Bursa Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biridir
Gerçekleşen zirvede açılış konuşmasını gerçekleştiren MARSİFED Başkanı Osman Akın: “Bursa, tarihi ve kültürel zenginlikleri kadar sanayi gücüyle de Türkiye'nin lokomotif şehirlerinden biridir. Ancak artık yalnızca üretim kapasitemizi artırmak değil, bu üretimi çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik ekseninde gerçekleştirmek zorunda olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri yeşil dönüşümde şekilleniyor ve bu dönüşümde liderlik yapmak bizler için bir sorumluluktan öte bir zorunluluk haline gelmiştir. Yeşil sanayi, yalnızca çevreye duyarlı bir üretim modelini değil, aynı zamanda ekonomik kazanç ve toplumsal fayda arasında güçlü bir dengeyi temsil eder. Müsaadenizle bu cümlemi bir kere daha altını çizerek tekrarlamak istiyorum: Yeşil sanayi yalnızca çevreye duyarlı bir üretim modelini değil, aynı zamanda ekonomik kazanç ve toplumsal fayda arasında güçlü bir dengeyi temsil eder.
Sanayicinin talepleri ve ihtiyaçları var
Sanayi bölgelerimizin rolü kritik önem taşıyor. Aynı zamanda iş dünyası, kamu ve kent iş birliği son derece önemlidir. Müsadenizle burada bir parantez açmak istiyorum. Biz Bursa Ticaret Sanayi Odası olarak, kısa bir süre önce Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızı odamızda misafir ettik. Başkanım, 1/100.000 ölçekli bir Bursa'nın planlama noktasında çok güzel bir sunum gerçekleştirdi. Bu sunumda da planlamayı kentin dinamikleriyle birlikte yapacağını ifade etti. Biz iş dünyası olarak her şeyden önce bu açıklamadan son derece memnunuz. Tekrar belirtmek isterim ki, sanayicinin talepleri ve ihtiyaçları var. Biz de sanayiyi temsil eden insanlarız. Bir taraftan da toplumun, kentin dinamikleri var. İşte bu toplumsal faydayla ekonomik kazanç arasındaki denge son derece önemlidir. Orada sanayicilerin, toplantıda talepleri ve ihtiyaçları dile getirildi. Başkanımız, bu talepleri ve ihtiyaçları da göz önüne alarak Bursa'nın büyümesi konusunda planlamayı yapacaklarını belirtti. Bu son derece önemli. İşte bu denge ekseni üzerinde olduğumuz sürece iş dünyası da, kent ekonomilerinde daha doğru bir noktaya doğru hareket edecektir. Bursa'da bulunan sanayi bölgelerimiz yalnızca birer üretim alanları değil, aynı zamanda inovasyon ve çevre bilincinin merkezi olmalıdır. Atık yönetiminden enerji verimliliğine, karbon salınımını azaltmaktan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına kadar birçok alanda yürütülen projeleri artırmalı ve bu alanlarda örnek teşkil etmeliyiz.
İklim krizi yalnızca çevreyi değil, ekonomiyi, istihdamı ve toplumsal yaşamı da derinden etkilemektedir
Yeşil dönüşümde devlet teşviklerinin de önemini vurgulamadan geçemeyiz. Çünkü geçmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de devletin sağlaması gereken teşvikler, sanayicilerimizin çevre dostu üretime geçiş sürecinde en önemli destek unsurlarından biri olacaktır. Vergi muafiyetleri, düşük faizli krediler, AR-GE destekleri ve yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik teşvikler, bu sürecin hızlandırılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bizler iş dünyası olarak bu desteklerden en iyi şekilde yararlanarak hem rekabet gücümüzü artırabilir hem de ülkemizi uluslararası arenada daha güçlü bir konuma taşıyabiliriz. Bu nedenle, devlet-sanayi iş birliğini güçlendirmek için birlikte çalışma modellerini geliştirmeliyiz. Mars Pet olarak, iş dünyasının bu dönüşümdeki öncü rolüne inanıyoruz. İklim krizi yalnızca çevreyi değil, ekonomiyi, istihdamı ve toplumsal yaşamı da derinden etkilemektedir. Bugün gerçekleştireceğimiz çalışmalar ve uygulayacağımız politikalar, yalnızca bugünü değil, çocuklarımızın geleceğini de şekillendirecektir. Bursa organize sanayi bölgeleri, bu dönüşümde liderlik yapacak kapasiteye ve güce sahiptir. Ancak bu gücü harekete geçirmek hepimizin sorumluluğundadır. Bugün burada gerçekleştireceğimiz fikir alışverişlerinin ve iş birliklerinin, yeşil sanayi anlayışını daha ileriye taşıyacağına yürekten inanıyorum. Katılımınız ve bu sürece sunduğunuz katkılar için, federasyonum adına hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hep birlikte çevre dostu, sürdürülebilir bir geleceği inşa edeceğimizden hiç şüphem yok. Bu toplantının, sürdürülebilir sanayi projelerine ilham vermesi ve iş birliklerini artırması dileğiyle hepinize başarılı bir etkinlik diliyorum." ifadelerini kullandı.
Bursa'nın suyu temiz akar, havası temiz olur, eğer sanayici isterse
Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Emin Direkçi: “Büyükşehir belediyesi, geçmişte olduğu gibi bugün de önemli bir rol oynamaktadır. Geleceğimiz için emanetimize sahip çıkmalıyız. Hayatı yaşarken, aldığımız emanetle temiz hava, gıda ve yaşanabilir bir dünya için çaba göstermeliyiz. Temiz bir çevre, sürdürülebilir bir yaşamın temel taşlarındandır. 80 yıl boyunca hayatımızda devreler yapıyoruz. Eğer bu devreleri sürdürebiliyorsak, buna sürdürülebilirlik diyoruz. Kaynakları tüketerek değil, kullanarak hayata devam etmemiz gerekiyor; ancak bunu yaparken, gelecek nesillere de bırakmalıyız. Bu süreçte çevre, çok önemli bir rol üstleniyor. Büyükşehir belediyesi olarak, sadece şehir merkezinde değil, tüm il sınırları içerisinde çevreyle ilgili birçok faaliyette bulunuyoruz. Su ayak izimiz, karbon ayak izimiz, temiz enerji, atıkların akıllıca bertaraf edilmesi ve geri kazanılması gibi konular üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca meralarımız, topraklarımız ve tarım alanlarımızın korunması da büyük önem taşıyor. Suyun etkin kullanımı, önümüzdeki beş on yıl içinde tahmin edemeyeceğiniz kadar kritik hale gelecek. Sayın Bozbey, aynı zamanda Marmara Belediyeler Birliği başkanıdır. Marmara Denizi etrafındaki belediyelerle ortak çalışmalar yürütülmektedir. Geçmişte yaşanan müsilaj olayının tekrar yaşanmaması için yoğun çaba sarf ediyoruz. O dönemde, "İnsan efendisi olduğunu unuttu" demiştim. Bu durumu derhal durdurmalıyız. Çok sayıda bireyin bu konuda çaba gösterdiğini görmekteyim. Ancak bazı bireyler bu süreci umursamıyor. Asıl etki, sanayiciler ve büyük üreticiler tarafından yaratılmaktadır. Başkanımızın da dediği gibi, "Bursa'nın suyu temiz akar, havası temiz olur, eğer sanayici isterse." Biz büyükşehir belediyesi olarak, şehrimizin ve halkımızın daha iyi bir geleceğe ulaşması için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Bu iş, şehirli olmakla veya vatandaş olmakla bitmiyor. Gezegenimizi de korumamız gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri bu nedenle çok kıymetli ve gündemimizdeki önemli konulardan biridir. Hep birlikte, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin geleceğini hazırlamak için çalışmaya hazırız. Her türlü iş birliğine açığız.” dedi.
Yeşil sanayi, yeşil OSB kavramlarının olmazsa olmazı, planlama ve stratejidir
BTSO Başkanı İbrahim Burkay: “Bugün çok önemli bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Yeşil OSB ve yeşil sanayilerimiz, özellikle 2021 yılında Avrupa Birliği Komisyonu’nun aldığı kararlarla birlikte gündeme gelen iki dönüşüm sürecinin merkezinde yer alıyor. Bu süreç, öncelikle yeşil dönüşüm ve hemen ardından dijital dönüşüm ile şekilleniyor. Bugün dünyada yeni bir ekonomik paradigma yaratılmakta ve bizler de bu paradigmaya uyum sağlamaya çalışan, gelişmek isteyen ve bu süreci yakından takip eden önemli üretim merkezlerinden biriyiz. Bursa, bu konuda önemli bir yere sahip. Yaklaşık 11 yıldır dillendirdiğimiz yeşil sanayi ve yeşil OSB kavramlarının olmazsa olmazı, planlama ve stratejidir. Strateji ve planlaması olmayan bir şehirde, bireylerin bile hayatlarını yönlendirmekte zorlandığını düşünüyorum. Bugün çevremizdeki birçok insana sorun; yaşam amacını tanımlayamamış ve neden yaşadığının farkında olmadan bir ömür geçirmiş bireyler göreceksiniz. Bireyler, aileler, şirketler, şehirler ve ülkeler için planlama ve önceliklendirme son derece önemlidir. Her coğrafyanın, her geleneğin, her şirketin ve her şehrin güçlü olduğu alanlar vardır. Bu noktada, üç temel unsurdan bahsetmek istiyorum: Birincisi, Cenabı Allah’ın bize sunduğu coğrafi güzellikler ve zenginlikler. İkincisi, tarihi ve kültürel mirasımız; Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olarak tarih boyunca İpek Yolu’ndan dünya ticaretine merkez olmuştur. Üçüncüsü ise, bu coğrafyada yaşayan yerel kabiliyetler, yani günümüzde girişimciler olarak adlandırdığımız değerli insanlardır. İşte bu salonu dolduran girişimciler, Bursa’nın ve bu coğrafyanın geleceğini şekillendiren unsurlardır. Bursa Ticaret Sanayi Odası’nda 2013 yılından beri Osman kardeşimle birlikte çalışıyoruz. Aynı zamanda bilişim ve otomasyon teknolojileri konseyi kurmayı planlıyoruz. Bu, dijital dönüşüm sürecini de destekleyecek önemli bir adım olacak. Kore Savaşı sonrasında Türkiye bir dönüşüm sürecine girdi. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’de bir sanayi hamlesi başlatmak amacıyla beş ili inceledi ve Bursa’ya karar verdi. Bugün Bursalıların bildiği üzere, Yalakçalı bölgesinde kurulan Bursa Organize Sanayi Bölgesi, 1961 yılında Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesi olarak hayata geçmiştir. Ne büyük bir onur Bursa için.” dedi.