Bakan Tekin BTSO ana binada sektörün öncü isimleri ile bir araya geldi. Müşterek Komiteler Toplantısına katılım sağlayan Bakan Tekin ‘Sektör Buluşması Protokol İmza Töreni” gerçekleştirdi. Gerçekleşen imza töreninden sonra Bakan Yusuf Tekin: “Türkiye'nin en statükocu enstitülerinden birinin uzun yıllar Milli Eğitim Bakanı olduğunu kabul etmek lazım. Bilhassa mesleki eğitim konusunda bu statükoyu çok uzun bir dönem muhafaza ettik. Ancak, ifade ettiği proje okulları ve protokol okulları ile ilgili süreç, aslında Milli Eğitim Bakanlığı açısından bir yenilik oluşturuyor. Okul kavramını Milli Eğitim literatürüne kazandıran müsteşarlığım döneminde ben de bu konunun altını çizmek istiyorum. Oradaki mantığımız, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki tutucu refleksini dönüştürmek ve değiştirmekti. Bu sadece meslek liselerinde değil, güzel sanatlar liselerinde ve spor liselerinde de geçerlidir. Voleybol federasyonu ile protokol yaptık ve voleybol liselerini Türkiye'de voleybolun gelişimine katkıda bulunacak şekilde dönüştürdük. Futbol Federasyonu ile futbol lisesi açtık. O dönemde Bursaspor yönetimiyle de bir futbol lisesi üzerine bir protokol imzalamıştık. Yolda gelirken akıbetini sordum; ne oldu diye merak ettim, fakat arkadaşlar olduğu yerde duruyor dediler.
Belli alanlardaki eğitimi sektör temsilcileriyle beraber yapmak bizi zenginleştirecektir. Statükoyu beslemekten ziyade, gündeme ayak uydurmak ve modern olana uyum sağlamayı kolaylaştırmak önemlidir. Protokol okulları ve proje okulları ile bu adımı attık. Ne yaptık, hatırlatmak açısından söyleyeyim: Öncelikle bir proje mantığı çerçevesinde bu okullarda mesleki eğitimin müfredatını belirleme yetkisini sektörle paylaştık. Yani, ayakkabıcılık lisesi yapacaksak, ayakkabıcılar odasıyla oturup müfredatını beraber belirlememiz gerektiğini söyledik. Sadece müfredat değil, eğitimci kadrosunu oluştururken de 657 sayılı kanunun dışına çıkarak sektördeki uzmanları istihdam etmemiz gerektiğini belirttik. Yaptığımız protokollerle, sektör içerisinden ustabaşı ve usta gibi kişilerin mesleki eğitim veren okullarımızda eğitici olarak çalışmalarının önünü açtık. Uygulamada sorunlar yaşandığında, özellikle uygulama eğitimi görecek öğrencilerin iş yeri bulma sıkıntıları ile karşılaştık. Bu nedenle, asgari ücretin %30’u ve %50’si kadar staj ücreti ödemeyi yasal düzenlemeyle sağladık. Bu, benim müsteşar olduğum dönemde hayata geçirdiğimiz radikal dönüşümlerden biriydi.
Sektörün talepleri doğrultusunda, staja gelen çocukların meslek hastalıkları ve iş kazaları ile karşı karşıya kalmamaları için sigorta yaptık. Bunlar, 2014-2018 yılları arasında, büyük toplumsal ve siyasal eleştirilerle karşılaşmamıza rağmen hayata geçirdiğimiz radikal dönüşüm hamleleriydi. Ben, 2023 Haziran ayından itibaren bakan olarak çalışıyorum ve aynı radikal dönüşüm hamlelerini devam ettiriyoruz. Sizden isteğim, ben Milli Eğitim Bakanı olarak muhalefet tarafından yoğun eleştirilen bir kişiyim. Özellikle iki konuda çok eleştiriliyorum. Bunlardan bir tanesi, mesleki ve teknik eğitimde çocuk işçiliği yaptırdığımızı, çocukları iş dünyasının emrine verdiğimizi iddia etmeleri. Ben de diyorum ki, öyle bir şey yapmıyoruz. Çocuklarımızın bir meslek sahibi olması için ülkemizin nitelikli ve vasıflı eleman ihtiyacını gidermek amacıyla, iş yerlerinde beceri kazanmasını ve kendilerini nitelikli hale getirecek bir eğitim almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Beni eleştiriyorlar ama sanayi ve ticaret odaları bu durumu alkışlıyor. Ben de anlamıyorum; bu aranan nitelikli elemana ihtiyacınız var mı, yok mu?
Ben diyorum ki, bu ülkeye hizmet etmek değildir. Beni eleştirdikleri ikinci konu ise, biz bu işleri yaparken meslek örgütleriyle ve sivil toplum örgütleriyle protokol yapacağım dememdir. Beni eleştiriyorlar; diyorlar ki, "Her yerde protokol yapamazsın. Benim onayladığım yerle protokol yaparsın." Ben de diyorum ki, "Siz hangi vasfınızla Türkiye'deki sivil toplum örgütlerini ve meslek örgütlerini renklendirip yetkisine sahipsiniz?" Benim gözümde bu yetki hukuk devletine aittir; hukuk devletinin ilgili kurumlarına aittir. Dolayısıyla, siz ne derseniz deyin, biz bu konuda destek olacak herkesle protokol yapacağız. Yapmak zorundayız. Bu, okullarımızı zenginleştirmenin yoludur. Bir husus var ki, altını çizmek istiyorum. Biz başladıktan sonra, 2023 Haziran ayında bu konuda radikal adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu yazın yayınladığımız mesleki ve teknik eğitim belgesi sektör temsilcilerine bu anlamda inanılmaz bir alan açıyoruz. Neredeyse büyük yapıların içerisinde, büyük istihdam yapan sanayi tesislerinin içinde okulu açıyoruz şu anda. Bu noktayı buraya kadar taşıdık. Derdimiz, bu ülkenin üretim altyapısının gelişmesine katkıda bulunmak.
Bakın, daha yakın bir zamanda bir makale okudum. Diyor ki, "Çocukların bir ülkede insan kaynağı, yani öğrencilerin ve çocukların becerilerinin sağlıklı geliştirildiği bir ülkede, ülkenin gayrisafi milli hasılası ortalama yüzde iki puan daha yüksek olacaktır." Ben bunu istiyorum. Ben bu ülkenin milli gelirinin artmasını, üretim kapasitesinin yükselmesini ve çocuklarının hızla değişen dünyaya adapte olmasını istiyorum. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız. Mesleki teknik eğitim politika belgesindeki adımlarımızı belki buradaki arkadaşlar gelip anlatmışlardır. Bu yeni dönemde uygulamaya başlattığımız başka bir şey daha var: Mesleki eğitimin daha erken yaşlarda başlaması. Sektör temsilcileri, bu durumun daha faydalı olacağını söylüyor. Biz de mesleki eğitimin ortaokullarını pilot uygulama olarak açmaya başladık. Bir gün başka bir ortamda, inşallah bu konuda attığımız adımları sizlerle paylaşmak istiyorum. Hızla konuşuyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bize destek olan, destek olmak isteyen herkese şükranlarımı sunuyorum. Çünkü mesele biz değiliz; mesele toplumumuz, devletimiz, milli gelirimiz ve ekonomimiz. Hal böyleyken, hep beraber taşın altına elimizi koyalım istiyorum. Hepinize teşekkür ediyorum. Saygılar.