Ramada by Wyndham Bursa Nilüfer'de Gayrimenkul için Strateji Platformu (GİSP) ve Bursa Emlak Müşavirleri Esnaf Odası (BEMO) iş birliğiyle düzenlenen "Afet Dirençli Planlama ve Yapılaşma" başlıklı panelde şu isimler yer aldı: Bursa Uludağ Üniversitesi Emlak Yönetimi Programı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, BEMO Yönetim Kurulu Üyesi Meral Türkeş, GİSP Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Akdoğan, Yüksek Şehir Plancısı ve Petra Planlama Kurucusu Uluay Koçak Güvener, Yardımcı Legal Hukuk Ofisi Ortak Av. Dr. Kazım Çınar, GiSP Bursa Grubu Başkanı Erkan Erdem, ve moderatör olarak Egemall Gayrimenkul Geliştirme Genel Müdürü Şükrü Cem Akçay.
GİSP Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Grup Başkanı Şükrü Cem Akçay, panelin açılışında bir konuşma yaptı. Akçay, "Bursa gerçekten kültürlerin buluştuğu bir kent. Bütün göç yolları Bursa'dan geçmiş. Sanayisi ve tarımıyla zengin bir kent. Dolayısıyla gayrimenkul sektörünü de ilgilendiriyor" ifadelerini kullandı. Daha sonra Akçay, panele katılacak konuşmacıları tanıttı.
Toplumun karşılaştığı sorunlara çözüm bulabilmesi, afet eğitimlerinin önemli bir parçası olmalıdır
Yüksek Şehir Plancısı Uluay Koçak Güvener, panelde ilk olarak konuşan isimdi. Güvener, afet planlaması üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Güvener, "Doğal tehlikelerin ve insan eylemlerinin karmaşık sonuçları olan afetler, toplumun gelişimini engellemekte. Türkiye'de 2023 yılından bu yana çok sayıda deprem yaşandı ve hala devam etmekte. Bunun yanı sıra, ülkemizde seller de yaşamı ve ekonomiyi engelleyen bir diğer önemli olaydır. Tehlike ve kırılganlık, riskin iki bileşeni olarak ortaya çıkar. Afetler ve riskler arasındaki ilişkiye baktığımızda, bir risk oluşumunda afetin gerçekleştiğini görüyoruz. Şehir planlamasında afet risklerinin belirlenmesi, olası problemleri engellemeye yardımcı olur. Afetlere hazırlıklı olmalı ve halkı bilinçlendirmeli, afetlere dayanıklı yapılar planlamalıyız. Risk azaltma stratejileri uygulamak son derece önemlidir. Yönetmeliklerimiz ve kanunlarımız bu konuyu güzel bir şekilde anlatıyor ancak ne yazık ki uygulamada sorunlar yaşanıyor.
Mahallemizde bir sorunla karşılaştığımızda, mahalle sakinlerinin birbirleriyle iletişim kurması çok önemlidir. Bu yüzden dirençli kentler için bilinçli toplum kavramını vurguluyoruz. Toplumun karşılaştığı sorunlara çözüm bulabilmesi, afet eğitimlerinin önemli bir parçası olmalıdır" şeklinde konuştu.
Bursa, yoğun bir nüfus baskısı altında
Bursa Uludağ Üniversitesi Emlak Yönetimi Programı Bölüm Başkanı Elif Karakurt Tosun, ikinci sunumu gerçekleştiren isimdi. Tosun, rant ve güvenli yaşam alanları konusunda kentsel dönüşümü ele aldı. Tosun, "Konut, şu anda Türkiye'nin gündeminde olan ve insanların en temel fizyolojik ihtiyaçlarından biri. Ülkemizin nüfusu 85 milyona ulaştı ve 2049'da bu sayının 100 milyonu geçeceği öngörülüyor. Bu da konut ihtiyacının daha da artacağı anlamına geliyor. Ancak büyük şehirlerde, İstanbul, İzmir, Bursa gibi, imarlı arsaların yetersiz olması ve yeni arsaların üretilmemesi, gayrimenkul sektöründeki en önemli yatırım kaleminin arsa olmasına neden oluyor. Merkezi ve yerel yönetimlerin kapsamlı bir analiz yaparak, doğal afetlere dirençli, güvenli yaşam alanları sunacak kentsel dönüşüm modelleri geliştirmesi gerekiyor. 12. Kalkınma Planı'nda, iklim değişikliği ve afetlere karşı dirençli, tarihi ve kültürel birikimiyle uyumlu nitelikli yerleşim alanlarına sahip, herkes için erişilebilir kentsel hizmetler sunulan, yaşam kalitesi yüksek, yeşil ve dijital teknolojilere dayalı akıllı, güvenli, sürdürülebilir şehir ve yerleşimler oluşturmak temel amaçtır. Türkiye'nin dördüncü büyük kenti olan Bursa, yoğun bir nüfus baskısı altında. Plansız yapılaşmanın en yoğun olduğu Yıldırım İlçesi'nin yaklaşık yüzde 33'ü kentsel dönüşüm gerektiriyor. Kentin en yüksek rant potansiyeline sahip bölgelerinden biri olan Akpınar Bölgesi'nde ise nihayet kentsel dönüşüm çalışmaları başladı" şeklinde konuştu.
Afetler karşısında vatandaşlara karşı devletin açık bir yükümlülüğü bulunmaktadır
Yardımcı Legal Hukuk Ofisi Ortak Av. Dr. Kazım Çınar, afetler ve hukuk alanında konuştu. Çınar, "Temel hak ve özgürlüklerin korunmasından devlet, yani idare sorumludur. Afetler karşısında vatandaşlara karşı devletin açık bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Afet ve hukuk bağlamında kusursuz sorumluluk, idare hukukunda, mevcut bir ödevin yerine getirilmemesinden kaynaklanan eksikliklerin cezai anlamda faili kınanabilir hale getirdiği durumu ifade eder. Afet durumunda öncelikli sorumluluk aslında idarenin üzerindedir. Bir afet meydana geldiğinde, binaların çökmesi veya can ve mal kayıpları yaşanması durumunda, sorumlu kişilere çeşitli cezalar uygulanabilir. Maddi ve manevi tazminat taleplerinde, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkalarına zarar veren kişi, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Eğer zarar verici bir eylemi yasaklayan bir hukuk kuralı yoksa bile, ahlaka aykırı bir eylemle başkasına kasten zarar veren kişi, yine bu zararı gidermekle yükümlüdür" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Doğa ile savaşırsan kaybedeceksin
BEMO Yönetim Kurulu Üyesi ve Gayrimenkul Kurucu Meral Türkeş, kentleşme sürecinde doğru gayrimenkul tercihlerinin önemini vurguladı. Türkeş, "Ben cümlelerime bu söz ile başlamak istiyorum. 'Ey insanoğlu doğayla savaşırsan kaybedeceksin. Doğayla savaşmak mi istiyorsun yoksa barışmak mı? Eğer savaşırsan kaybedeceksin.'
Potansiyel alıcılar, gayrimenkul tercihlerini belirlerken, binanın kat mülkiyetine sahip olup olmadığını, ne zaman inşa edildiğini ve binanın planını kontrol etmelidirler. Ayrıca, kentsel dönüşümle ilgili riskli yapıları Bakanlık kayıtlarından kontrol edebilirler" şeklinde konuştu.