Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde çarpıcı açıklamalarda bulundu. İzmir'in neredeyse tüm mahallelerinin ve denizinin kötü bir durumda olduğunu belirten Erdoğan, "Vatandaşa hizmet etmekle sorumlu olanlar, maalesef hizmetten çok her işi yapıyor. Bir zamanlar medeniyetin simgesi olan İzmir, şu an tarihinin en karanlık, en bakımsız ve en perişan dönemini yaşıyor. Ancak bu olumsuz tablo, İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu durumu değiştirmek, bizim en önemli sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları;
"Sevgili İzmirliler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. İzmir'in dört bir yanındaki kardeşlerime, selamlarımı muhabbetlerimi gönderiyorum. Kongrelerimizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bayrağı devralan yol arkadaşlarımıza başarılar diliyor, bayrağı devreden arkadaşlarıma da hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. İlimizin verdiği tüm şehitleri rahmetle yad ediyorum. Eski İzmir türkülerine bakarsanız askerlerimizin fedakarlığı üzerine yazıldığını görürsünüz. 1. Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye yasa bürünmüştür. O kara günlerde milletimiz İzmir'e sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. İzmir'e Gazi nasıl sahip çıktıysa, Menderes nasıl sahip çıktıysa biz de öyle sahip çıktık. Tabii İzmir'e sahip çıkmak, bu şehre aşkla hizmet etmekle olur. Bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde ve cehdinde olmadığını üzülerek görüyoruz. Mehmet Akif bir zamanlar İstanbul için şöyle demişti; 'Bizim mahallede İstanbul'un kenarı demek, sokaklarından geçilmez ki yüzme bilmeyerek.' Akif'in 110 yıl önce İstanbul için yaptığı tespitin örneklerini 2025'in İzmir'inde hemen her alanda görmek mümkündür.
Altyapı deseniz hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız
İzmir'in hemen tüm mahalleleri, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek olanlar, maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor. Rüzgâr kımıldasa, İzmir yaşanmaz hale geliyor. Havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Altyapı deseniz hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor. Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. İzmir Körfezi'nin kötü kokudan yanına yaklaşılamadığı halde kıllarını kıpırdatmazlar. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. Hizmet için seçilen başkanlar İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Eski ve yeni başkanların kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması ayrı bir hastalık. İzmir her alanda sürekli geriliyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur.
Kent Uzlaşısı
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, 'Benim en büyük eserim Cumhuriyettir' derken, bunların Cumhuriyetin gelişmesine, kalkınmasına zerre kadar katkıları olmadı. Tam tersine, kendilerine affınıza sığınarak söylüyorum, kendilerine 'Mustafa Kemal'in itleri' diyenlerle birlikte belediyelerde soygun düzeni kurmayı "Kent Uzlaşısı" adı altında meşrulaştırma çabasına girdiler. Kimi zaman seçim kazanmak, kimi zaman ceplerini doldurmak için yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar. Bir de utanmadan, arlanmadan, haya etmeden çıkıp bizim terörsüz Türkiye çabamızla kendi suç ortaklıklarını bir tutmaya kalkıyorlar. Muhalefeti, alternatif vizyon üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türk milletinin düşmanı kim varsa değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi.