Bursa’nın damarları tıkandı.
Yollar geçit vermez oldu.
Ulaşım bu kentin en büyük sıkıntısı haline geldi.
****
İstanbul’da olduğu gibi; yerel ve merkezi idarenin daha kapsamlı, daha rahatlatıcı projelere yönelmesi şart?
Hal böyleyken;
Kenti dağıtmadan (Desantralizasyon olmadan) araç ve insan yoğunluğunu artırarak sorun çözülebilir mi?
Akademik odalardan yükselen seslere de yeterince kulak verilmiyor!
****
Geçen hafta Kent Konseyi’nin düzenlediği “Ulaşım” paneline, İnşaat Mühendisleri Odası da bir bildiriyle katılmak istedi.
Yazılı hale getirilen bildiri ancak yetkililere iletilebildi.
****
Oysa orada somut öneriler vardı.
Ana başlıklar halinde sorunu şöyle özetlemiş İMO yetkilileri:
- Ana arterlerin mevcut trafik yükünü kaldıramayacak kadar yetersiz olması,
- Ulaşım Master Planı’nın doğru kullanılmaması,
- Denetimsizlik,
- Toplu taşıma araçlarının ihtiyaca karşılık verememesi ve rantabl olmaması,
- Plansız büyüme, yanlış imar planlaması yapılması,
- Sürücü eğitimlerinin yetersizliği…
*****
Her bir maddenin üzerinde ayrıntılı olarak durmayacağız ancak İMO’nun saptamalarındaki bazı düşünceleri bilginize sunmak istiyorum:
“Bugün ana arterlerin hemen hepsi maksimum 3 şerit ile sınırlı durumdadır. Bazı noktalarda 4 şerit olarak gözlemlense de özellikle İzmir - Mudanya yönü ile Ankara yönü üzerinde faaliyet gösteren BursaRay İstasyon yapıları, yaya üst geçitleri ile kavşak ve batçık yapılarından ötürü maalesef şerit artırımı ihtimali çok düşüktür. Şimdi bir de buna İstanbul yönünde T2 Hattı da aynı şekilde eklendiğinde Bursa ana arterleri 3 şerit ile sabitlenecektir. Bununla birlikte imar planlarında binaların yola neredeyse sıfır olduğu düşünüldüğünde gelecekte ciddi kamulaştırma maliyetleri çıkacağı ortadadır.”
*****
İnşaat Mühendisleri Odası Ulaşım Komisyonu, Dr. Brenner tarafından hazırlanan ulaşım master planına da uyulmadığını öne sürüyor:
“Şehrin her ne kadar Dr. Brenner tarafından hazırlandığı söylenen bir ‘Ulaşım Master Planı’ olduğu bilinse de hem hazırlandığı dönemde bu gruba zorla eklemeler yapıldığı hem de günümüzde tam anlamı ile bu plana uyulmadığı bilinmektedir. Örneğin Kent Meydanı - Terminal arasında yer altında BursaRay Hattı için çıkış bırakılmış olmasına rağmen ve ‘yer altından HRS olarak yapılması gerekirken’; günümüzden belki de 3-5 yıl sonra atıl olacak T2 Hattı için tüm yol daraltılmak suretiyle ikiye bölünmektedir. Muhtemelen birkaç kritik noktada yapılacak kavşak yapısı ve sinyalizasyonların kaldırılmasıyla trafik çokça rahatlayacakken, şimdilerde bu durumun aksi yönde değişeceği düşüncesindeyiz.”
*****
İnşaat Mühendisleri Odası, yanlış planlamanın trafik yükünü artırmaya devam ettiğini de saptamaları arasına almış bulunuyor:
“Büyükşehir olmanın en büyük dezavantajlarının başında sanırım göç ve beraberinde kaçak, plansız yapılaşma gelmektedir. Bu durum maalesef seçim dönemlerinde daha sık rastlandığı gibi bir de bu dönemlerde resmileşmektedir. Bunun yanında, ana arterler boyunca yola cepheli binaların yetersiz çekme mesafesi ve mevcut otopark miktarının ihtiyaca karşılık verememesi de eklendiğinde iş içinden çıkılamaz bir hal almaktadır. Yine bugün en büyük sıkıntılar kavşak ve batçık yapılarının olduğu noktalarda gözlemlenmektedir. Mevcut trafik yükünün yanı sıra hemen hepsi kavşak yapılarının üzerinde bulunan AVM’lerin giriş ve çıkışları da trafiği olumsuz yönde etkilemektedir. Bugün Kent Meydanı AVM, Korupark ve Carrefour bunun en büyük örneğidir. Yine yapımı henüz tamamlanmamış Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu ile yapılmakta olan hastane binasının aynı aks üzerinde bulunması, yanlış imar planlamasının en bariz örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.”
****
Aslında sorunun teşhisinde bir fikir birliği var gibi…
Ama çözüm noktasında yetkililer yeterince adım atmıyor.
İşte bu noktada siyasal partilere ve sivil toplum örgütlerine düşen görev, daha yüksek sesle sorunların çözümünü istemek, onu dayatmaktır.
Başka türlü bu kentte önümüzdeki yıllarda yaşamak çok zor hale gelecek!..