Bursa için kritik bir öneme sahip
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuşmasının devamında: “Bildiğiniz üzere, aktif kesiştiği bir noktada yer alıyoruz. Tarih boyunca Bursa'da birçok yıkıcı deprem yaşanmıştır. Kentimizin deprem riskine karşı dayanıklı hale getirilmesi, sadece bilimsel bir zorunluluk değil, aynı zamanda geleceğin Bursa'sı için kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda, bilimsel veriler ışığında kentimizin risk haritalarını oluşturarak kentsel dönüşüm çalışmalarına hız vermiş bulunuyoruz. Depreme dayanıklı bir şehir oluşturmak, öncelikli hedeflerimiz arasındadır ve bu hedefleri sizlerle şu şekilde paylaşmak istiyorum:
1. Riskli bölgelerin belirlenmesi ve önceliklendirilmesi,
2. Zemin etütleriyle yapı güvenliğinin artırılması,
3. Kent dokusuna uygun sürdürülebilir dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi,
4. Vatandaşlarımızın haklarının korunması,
5. Uzlaşı noktasında bir sistemin kentsel dönüşüm sistemine entegre edilmesi.
Bu kapsamda, kentimizin her köşesinde kapsamlı bir dönüşüm seferberliği başlatmış bulunuyoruz. Şimdi, sizlere sunacağımız çalışmaların yanı sıra, önümüzdeki süreçte projelerimizi de sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Bölgenin zemin yapısı, depremin etkisini büyütebilir
İlk olarak, Bursa'mızın deprem tarihçesi ile sunuma başlamak istiyorum. Bursamız, aktif deprem fayları üzerinde yer alan çok önemli bir bölgedir. Tarih boyunca yıkıcı depremlerle karşı karşıya kalan bir kentiz. Bunlardan en önemlileri arasında, zaman zaman paylaştığımız 1855 depremi bulunmaktadır. 28 Şubat 1855 tarihinde meydana gelen bu deprem, gerçekten önemli bir yıkıma sebep olmuştur. Ana üssünün Uluabat Gölü'nün bileğinden geçen Uluabat Fay Hattı üzerinde olduğu düşünülmektedir. En büyük hasar, Kestel'den Akçalar'a kadar uzanan bölgede gözlenmiştir. Akabinde, 11 Nisan 1855 depreminin merkez üssünün ise şehir içindeki Uludağ eteklerini takip eden faylar üzerinde olduğu belirtilmiştir. Daha yakın tarihlerde, bildiğiniz gibi 17 Ağustos 1999 depremi bu bölgede olmuştur. 7.4 büyüklüğündeki Kocaeli depremi, Marmara Denizi'ne uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bölgemiz için büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Sismik tehlike analizleri yapılırken, iki ana unsur üzerinde mutlak durulmalıdır: Deprem üretebilecek faylar ve bölgenin zemin yapısı. Çünkü bölgenin zemin yapısı, depremin etkisini büyütebilir. Yani sıvılaşma potansiyeli yüksekse, orada yıkıcı aynı şiddette olan bir deprem, kaya olan bölgede daha az yıkıcı olur; fakat sıvılaşma olan bölgede daha fazla yıkıcı etki yaratır. Bursa'da, medya tarafından resmi olarak tespit edilmiş dokuz tane fay hattı bulunmaktadır.
Afetlerden ders çıkarmadık
Bugüne kadar ülkemizde yaşanan afetlerden ders çıkarmadığımızı paylaşmak istiyorum. Deprem başta olmak üzere, karşı hazırlıklı olmamız gerektiği konusunda kentimizin tüm kurumlarının ve halkımızın el ele vererek bir kentsel direnç seferberliğine katılması hepimizin arzusu ve bizim de önemsediğimiz bir karar. Bu doğrultuda çok önemli bir adım atıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, Japon ve Uluslararası İşbirliği Ajansı iş birliği içinde yürüttüğümüz Bursa Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Projesi'ni hayata geçiriyoruz. Proje, 2023 yılında başlatılmış olup, 2026 yılının Ağustos ayında sona erecek olan yaklaşık üç buçuk yıllık bir süreç boyunca devam edecektir. Bu projenin en önemli çıktısı, Bursa'nın kentsel direnç planının oluşturulması olacaktır. Projemiz kapsamında ülkemizin önde gelen bilim insanlarından, Profesör Doktor Barış, Profesör Doktor Seyitoğlu ve Profesör Doktor Reyhan Bayhan'dan akademik destek alıyoruz. Kendilerine ve huzurlarınızda bu desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Projemizin üç önemli çıktısı bulunmaktadır. Birinci çıktımız, deprem riski, bina riski, altyapı ve kamu binalarının riskinin değerlendirilmesi olacaktır. İkinci olarak, kentsel dirençlilik planının hazırlanmasına önemli katkı sağlamaktadır. Bu plan, makro ve mikro anlamda üst ölçekli ve alt ölçekli planlarla entegre edilecektir. Üçüncü çıktı ise, planın tüm verileri entegre ederek bölgede sıcak bir depremde kayıplarımızı minimize etme şansını artıracaktır.
Nilüfer’de çalışmalarımız devam edecektir
Kentimizin zemin yapısını en detaylı şekilde analiz edebileceğimiz bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Ayrıca, nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı Osmangazi ve Yıldırım mikro bölgelerine etkilerini gerçekleştiriyoruz. Yıl dönümünde Osmangazi ilçelerimizdeki çalışmalar tamamlandı. Nilüfer'deki çalışma ise devam ediyor. Elde edilen veriler, mevcut zeminin değerlendirilmesiyle birleştirilecek ve yeni bütçede bu güncelleme devam ederek sivil altyapıya detaylı bir şekilde analiz edilmiş olacak. Meta verilerine göre, kentimizden geçen tüm faylar resmi olarak eklenmemiştir; ancak bilim insanlarının tespit ettiği verilere dayanmaktadır. Gelin, on iki farklı deprem senaryosu oluşturulmuştur. Bu çalışmalar, kentin sismik risklerini ortaya koyan çok önemli verilere dayanmaktadır. Analiz etme durumundayım. Geçmiş yıllarda tespit edilen yaklaşık beş yüz yirmi bin bina bulunuyordu. Bugün itibarıyla bu sayının altı yüz yirmi sekiz bine ulaştığını sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum. Binaların yapım yılı, buluştuğu zemin, hangi zemin cihazı katsayıları gibi veriler dijital ortamlarda, akademik danışmanlarımız ve Japon uzmanlarımızın belirlediği kriterlere göre bu yapıların afet riski durumlarını da test ettik. Önceki hafta biliyorsunuz ki bu durumda, orada da bu disklerin getireceği sonuçları paylaştılar. Basında da bazı değerler orada yansımış oldu. Gerçekten riskimiz büyük. Yaklaşık altı yüz yirmi sekiz bin civarında binamız var; ancak yüz yirmi iki binanın deprem riski taşıdığını ve yaklaşık yirmi altı binanın ise yıkılma tehlikesi altında olduğunu giderek de olsa paylaşmak istiyorum.
Bursa’nın kent anayasasını oluşturacağız
Kamu binaları, okullar, hastaneler, garajlar ve altyapı tesisleri bulunmaktadır. Köprüler ve köprü sistemleri ile havaalanı ve limanlar da mevcuttur. Afet direnci açısından izleme fırsatını bulduk. Japon uzmanlarımız saha tespitleri yaparak analizleri tek tek gerçekleştirdiler. Böylece kamu yapılarının alt testlerinin risk analizlerini projemize dahil etmiş olduk. Akabinde sanayi yapıları da gündeme gelecek, çünkü sanayimize geri döndüğümüzde, 1960'larda başlayan OSB serüvenimiz bulunmaktadır. Ardından kaçak yapılaşmamış bölgelerde kaçak sanayilerimiz var. Bunların da mutlaka iktidar analiz edilmesi, hem zemin açısından hem yapı açısından zorunludur. Bu projenin ikinci ve en önemli çıktısı, kentsel dirençlilik planıdır. Bu plan, kentsel gelişimin afetlere karşı dayanıklılık perspektifiyle şekillendirilmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda elde edilen bilgiler, Bursa'nın "kent anayasası" dediğimiz 2050 vizyonu ile yenilenecek olan bir bölümü, yüz bin ölçeğinde çevre düzenli planlamada halkın teşkil etmiş olduğu veriler üzerine gerçekleşecektir. Kentsel dirençlilik planı, imar planlarından ulaşım projelerine, kentsel dönüşümden afet müdahale stratejilerine kadar pek çok alanda yol gösterici olacaktır. Kritik insani yardım noktaları, afet esnasında kapanma riski taşıyan bölgeler şu anda belirlenmiştir. Böylece kentimizin ana ulaşım noktaları, hastalara kritik testleri arka planda işlerini sürdürebilecek şekilde planlanacaktır. Bu süreçte başta AFAD olmak üzere ilimizdeki tüm kamu kurumlarıyla iş birliği içindeyiz. Kentimizin geleceğini güvence altına almak için katkı sağlayan bu kurumlara, kentimiz adına teşekkür ediyorum. Projemizin üçüncü ve son aşamasında, kentsel dirençlilik planının izlenmesi süreci yer alıyor. Böylece belirlenecek hedeflerin ne ölçüde uygulandığını takip etmiş olacağız ve gerektiğinde önlemler alarak süreci daha da güçlendireceğiz. Kentimizi depreme dayanıklı hale getirmek için bilimsel veriler ışığında kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz.
15 ayrı sektör ve 35 akademisyen ile çalışıyoruz
2050 vizyonu hazırlamakta olan çevre düzenli çalışmalarımız, başta yer birimleri olmak üzere, makro ulaşım, sanayi, doğal yapı, çevre sorunları ve iklim değişikliği gibi on beş ayrı sektörde otuz beş akademisyenin öncülüğünde sürdürülüyor. Çalışmalar kapsamında, hızla kentleşen şehrimizin kentsel dönüşüm odaklı yeni bakış açısıyla tasarlanması ön plana alınmıştır. Yeni planlama anlayışımızla geçmişte yapılan planlama hatalarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yaşanabilir, yeşil bir kent oluşturmayı ve yaya öncelikli bir bakış açısıyla ilerlemeyi amaçlıyoruz. Çocuklarımızın okullarına yürüyerek veya bisikletle güvenli bir şekilde gidebileceği, insan ölçeğinde tasarlanmış yapı düzenlemelerini de Uludağ'ın ekolojik değerlerini gözeten bir planlama modeli ile geliştirmiş bulunuyoruz. Bu model, kamu üzerindeki altyapı yükünü azaltmayı amaçlayan ve büyük imar adalarından oluşan bir anlayıştır.
Bursa şehirlerin dirençlilik programına 2000 yılında katılmıştır
Bursa, Deprem Riski Azaltma Ofisi tarafından yürütülen şehirlerin dirençlilik programına 2000 yılında katılmıştır. Dünya genelinde 1,792 şehir arasında yer alan Bursa, Türkiye'den katılan altı büyükşehir belediyesinden biridir. Bu program, kentlerin afetlere hazırlık seviyelerini belirleyecek ve risk azaltmalarına rehberlik edecek bir platform sunmaktadır. Kentsel dirençlilik sağlanmasında en önemli araçlardan biri kentsel dönüşümdür. Bu süreç, yalnızca binaların yenilenmesi ile sınırlı kalmamalı; insan odaklı bir yaklaşım benimsenmelidir. Kentsel dönüşüm, iki ana kategoride değerlendirilmektedir:
1. Planlı Alanlarda Dönüşüm: Daha önce ruhsat alınmış alanlarda gerçekleştirilen dönüşümler.
2. Gübre Alanları: Otopark, yeşil alanlar ve okul alanları gibi kentsel ihtiyaçların olmadığı bölgelerdeki dönüşümler.
Bu dönüşüm sürecinde, insanların ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı ve planlamalar buna göre yapılmalıdır. Aksi takdirde, yalnızca bina yenilemekle kalınır ve gerçek bir dönüşüm sağlanamaz. Bursa'nın kentsel dönüşüm strateji belgesi, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı tarafından riskli ve rezerv alanların tespiti için zorunlu tutulmaktadır. Bakanlık, 2019 yılında yayımladığı genelge ile tüm belediyelere bu çalışmaların yapılması gerektiğini bildirmiştir.
İlçelerimiz ile yüz yüze görüşmeler yapıyoruz
Bugüne kadar bu plan hazırlanmadığı için, göreve geldikten sonra gerekli adımları atarak 2025 yılına kadar kentsel dönüşüm planımızı tamamlamayı hedefliyoruz. Belediyemizin ilgili birimleri, 17 ilçe belediyesi ile yüz yüze görüşmeler yaparak gerekli verileri topladı. Bu ana plan ile öncelikli dönüşüm alanlarını belirledik. Dönüşüm projelerinin nasıl finanse edileceği ise katılımcı bir anlayışla netleştirilecektir. Kentsel dönüşüm belgesi, çevre düzeni planı ve dirençlilik planı birbirleriyle entegre bir şekilde ele alınacaktır. Bu üç plan, kentimizin gelecekte nasıl şekilleneceğini, gelişim bölgelerimizi ve afetlere karşı dirençliliğimizi artırmaya yönelik politikalarımızı kapsayacaktır. Bursa, kentsel dönüşüm sürecini hızlandırmak adına özel sektör ile işbirliği yapmaktadır. Belediye başkanlarıyla düzenli olarak bir araya gelerek bu konuları tartışmakta ve tüm paydaşların görüşlerini almakta. Böylece, tüm şehirlerde uygulanacak sistematik bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu süreç, Bursa'nın kentsel dönüşüm ve dirençlilik hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olacaktır.
Bu çalışmalar tamamen Bursa’ya yöneliktir
Bir site hangi bina başvuracaksa, kriterler bellidir. Mecliste bu şekilde gelecek ve bu şekilde de çıkacaktır. Tabii ki bu çalışmalar tamamen Bursa'ya yöneliktir. Ülke kararları çerçevesinde yapılan çalışmalar, Bursa'nın güçlenmesini sağlamaktadır. Bu çalışmaların ana temelinde dönüşüm şartları, artış düzenlemeleri, artan nüfusa karşılık ayrılması gereken kentsel dönüşüm alanları, ticaret alanları ve farklı yapım nizamları gibi konular yer almaktadır. Bursa'nın daha sürdürülebilir ve dirençli bir kent yapısına kavuşması amacıyla bu planlamalar, kentimizin yeşil dokusunu canlandırmayı ve ekolojik dengeyi koruyarak modern yaşamı desteklemeyi hedeflemektedir. Bu dönüşüm süreci, Bursa'nın daha yaşanabilir, çevre dostu ve güvenli bir kent olmasını sağlayacaktır.
Proje yakında meclisimizden çıkacaktır
Altı bin üç yüz altı sayılı "Afet Riski Altında Yapıların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" kapsamında, bakanlık tarafından geçici olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen yetkinin belirli kriterler çerçevesinde uygulanmasına ilişkin düzenleme, imar bayındırlık kontrolüyle doğal afet ve kentsel dönüşüm fonksiyonu havale edilmiştir. Yakında meclisimizden çıkacağını umuyoruz. Sonuç olarak, deprem riski taşıdığı bilinen Bursa'nın dirençli bir yapı haline getirilmesi amacıyla, akademik çevreler, meslek odaları, ilçe belediyeleri, kamu kurumları ve özel sektör temsilcileriyle yerel halk dahil tüm paydaşlarla iş birliği içerisinde katılımcı bir anlayışla çalışılmaktadır. Belediyemizin kendi imkanlarıyla yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleri, toplamda iki yüz otuz bin kişilik nüfusu, yirmi sekiz bin beş yüz binayı ve yüz bin bağımsız bölümü doğrudan etkileyecektir. Belediyemizin kentsel dönüşüm dairesi, imar ve şehircilik dairesi, ulaşım dairesi ve iştiraklerimiz, bu dönüşüm sürecinde koordinasyonu sağlayarak sadece güvenli bir kent oluşturmakla kalmayacak, yıllardır çözüme kavuşmamış ulaşım, sosyal ve kültürel yaşam eksiklikleri gibi temel kentleşme sorunlarını da çözmek için kararlılıkla bu planı uygulayacaklardır.
10 mahallemizi ilgilendiren dönüşüm sürecini başlattık.
Bursa'nın doğusunda ve batısında birçok farklı noktada kentsel dönüşüm projelerimizi hayata geçiriyoruz. Kentimizde beş farklı noktada kurduğumuz kentsel dönüşüm irtibat ofislerimiz, kurban ekiplerimiz aracılığıyla vatandaşlarımızla her türlü bilgilendirmeyi karşılıklı olarak yapıyor ve bürokratik işlemlerde onlara destek sağlıyoruz. Amacımız, dönüşüm sürecini şeffaf, güvenilir ve katılımcı bir şekilde yürütmektir. Kimsenin aklında farklı bir düşünce olmadan bu süreci yönetmektir. Devam eden ve canlandırdığımız projeler, çevre düzeni planı, şaibe projesi ve kentsel dönüşüm ana planı ile mutlaka uyumlu olacak. Böylece Bursa'nın geleceğini güvenli bir şekilde inşa edecek ve aynı zamanda daha yaşanabilir, daha dirençli bir kent oluşturmuş olacağız. Demir yolu altındaki kentsel dönüşüm, yaklaşık dokuz mahallemizi, on mahallemizi ilgilendiren yaklaşık 437 hektar alanı ve 112 kişiyi vatandaşımızı ilgilendiren bir dönüşüm sürecini de başlatmış bulunuyoruz. Bu bölge, biraz önce söylediğim ikinci kategoriye giriyor; yani plansız yapılmış, kaçak yapıların bulunduğu alanlar olarak tanımlayabiliriz. Bu bağlamda, kaçak yapılaşma nedeniyle deprem riski ve sosyal donatı eksikliği çok fazla. Güvenlik sorunları da mevcuttur. Bu nedenle, çılgıntı alanı olarak değerlendirdiğimiz bu alanda proje çalışmalarına başlamış bulunuyoruz.
Ekibimizle bölgede incelemeleri yaptık
Bursalılar için büyük önem taşıyan bir başka çalışmada ise, on bin altı yüz beş yüz binayı ve yaklaşık elli beş bin bağımsız bölümü saha tespitleriyle inceleyerek on beş kişilik ekibimiz bu binaları fotoğrafladı. Bu alanda yaptıkları çalışmalarda, kat yükseklikleri ve hane sayıları dahil olmak üzere tüm verileri yerinde topladılar. Ayrıca, o bölgede bulunan vatandaşlarımızla, hemşehrilerimizle ve işletme sahipleriyle sorunları ve talepleri hakkında görüşmeler yaptılar. Anketler aracılığıyla da onların neler istediğini veya farklı talepleri olup olmadığını belirlediler. Bu projeyi, Osmangazi Belediyemiz ve mahalle muhtarlarımız ile işbirliği içinde yürütüyoruz. Çünkü Osmangazi'de yaralanan bölgemiz dokuz mahalleyi ilgilendiriyor. Meslek odalarını da yine aynı şekilde bir protokol ile sürece dahil ederek bu süreci hep beraber yönetmek istiyoruz. Etraf etap uygulanacak bir model ile sadece yapı stoku yenilemekle kalmayacağız; halkımızın ihtiyaç duyduğu okul, hastane, yeşil alan, park ve kültürel alan gibi alanları da burada planlayacağız.
Projeler
Gaziakdemir kentsel dönüşüm projesi devam ediyor. Burada plan iptal edildiği için plan tekrardan revize edildi. Arkadaşlarımızın hazırladığı planın bakanlıktan onaylanmasını bekliyoruz. Yüzde 70 anlaşma sağlandı. Buranında bir an önce çalışmalarına başlamak istiyoruz. Sıcaksu kentsel dönüşümü ise Bursa’nın termal turizmi alanı TOKİ’ye devredildi. İnşaatlarını belli bir seviyeye kadar getirdi. Burada belli bir sorun var. Bunu da tokşye bildirdik. Vatandaşlarımızla birlikte 26 konut 8 dükkan verilmesi konusunda vaatte bulunmuş Büyükşehir. Ancak buralar TOKİ’ye devredildiği için bunun satışı nasıl yapılacak bilmiyoruz. Bundan sonraki yapılacak alanlardaki takas olarak kullanılmasını istiyoruz. Hiç olmazsa daha kısa sürede diğer konutların dönüşümünü sağlayacak bir proje öneriyoruz. Büyükşehir belediyesinin 25 bin metrekare büyüklüğünde bir turizm alanı var. Biz de bunu değerlendirmek istiyoruz. Dikkaldırım da bir projemiz var. Burada düşündüğümüz kentsel dönüşüm projesi 6 hektar ve 15 bin kişiyi kapsıyor. Ali Osman Sönmez hastanesinin de bulunduğu bu bölgede bir an önce kentsel dönüşüme başlamak istiyoruz. Halk caddesinin devamından da bu projeyi devam ederek trafik yoğunluğunu azaltmak istiyoruz. 166 hektar alanı kapsayan İstanbul caddesindeki 2020 yılında yapılan projeler kapsamında kenti bir tünel haline geleceğini düşünüyoruz. Biz hemen bu planı düzenledik. Yapıların uzunluğunu kısalttık. Biz buralarda bir dönüşüm yaparak Uludağ’ı ulucamiyi görerek, Bursayı yaşayarak şehre girmesini istiyoruz. Belyol kavşağınıj yapımını devam ettiriyoruz.
Heykel ve çarşı alanlarına düzenleme getireceğiz
Merinos Altıparmak’ta 40 bin kişiyi ilgilendiren bölge çok tartışmalı bir konu. Sığınmacılarında olduğu bir yer. Osmangazi belediyesi ve akademik odalarla birlikte ortak protokol yaptık ve imzaladık. Şu an yoğun bir çalışma devam ediyor. Yakın bir zamanda kamuoyu ile paylaşılacak. Saha çalışmaları yoğun bir şekilde yapılıyor. Altıparmak kentin merkezi ama gece orada insan bulmak bile zor artık. Bundan 30 yıl önce o bölgede dükkan tutmak bile çok zordu. Onunla beraber heykel ve çarşı alanlarına da düzenleme getirmeliyiz. Geçtiğimiz gün çarşı esnafı çarşıyı biz 10’a kadar açmaya hazırız demişlerdi. Demekki onlarda hevesliler. İnsanları ne kadar oralarda tutabilirsek biz Bursayı tekrardan hareketli bir hale getireceğiz.
1050 konutlarda 2290 konutun olduğu yerde 5400 konut yapılıyor. Bu bir dönüşüm değildir. 3 katlı binaların yerine yüksek binalar yaptılar. 5400 konutla ilgili otopark sorunu ortaya çıktı. Yeşil alanların tamamı hazineden satın alındı. Altları otopark olacak üstü düzenlenerek yeşil alan olacak. Önümüzdeki zamanlarda bu tamamlanmış olacak. Elektrikten internet altyapısına kadar mecburen tüm altyapılar değişmesi gerekiyor. Başlangıçta güçlü binaların yapılmaması karşılığında bu kenti ne kadar zarar uğrattığı açıkça görülüyor.” dedi.