İmamoğlu'nun konuşmasının satır başları:
"Bulgur Palas, aslında bizden önceki yönetimle aramızdaki zihniyet farkını ortaya koyan çok özel örneklerden birisi. Bizden önce İstanbul'un kamuya ait tarihi alanları, yapıları, bazı şahısların, imtiyazlı bazı dernek ve vakıfların kullanımına verilirdi.
Biz ise, tam tersini yapıyoruz. Kamuya ait alanları, yapıları yeniden halka açmakla kalmıyor, Bulgur Palas örneğindeki gibi, ihmal edilmiş özel mülkleri de tüm İstanbulluların yararlanabileceği hale getiriyoruz.
Bu önemli bir anlayış farkıdır. Zihniyet farkıdır. Ahlak farkıdır. Tarihe sahip çıkmak, öyle lafla olmaz. İş yapacaksınız. İcraat yapacaksınız. Bizim yaptıklarımızı, gerekirse kopyalayacaksınız. Sorun yok, kopyalayabilirsiniz yani. Problem değil"
Erdoğan'ı emekli etmeye hazırlanıyoruz
İstanbul’un tarihinin en çok restorasyon yapılan dönemini yaşadığına dikkat çeken İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarından yaptığı konuşmalara da tepki gösterdi. İmamoğlu şunları söyledi:
“Bugün İstanbul'un hizmet alması için farklı görüşleri olanlar var. Ne diyorlar? İlla hükümetle belediye, aynı partiden olmalıymış. Bak sen! Seçim yapmayalım o zaman. Muhtarlar da gitsin otursun evinde.
İstiyor ki, her şeyi ona teslim edelim. Neyse; biz onu yavaş yavaş emekli etmeye hazırlanıyoruz. Merak etmesin. Yıllarca İstanbul'u, hükümetle el ele yönettiler. O şımarıklık, o kibir, İstanbul'un her köşesini ihmale boğdu.
Sarayburnu'na gidin; biblo gibi şimdi. Çöplüktü. Beyazıt çöplüktü, biblo gibi. Haliç kıyıları pırlanta gibi, yemyeşil. Öyle değil mi? Bakın sadece burayı anlatıyorum. İşte Bulgur Palas, Beyazıt Meydanı…
Kara surlarının içine yüzlerce kamyon çöp yığdılar, çöp. Şimdi pırıl pırıl. Onun için işi bilene, ehline verince bu işler güzel oluyor. O bakımdan demokrasiye inancını kaybetmiş insanlara, demokrasiyi güçlü şekilde hatırlatacağız. Nerede? Az kaldı. 31 Mart'ta sandıkta. Bu sandığı biz çok seviyoruz.”
İstanbul'un bu 5 yılını, son 25 yılla kıyaslıyorlar
“Farkında mısınız; İstanbul'un bu 5 yılını, son 25 yılla kıyaslıyorlar. Olsun, kıyaslasınlar. Çünkü o 25 yılda yapamadıklarını, biz 5 yılda yaptık. Gururla anlatıyoruz. Hükümet, belediye el ele olduğu dönemde, bizim yaptığımız kadar metroyu yapamadılar.
Yeni metroları biz yapacağız, yapmamamız için imzayı erteliyorlar. 31 Mart'ta, demokrasi dersini alsın, bak bir hafta içinde imzalayacak. Göreceksiniz. Yapamazlar. Çünkü niye yapamazlar biliyor musunuz? Bunlar şöyle bakıyorlar, ‘Bizden mi onlardan mı!’ Bu milletin hepsi bizim.
Anlayamadılar bunu hala. Biz, insanı insan olduğu için çok seviyoruz. Vatandaşları, ‘Bize oy verenler vermeyenler’ diye bölenlerin yaptığı işten var ya, kimseye hayır gelmez kardeşim.”
Ben atom karıncayı da geçerim
“Biz; tarihimizi, inançları, dini ve milli duyguları istismar etmeden, 16 milyon İstanbulluyu eşit ve değerli kabul eden bir anlayışla devam edeceğiz çalışmaya. Hem de çok çalışacağız, onu söyleyeyim. Yani ben artık, ‘atom karınca’ diyorum ama, atom karıncayı da geçerim, onu söyleyeyim. Durmak yok. Biz, tarihimizi bu anlamda daha da güzel günlere eriştireceğiz. Emanetlerimizi, bu milleti birleştiren, bütünleştiren, manevi köprüleri, duygusal bağları güçlendirip, büyütmeye devam edeceğiz.”
Magnum İstanbul’da açıldı
İmamoğlu ve beraberindeki heyet, açılış töreninin ardından Bulgur Palas ve çevresini gezdi. Tarihi yapı, dünya çapında tanınan fotoğraf ajansı Magnum Photos ile İBB'nin kalıcı iş birliğiyle gerçekleştirilen Magnum'un 77. yıl özel sergisi "Magnum İstanbul’da" ile açıldı.
"Magnum İstanbul’da" sergisi, dünyanın en ikonik fotoğrafları arasında kabul edilen 200'den fazla eseri içeriyor. Sergide; Jonas Bendiksen, Henri Cartier-Bresson, Cornell ve Robert Capa, Ara Güler, David Seymour gibi önde gelen fotoğrafçıların da eserleri yer alıyor.
Yapının tarihi
Fatih'te yer alan ve şehrin yedinci tepesi olarak tanımlanan Kocamustafapaşa Tepesi'nde bulunan ihtişamlı yapı, dönemin Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından inşa ettirilmiştir. 1912 yılında tamamlanan konak, İtalyan Mimar Giulio Mongeri'nin imzasını taşıdığı düşünülmektedir.
İnşa sürecinde büyük bir ekonomik yük altına giren Mehmet Habib Bey, ödeyemediği borçlar nedeniyle 1926 yılında yapıyı Osmanlı Bankası'na devretmek zorunda kalmıştır. Yapı, uzun yıllar boyunca Osmanlı Bankası arşivi olarak kullanılmış ve aynı zamanda banka çalışanlarının konutu olarak da hizmet vermiştir.
Osmanlı Bankası'nın 2001 yılında özel bir bankaya devredilmesiyle birlikte yapı da mülkiyet değiştirmiştir. Önceleri kent sakinlerinin erişimine kapalı olan bu özel mülk, 2021 yılında İBB tarafından satın alınarak İstanbullulara kazandırılmıştır.
Tarihi yapı, 135 kişilik kütüphanesiyle, sergi salonu, öğrenci kulüplerine tahsis edilen alanlar, restoran, çok amaçlı etkinlik alanları ve eşsiz İstanbul manzarasına sahip seyir terasıyla artık bir yaşam merkezi olarak İstanbullularla buluşmuştur.
Bulgur Palas, Pazartesi hariç her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilmekte olup, kütüphanesi ise her gün 22.00'ye kadar açıktır.