Bugünü değil geleceği etkileyecek proje
Gerçekleşen toplantıya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yerine açılış konuşmasını gerçekleştiren Genel Sekreter Ergül Halis Çelik: “Bölgemiz ve şehrimiz için aslında çok önemli bir gün. Çok önemli bir proje bu; sadece bugünü değil, geleceği de etkileyecek bir proje. Bursa Deprem Riskinin Azaltılması ve Önlemesi Projesi. Nasıl ki dün aldığımız veya yanlış aldığımız her karar bugün etkiliyorsa, bugün de almamız gereken her karar, yani geciktirdiğimiz her karar, hem bugünü hem de geleceği etkileyecek. Bölgemiz maalesef öyle bir risk taşıyor. Bu proje, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı ile birlikte 2021 yılında başlıyor. 2022’de yasallaşması ve 2023 Mart itibarıyla uygulama aşamasına geçmesi planlanıyor. Projenin uygulama süresi 42 ay; yani bu projeyi 2026 Ağustos’unda tamamlamayı bekliyoruz. Bugün, Japon heyetimiz hem buradan sahadan gelen verileri hem de Japonya’daki uzmanlarımızın bulgularını bizlerle paylaşacaklar. Aslında projenin temelde üç tane çıktısı var. Bugün birinci çıktının üç alt bileşeninde sunumlar yapılacak. İlk alt bileşenimiz, deprem riski, bina riski ve altyapı ile kamu binalarındaki riskin değerlendirilmesi üzerine olacak.
17 amaç, 169 hedef ve 244 gösterge
Bundan yola çıkarak, ikinci çıktığımız kentsel dirençlik planının hazırlanması. Üçüncü çıktığımız ise her bir çıktının diğer çıktılarla olan ilişkisi. İkinci çıktığımız, kentsel direnişi hep birlikte hazırlayacağımız bu kentsel gençlik planımız, makro ve mikro düzeyde üst ölçekli ve alt ölçekli planlara da veri teşkil edecek. Plan dediğimizde, hem küresel düzeyde hem ulusal düzeyde hem de yerel düzeydeki planlar artık her dökümanda yer alıyor. Ulusal ölçekteki plan dediğimiz süreç, kalkınma defterine, yani 17 amaç, 169 hedef ve 244 gösterge altında bulunuyor. Bizim kitabımızda da hemen her sayfada buna yer veriliyor. Ulusal düzeydeki en üstteki dokümanımız uzun vadeli hedef hükümetinin uzman hedefidir. Onun hemen altında on ikinci kalkınma planı, üç yıllık otomatik plan ve yıllık planlar söz konusu. Genel yönetimler olarak, devlet dediğimiz husus sadece merkez hükümetinden oluşmuyor; yerel yönetimle birlikte devleti oluşturuyoruz. Bu anlamda, devletin her kurumu birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısıdır. Bu alanda iş birliği ve koordinasyon da çok kıymetlidir. AFAD il müdürümüz de burada. Tarım derileri de bizim bu dokümanlarda yer buluyor. Bu çerçevede ve iş birliğinde bulunmak gerekiyor. Biz de planımızı hazırlarken, beş yıllık üst ölçekli merkez yönetimin planları, kamu için uyulması zorunlu, özel sektör için de yol gösterici olan dokümanlardır.
Sürecin başından sonuna kadar içindeyim
Ülkemiz, önemli bir riskli bölgede yer alıyor. Nitekim yakın zamanda, 1999’da çok büyük bir deprem yaşadık. Yaklaşık 18 bin vefat ve 18 milyar dolarlık bir maliyet oldu. Son olarak Maraş’ta yaşanan depremlerde de yaklaşık 53 bin 637 vatandaşımız vefat etti. Yüz binin üzerinde yaralımız vardı. Evsiz kalanlar, kentlerde yaşayanlar, hâlâ normalleşmenin olmadığı bir bölgedeler. Benim de o dönem Adana’da iki depreme yakalandım. 1999 depreminde İstanbul’daydım, 2023 depreminde ise Adana’da genel sekreter okuluydum. Sürecin başından sonuna kadar içindeydim. Maalesef işbirliği ve koordinasyon konusunda sınıfta kaldığımızı hep ifade ettim. Geçen haftaki 6 Şubat anma töreninde de yaşadıklarımızdan dersler çıkardım. Gördüğünüz gibi, en büyük yazılı dokümanlarımız var. Irak raporumuz da mevcut. Orada, senaryo analizleri çerçevesinde hangi riskin nerede, nasıl gerçekleşmesi durumunda hangi büyüklükte olabileceği ve hangi önlemleri almamız gerektiği, hangi kurum ve kuruluşların sorumlu olduğu gibi bilgiler yer alıyor. Ancak, 6 Şubat’ta gördüğüm manzara, bunlara rağmen bir panik ve kaotik ortamın hâkim olduğunu gösterdi. Beşeri sermaye kaybımız oldu. Mali tarafını bir kenara bırakalım; ama 50 binin üzerinde vefat, bu beşeri sermayenin mali etkisini ölçmek mümkün değil. Orta ve uzun vadede yaratacağı mali kayıplar da maalesef büyük.
Riskin olasılığı ve etkisi iki ayrı usuldür
Bu duruma düşmemek için bu projeyi çok önemsiyoruz. Japon heyetine, bu iş birliği için teşekkür ediyorum. Bu iş birlikleri ve teknik yardımlar, sadece mali anlamda katkı sağlamaz; aynı zamanda tecrübe paylaşımını da içerir ve şehrin kurumsal kapasitesini güçlendirir. Biz de arkadaşlarımızı fırsat buldukça Japonya’ya gönderiyoruz. Orada, onların da yaşadığı depremlerden çıkarılan dersleri gözlemledim. Daha önce afet yönetimine sadece kriz yönetimi olarak bakıyorduk. Kriz oluştuğunda ne yapacağımıza odaklanıyorduk. Ancak, bütünleşik deprem yönetim planı, afet öncesini, afet sırasını ve afet sonrasını da düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. Riskin olasılığı ve etkisi iki ayrı usuldür. Olasılık açısından şu an yapabileceğimiz bir şey yok. Depremler olacak; bunu tahmin etmek bilim insanlarının görevidir. Ama etkisini ve zararını minimize etme şansımız var. İşte buradaki planlarla ve birazdan bahsedecek rapor sonuçlarıyla bunları tartışmamız gerekiyor. Umarım buradaki dokümanlar sonrasında, kentsel dirençlik planımızı oluşturmak için bir temel oluşturur. Üçüncü aşamada, bu kentsel dirençlik planımızı, tüm döküm alan ve diğer planlarımızla entegre ederek, bu bölgede yaşanacak deprem riskinin kayıplarını minimize etme şansımız olur.” şeklinde konuştu.
Bu durum bizi cesaretlendiriyor
Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren: “Gemlik ilçemiz, olası bir depremde büyük bir tehdit altındadır. Bu anlamda, biz de kendi üzerimize düşen teknik konuların yanı sıra kurumlar arası iletişimin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili bir yol haritası çizerek, daha güvenli ve dirençli bir kent haline getirmek için elimizden geleni yapacağız. Geldiğimiz gün itibarıyla zaten böyle bir çalışma içerisindeydik. Bu durum, bizi daha da cesaretlendiriyor. Aynı paralelde düşünen insanların burada olması, cesaretlendirmek açısından önemli bir göstergedir. Katılımınızdan dolayı burada katkı sunacak herkese çok teşekkür ediyorum. Özellikle Japonya'dan buraya gelen dostlarımıza, ki bizim de bir Japon kardeş şehrimiz var, teşekkür etmek istiyorum. Bizim Gemlik'imize benzeyen Nano şehri ile de bağlarımız bulunmaktadır. Dolayısıyla, buradan hem Japon misafirlerimize hem de sizlere çok teşekkür ederek, bu çalışmanın Bursa'mızda ve Türkiye'mizde örnek olmasını, hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.
Temennimiz dayanıklı şehirler oluşturmuş bir ülke olmak
Bursa AFAD İl Müdür Mehmet Buldan: “Ülkemiz, bulunduğu konumu itibarıyla her evin her türlü afete maruz kalabileceği bir durumdadır. Bu nedenle, yıllar boyunca gerekli politikaların geliştirilmesi noktasında çalışmalar sürdürülmüştür. 2009 yılı itibarıyla, bu konuyla ilgili çalışan kurumların koordinasyonunu sağlamak ve politikaları geliştirmek amacıyla Afet ve Acil Yönetim Başkanlığı kurulmuştur. Bu süreçte, kriz yönetimi anlayışından bütünleşik afet yönetimi anlayışına geçiş yapılmıştır. Afet öncesi hazırlıklar, planlamalar, afet sırasında yapılması gerekenler ve sonrasındaki iyileştirme çalışmaları, bu bütünleşik anlayışın temelini oluşturmaktadır. Temennimiz, iyileştirmeye gerek kalmadan, riski azaltmış, afet önleyici planlarını ortaya koymuş ve bu yolda dayanıklı şehirler oluşturmuş bir ülke olmaktır. Bu bağlamda, ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlar, afet risklerini azaltıcı çalışmaları sürdürmektedir. Bugün burada, Japon deneyimleriyle birlikte bu güzel birlikteliği deneyimlemekten memnuniyet duyuyoruz. Belediyemizin ana çözüm ortaklığında diğer paydaş kuruluşların desteğiyle gerçekleştirilen bu çalışma, inşallah Bursa ilimizin dirençli bir şehir olma yolundaki yol haritasına destek olacaktır. AFAD olarak, bölgemizdeki müdürlükler, kurumlar ve kuruluşlarla birlikte 2020 yılı itibarıyla Semrai Sözleşmesi kapsamında bütünleşik afet yönetimi anlayışını benimseyerek Türkiye’nin afet risklerini azaltma planı çerçevesinde il afet risk azaltma planını hazırlamıştık. Bu plan, canlı bir plan olup 125 eylem içermektedir. Bütün anlayış ve zihniyetin, iyileştirmeden önce risk azaltmanın önemine odaklanması gerektiğini artık tamamen kabul ediyoruz. Müdahale noktasında, geçen yıl sekiz olan akredite ekibimiz bu yıl yirmiye çıkmıştır. AFAD olarak, hem eğitim ve bilinçlendirme noktalarında hem de müdahale noktasında ciddi bir potansiyeli sistem içerisine dahil ederek, Bursa'mızı afet öncesi ve sonrası hazırlık noktasında da ciddi bir şekilde hazırlamaktayız. Bu projenin Bursa'mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.” İfadelerini kullandı.