Sizler kadar sahaya hakim olan kimse yok
İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Nazlı Yazgan: “Çalıştayımızı daha önce İnegöl Dağ Bölgesi, Karacabey ve MustafaKemalpaşa bölgelerinde çalışmalar yaptık. Bugün merkezde sizlerle buluşmuş oluyoruz. Cuma günü de kalan kısmı, diğer muhtarlarımızla birlikte tamamlayacağız. Yüz bin öncelikli plan çalışmasına ilk katılımcı toplantısını muhtarlarımızla gerçekleştirdik. Bu toplantıları sizlere bırakıyoruz. Bu süreci neden masa başında kendi ekiplerimizle sürdürebilirdik. Şu anda yaklaşık kırk tane büroda sadece bu işi yapan arkadaşlarımız var. Planlama konusunda şanslıyız. Bunun haricinde otuz üç tane danışman hocamız, çoğu profesör unvanına sahip, uzmanlarla birlikte yol alıyoruz. Ancak ilk önce sizlerle danışmak istedik. Sorun ve önerilerinizi almak, potansiyel durumu tespit etmek üzere sizlerin görüşleri bizim için çok önemli. Gerçek anlamda dışarıdan bu işin neden tutacağını soracak olursak, cevabımız öncelikle muhtarlar. Çünkü sizler kadar sahaya hakim olan kimse yok. Hem sorunları biliyorsunuz hem de çözümlerle ilgili önerilerde bulunabiliyorsunuz. Tespitlerimiz konusunda biraz sonra afet çalışmalarımızı sizlere sunmuştuk. Orada genel anlamda talep ve önerilerinizi almak istiyoruz. Dediğim gibi, bunu masa başında yapmayı asla istemiyoruz. Eğer öyle olsaydı, bu bizim için oksit bir an olurdu. Bu planı fırsat doğmadan birlikte yapmak istiyoruz. Hepimiz birlikte çalışıyoruz. Lütfen her ortamda rahatça söyleyin; bu plan Bursa için bir bölü yüz bin ölçekli planı birlikte yapıyoruz.” dedi.
Birlikte çalışmalıyız
Düzenlenen çalıştaya katılım sağlayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey: “Tüm sektörlerin değerli katmanları, sanayi, sanayiciler, esnaflar, gençler, kadınlar ve diğer sektörlerdeki insanlarımız, çalışanlarımız bir araya gelerek Bursa'nın 2050 vizyonuyla bu planı gerçekleştirmek için yola çıktılar. En doğru yaklaşımı ortaya koymak üzere önemli bir yol katettiler. Sizlerin bu plan çerçevesinde yapacağı katkılar ve öneriler son derece anlamlı ve önemli. Bu anlamda, yapacağımız bu plan Bursa'nın anayasası olacak. Sadece plan yapmak yeterli değil; bundan böyle Musa Piyango, önümüzdeki süreçte şirketleşecek ve Bursa'nın her grubu, danışman hocaları, akademik odaları, çalışanları ve değerli muhtarlarımızla birlikte yerel planların alt planlarını güçlendirecek. Aynı zamanda, diğer tüm ilçelerde yeni planlama alanlarının stratejilerini ortaya koyacak ve takibini yapacak. Tüm planlama anlayışını bu dönemde Bursa Plan çatısı altında toplayarak yöneteceğiz. Doğru bir iş yaparak, Bursa'da herkesin gülümseyebileceği, yeşil alanların arttığı, çocukların parklarda rahatlıkla dolaşabildiği, kültürel alanların, eğitim tesislerinin, dini tesislerin, sosyal tesislerin ve spor tesislerinin olduğu bir anlayışı gerçekleştirmek sorumluluğumuz olacak. Bu nedenle, Bursa Plan grubunda yer alan ve bu konuda emek sarf eden tüm arkadaşlarıma, katkı sunan tüm kesimlere, sizlere de özel teşekkür ediyorum. Bursa'nın havasını zaman zaman soğuk buluyorum. Hava ölçüm cihazlarımızı beş noktaya yerleştirdik ve daha önce var olan beş cihazla birlikte toplam on tane oldu. Bunları canlı olarak takip ediyorsunuz. İlçe belediyeleriyle hava ölçüm cihazları entegrasyonu sağladık ve şu anda yirmi dokuz adet hava ölçüm cihazımız var. Bursa'da yaşayan biri olarak, hava kirliliği en fazla nerede diye sorsalar, belki çoğumuz tahmin edebiliriz. Ancak İnegöl'de, en fazla hava kirliliği yaşanıyor ve İnegöllülerin maske takma zorunluluğu var. Bu durum gerçekten üzücü. Merkezde yaşayan insan sayısı yaklaşık iki yüz elli bin; ikinci sırada ise burada binlerce insan yaşıyor. Nilüfer tarafından da ilginç bir şekilde hava kirliliği sorunları yaşanıyor. Bu durumları düşündüğümüzde, kirletenlerin kimler olduğunu biliyoruz. Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü'ne zaman zaman göreve davet ettim. Bir araya gelip birlikte çalışmalıyız.
Bunun takipçisi olacağız
Önce derelerden başladık. Şimdi bunların hepsi aslında o ana planın içerisinde yer alacak. Bugün birçoğumuz, inanın bana, dördüncü seviyenin altında olduğu için Nilüfer Çayı’ndan sulanan sularla o meyveleri yememesi gerektiğini bilimsel raporlarla ortaya koyuyoruz. Bunu biz hak etmiyoruz. Ben bu konuda on aydır ısrarımı sürdürüyorum. Birçok ses duyuyorum, ayrı bir ses. Öncelikli olarak o Nilüfer Çayı’na atık suları verenler sorumlu. Bunu da başaracağız, hep beraber başaracağız dostum. Sevgili muhtarlarımız, gördüğünüz gibi, gibi bize iletin. Biz bunun takipçisi olacağız, her konuda olduğu gibi. Tavamız, suyumuz önemli. Bu konuda, tabii ki, il, çevre ve şehircilik iklim değişikliği müdürlüğü kuruldu. Valiliğimizden, müdürlükten ve bizden üç lira olmak üzere Nilüfer Çayı’nı temiz tutmayı hedefliyoruz inşallah. Ancak şunu gördük ki, maalesef bazı yerlerde görevimizi yapmamışız. Bunu da tespit ettik. Her şey güllük gülistanlık değil, biz öyle mi zannediyoruz ama değilmiş. Milletçe o alanlarda deşarj noktalarıyla ilgili üzgünüm ki şimdi toplantılar uzadı. Ne yapabiliriz, nasıl çözüm bulabiliriz diye acilen çözüm bulma gereği hissedildi.
Kimseye taviz vermem
Çöp toplama sahasının atık suları ile ilgili arkadaşlar, gerçekten çok üzüldüm. Niye yapılmadı dedim? Bağlantı kurulamamış. Yani gerekli olan büyükşehir belediyesinin, çöpün sızıntı suyunun dereye akmasını önlemek için acilen bağlantıyı yapıp o suyu atma tesisimize götürmek zorundasınız. Bu nedenle, bu kent hepimizin. Hepimizin çocukları var, ağaçlarımızın torunları var. Biz soframıza gelen o domatesi, o biberi, patlıcanı, o meyveyi yerken güven içinde yememiz lazım inşallah. Bu durumda kimseye taviz vermem. İşte yapacağımız bu planla birlikte, bu kaçak sanayi dediğimiz o bölgeyi taşımamız lazım. O bölgeyi kontrollü bir alana götürüp orada yapmalıyız. İşte bu plan, o kadar inşaatla ilgili ama muhtarlarım, gözünüzü seveyim, yüreğinizi yiyin. Asla müsaade etmeyin. Çünkü her birinin atığı ülkeye zarar veriyor. Depolar var, biliyorsunuz, yapıldı. Bu pandemiden itibaren maalesef bazı yerlerde sanayi oluyor ama bunların her biri şu anda atıklarını en yakın dereye atıyor. Başka bir dereye atıyor ve oradan bir perçeyle buluşuyor. Sanayi adı da böyle kolay. Topraktan daha rahat. Bu konuda sizlerden özellikle rica ediyorum. Çünkü bu kentin bireyleri olarak, toprağımızın, suyumuzun ve havamızın temiz olması lazım. Bunu yapacak kapasitemiz var. Belki birikimimiz, sizlerle birlikte güçlü bir bilgi birikimimiz var. Bunu sağlayacağız. Öyle de sağlayacağız, böyle de sağlayacağız.
Bunu hep beraber sağlayacağız
Biz bu güzel Bursa’da, dağın ovasını denize olan Bursa’da, Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehirde, sekiz bin beş yüz yıllık tarihe kadar giden kültürel ve sanatsal değerlere sahip bir Bursa’da, havanın da temiz olması lazım, suların da temiz olması lazım. Bunu sağlayacağız hep beraber. Hepimizin sorumluluğu bu. Sadece Mustafa Boz Bey’in değil, hepimizin sorumluluğu. Bunun için bir araya geleceğiz. Gerekirse tartışacağız. İş için tartışır, sonra kucaklaşırız. Bu kapasiteyle ve bu anlayışla çalıştığımızı bilmenizi istiyorum. İnşallah mahallelerimizin sorunlarını sizlerden bekliyoruz. Her ne kadar arkadaşlarımız geri dönüşlerde bazen zayıflık yaşasalar da, bu kurmuş olduğumuz ve sona yaklaştığımız teknik alt yapımızla birlikte, sizlerle beraber hem sorunlarımızı alıp çözümlerimizi bulmak için bir sistem kurduk. Bunları başarmak üzereyiz. Arkadaşlarımdan özellikle istiyorum; muhtarlarımız belediyeye geldiğinde beklemesinler. Meclis üyesi geldiğinde beklemesin, başkan geldiğinde beklemesin. Sonra milletvekili geldiğinde beklemesin. Dördü de kendisi için değil, mahallesi için ya da bir bölge için sorun işleyebilir. Bu yüzden hemen görüştüreceksiniz bizleri. İkincisi, muhtarlarımızın hem sorunlarını alıp geri dönüşlerini mutlaka yüzde yüz yapmaları lazım. Değerli muhtarlarımız, önemli olan o planın dahilini istedikleri hizmetlerin takiplerini yapmalarıdır. Biz onlara göre de bir şey yapacağız. Yani personelimizin tümünü muhtarları ne kadar önemsediğimin altını çizerek söylüyorum, girmesi lazım. İyi ki varsınız sevgili muhtarım.” dedi.