, nerde kaldı sizin hoşgörünüz?
Hani Alevilik hoşgörü demekti?
Yobaz dincilerden ne farkınız kaldı?
Eleştiriye, eleştiri ile karşılık verilemez miydi?
O havada uçuşan hakaretler ne?
Allah korusun, Tayyip Erdoğan’ın yetkileri bunlarda olsa, (Yazı yazmaktan geçtim) bizi bu ülkede yaşatmazlar!
****
Bu yazının dip notu: Hepsi bir yana, karaciğerinin karalığı yüzüne vuran biri de olaya müdahil olmuş… Edep ve ahlâktan yoksun bu yancı bir ara benimle ilgili muhbirliğe soyunmuştu. Patronlardan beslenerek oturduğu sırça köşkten maval okuyan dışlanmış bu muhbir kişi, daha önce de utanmadan, sıkılmadan CHP üyesi olarak da HDP’ye destek çağrısı yapmıştı!..