Gerçekleşen açıklamada Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil: “Bugün, 25 Kasım, kardeşlerin Dominik'te diktatörlüğe karşı verdikleri mücadele sonucunda katledilmelerinin anısına belirlenmiştir. Ancak, kadınların maruz kaldığı şiddet, tarihin başlangıcından beri süregelen bir sorundur ve ülkemizde de devam etmektedir. Kardeşlerden Gazze'de Filistin, dünyanın her yerindeki kadınlar için ve ülkemizde Nazlıcan, Gül Dünya, Narin ve Yasemin Uludağ için içimiz hala yanıyor. Eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam için birlikte mücadeleye davet ediyorum hepimizi. 25 Kasım, kadınların yüzyıllardır süren direnişinin ve dayanışmasının simgesidir. Ancak bugün sadece bir tarih değil, kadınların her gün maruz kaldığı şiddetin, adaletsizliğin ve haklı mücadelenin bir yansımasıdır. Şiddetin temelinde ataerkil sistem ve buna bağlı toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi yapısal sorunlar yer almaktadır. Bu sorunlar, kadınların bireysel ve toplumsal özgürlüklerini sistematik olarak gasp etmeye devam etmektedir. Türkiye'de kadın olmak, güvenli ve eşit bir yaşam için hala büyük bir mücadele gerektiriyor. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun, bu mücadelede elimizdeki en önemli güvenceler olmasına rağmen, bu hakların ne kadar kırılgan olduğunu her gün üzülerek tecrübe ediyoruz. Kadın cinayetleri ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet her gün artmaktadır. Sadece bu yıl Türkiye'de 406 kadın katledildi. Üstelik bu sayıya şüpheli ölümler ve kayıtlara geçmeyen vakalar dahil değildir. Kadınlar, sokaklarda ve hatta korunmak için gittikleri sığınma evlerinde bile güvende değiller. 6284 sayılı Kanun'un etkin bir şekilde uygulanması, birçok kadının hayatını kurtarabilir. Ancak yasal düzenlemelere rağmen, uygulamadaki eksiklikler nedeniyle kadınlar hala ciddi bir tehlike altındadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışını hayatın her alanında güçlendirmek, şiddetle mücadelede kritik bir adımdır. Bu doğrultuda, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi okul öncesinden itibaren müfredata dahil edilmelidir. Erkek çocuklarına şiddetin hiçbir koşulda kabul edilemeyeceği öğretilirken, kız çocuklarına kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olmanın yolları gösterilmelidir. Kamu personeline yönelik eğitim programları ile toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı arttırılmalıdır. Osmangazi Belediyemizde hazırlanacak olan yerel eşitlik eylem planının oluşturulmasında Osmangazi Kent Konseyi ve tüm meclislerimiz öncelikli olarak katılımcı ve takipçisi olacaktır. Osmangazi Kent Konseyi olarak, Osmangazi Belediyesi'nin kadın ve toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı projelerine destek verecek ve Osmangazi'yi kadın dostu bir kent haline getirmek için canla başla çalışacağız.” dedi.
Osmangazi Kent Konseyi Kadın Meclis Başkanı Sevgi Baysal: “Kadınların toplumda eşit ve özgür bir şekilde var olabileceği bir Bursa'yı hep birlikte inşa edeceğiz. Bursa'nın her köşesini kadınlar için daha yaşanır kılmak, Osmangazi'yi daha güvenli ve eşit bir yer haline getirmek hepimizin elinde. Yalnız olduğumuzda sesimiz belki az çıkıyor, ama birlikte durduğumuzda dağları yerinden oynatabiliriz. Unutmayalım ki, "Kadın kadının yurdudur" ve bu yurtta el ele vererek güçlü olabiliriz. Osmangazi Belediyemizin bu konuya verdiği önemin farkındayız. Kadın destek merkezi ağlarının ve konuk evlerinin bir an önce hayata geçirilmesi için kadın meclisi olarak en büyük destekçileri ve takipçileri olacağız. Kadınların hak ettiği eşitliği kazanması, sadece kadınların değil, toplumun özgürlüğüdür. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir ayrıcalık değil, bir adalet meselesidir. Bu mücadele, kadınların güvende, onurlu, özgür ve eşit bir yaşam sürdüğü bir gelecek için elzemdir. Unutmayalım ki, 25 Kasım sadece bir gün değil; şiddetsiz, özgür ve eşit bir yaşam için mücadelemizin mihenk noktasıdır. Kadın cinayetlerine, şiddete ve eşitsizliğe karşı her gün, her alanda sesimizi yükseltmeliyiz. Yaşasın kadın dayanışması." dedi.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın:“Bugün, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddet ile Mücadele Günü'nü anmak üzere burada toplanmamız, aslında utanç verici bir durum. Sadece on ayda, ülkemizde **354 kadın** katledilmiş. Yani şu anda biz konuşurken dahi bir kadın cinayetlerine maruz kalıyor. Günde ortalama bir kadın. Kayıt dışı vakaları ve faili meçhul cinayetleri eklediğinizde, bu sayı çok daha fazla. İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun ile güvence altına alınmışken, ne yazık ki bu sözleşmeden çıkarak, siyasal kaygılardan dolayı adeta yapanın yanına kar kılan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu duruma nasıl geldik? Türk toplumunun kadına verdiği değer, tarih boyunca "han" kavramıyla özdeşleşmişken, bugün eşitsiz uygulamalarla, her türlü işkenceye ve kötü muameleye maruz kalan bir toplum haline geldik. Bu kaygı gerçekten düşündürücü ve sadece yasalarla çözülemeyecek bir durum. Bu anlayışın toplumda nasıl kökleştiğini sorgulamak gerekiyor. Kadınlar, hayatımızda olmazsa olmazken, onlara bu değersizliği reva görmek ne kadar acı. Tabii ki bu konunun takipçisi olacağız. Bugün imzalayamadığımız mutabakatı, en kısa sürede gerçekleştireceğiz. Arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Ancak şunun bilinmesini istiyoruz ki, hayattan ve toplumdan kadın çıkarıldığında geriye hiçbir şey kalmıyor. Toplumda kadınlar, erkekler, gençler ve yaşlılar eşit olduğunda, yaşamak ve hayatı devam ettirmek çok daha anlamlı, saygıdeğer ve güzel olacak. Bunun sağlanması için Osmangazi Belediyesi olarak kent konseyimize her anlamda destek veriyoruz. Kadın sığınma evi ile ilgili çalışmalarımızı başlattık ve kadına yönelik desteklerle ilgili sosyal hizmetler müdürlüğümüz aracılığıyla projelerimizi sürdürüyoruz. Bu çalışmaları fazla duyurmasak da, günün şartları malum. Ancak, amacımız toplumsal eşitlik ve kadınların hak ettiği değeri görmesi, onurlu bir yaşam mücadelesi vermesidir." dedi.