Bu olayın takipçisi olacağız
CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün: " 31 Mart yerel seçimlerinde Yıldırım'ın her sokağını barış karıştırarak halkımızın üzerine çöken kara bulutları dağıtmak için verdiğimiz mücadele Türkiye'ye adeta yeniden özgürlük güneşinin doğmasını sağlamıştır. Kentimizin büyük bir bölümünü kaybeden monarşi özentileri halkın kanını emen, kamu malını talan edenler anlaşılan yaşadıkları yenilgiyi sindirememişlerdir. Son 20 yılda her türlü milliyetçiliği ayakları altına alanlara halkımızı ve vatanımızın çıkarlarını korumak savunmak adına sizin milliyetçiliğiniz neredeydi? Ülkemiz her gün BOP projesi eksenine atılan adım adım işgale doğru sürüklenirken sizin milliyetçiliğiniz neredeydi? Sizin milliyetçiliğiniz 76 yaşındaki kronik hastalıkları olan belediye meclis üyemize kafa atmak mıdır? Asla sizin kin ve nefret tohumlarımızın bu ülkenin topraklarına düşmesine ve yeşermesine izin vermeyeceğiz.
Yerel yönetimler sonuçlarına göre belediye meclisine yeni seçilen arkadaşlarımız mazbatalarını teslim almak üzere 05.04.2024 tarihinde saat 14.00'te Barış Manço Kültür Merkezi'nde programa iştirak ederek katılım sağladık. Program normal akışında ilerlerken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz sahnede son konuşmasını yapmak üzereyken maalesef bu olay vuku bulmuştur. AKP listelerinde görülen MHP'li Alparslan Karaarslan adındaki şahıs belediye meclis üyemiz 76 yaşındaki kalp hastası Zülfikar Bal'ı arkadan omzuna dokunmak suretiyle kendisine dönmesini sağlayarak beklenmedik bir anda burnuna kafa atarak kasten adam yaralama amacıyla ağır yaralanmasına ve burnunun kırılmasına neden olmuştur. Savcılığa verdiği ifadede yalan beyanlarda bulunan saldırgan zanlı sözde 76 yaşındaki Zülfikar Bal kendisine saldırmış, kasıklarına, tekme atmış ağır küfürler etmiş ve benzeri yalan ve iftiralardan geri duramamıştır. İnsanda biraz onur, biraz duruş, biraz omurga olur. Düşmana düşmanlık yapılırken, mertçe, yiğitçe yapılır. Böylesine kalleşçe, böylesine haince, böylesine korkakça yapılmaz.
Bu olayın takipçisi olacağız. Gerek hukuksal olarak gerek fiili olarak hem savunma hem direnme hem sokaklarda ihtiyaç duyulursa saldırı mekanizmalarımızı da devreye alarak bu sürecin mutlak suretle takipçisi olacağız. Kamuoyunu takdirinde bunu da bildirmek isterim. Biz demokratik hayatımızı toplumsal barışımızın bozulmaması için ortaya koyduğumuz beyefendi tavrımızı birilerimizi korkaklık olarak zannetmesin. Bir yanağımıza yumruk atıldığında öbür yanağımızı yumruk almak için uzatmayacağımızı bilinmesini istiyoruz. Elbette ihtiyaç duyulduğu yerde biz de yumruk atmasını biliriz. Bunun da bilinmesini istiyoruz. " şeklinde konuştu.
Kaos ortamı yaratmaya çalışan karanlık güçlere asla izin vermeceğiz
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş: "Bildiğimiz üzere 31 Mart yerel seçimlerinde hem büyükşehir belediye başkanlığını hem de altı ilçemizi kazanarak tarihsel bir başarıya imza attık. Yıldırım ilçemizde halkımızın tercihini başka bir partiden yana kullanmış olmasına rağmen demokrasimizin gereği ve halkımızın iradesine saygı duyarak tüm ilçe yöneticilerimizle birlikte mazbata törenine katılmış bulunduk. Bu tören sırasında 76 yaşındaki partilimiz Zülfikar Bal sadece zafer işareti yaptığı için Cumhur İttifakı üyesi bir meclis üyesi tarafından göz önünde önce sözlü sonra da fiziksel saldırıya uğramıştır. Seçim sonuçlarını hazmedemeyen güçler bu çirkin saldırı sonrası hakaret ve tehditlerine devam etmiş, halkın iradesine saygı duymayarak kaos ortamı yaratmaya çalışmıştır. Bu tür şiddet eylemleri toplumumuzun değerlerini ve insanlık onuruna yapılmış bir saldırıdır ve asla kabul edilemez. Ancak bu çirkin saldırıdan daha endişe verici olanı ise olaya dair onlarca kayıt olmasına ve bu saldırının hemen ardından avukatlarımızın gerekli suç duyurularını yapmasına rağmen saldırgan, kamu vicdanını yaralayan bir kararla serbest bırakılmıştır.
Bizler Bursa'da kaos ortamı yapmaya çalışan karanlık güçlere asla izin vermeyeceğiz. Bu tür kişilerin toplumun huzurunu birliğini ve beraberliğini bozmasına asla izin vermeyeceğiz. Bizim tek hedefimiz Bursa'ya hizmet etmektir. Bursamızın daha güvenli ve bir kent olması için hep birlikte çalışacağız. Bursa'da artık herkesin yüzü gülecek, huzuru bozmaya çalışanlar en genç adalet önünde hesap verecekler. Barış Manço Kültür Merkezinde olan bu çirkin saldırının takipçisi olacağız. Bu çirkin saldırıyı gerçekleştiren şahıs'ın meclis üyeliğinin iptal edilmesini talep ediyoruz." dedi.
Zülfikar Bal yalnız değildir
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: "Bizler kabalığın Orta Çağ'da kaldığını düşünmüştük. Kabalığın, ırkçı, faşist kendi kafasındaki kopyayı dayatmaya dönük bir anlayışın çoktan geride kaldığını düşünmüştük. Demokrasinin insan haklarının eşitliği insanca, onurluca, kardeşçe bir arada yaşama kültürünün egemen olacağı bir tarihsel dönemin olduğunu düşünmüştük. 22 yıllık AKP iktidarının ve küçük ortağının bu ülkeye dayattığı otoriter şiddetkar, korkutan, ötekileştiren, ayrıştıran, itibarsızlaştıran tutumları bütün kamu kurumlarını teslim aldı. Hukukun, adaletin teslim edildiği bir tarihsel süreci biliyorduk. Hepsinin ama hepsinin farkındaydık. Bizler bu ülkenin demokratları, aydınları, ilericileri, barıştan yana olanları, halkın iradesinin geçerli olmasını ve çıkan halkın iradesini de elbette kabul ederek devam etmek istedik. Gördük ki bu yapılan şiddetkar uygulama açıkçası şudur. Kabadayılar meclisi oluşturmak istiyorlar. Efeler, ağalar, reisler, çavuşlar anlayışını oluşturmak istiyorlar. Bu ülke ne çektiyse tam da bundan çekti. Efelikten çekti, kabadayılıktan çekti, reislikten çekti. Açıkçası faşizmden çektı. Bizler bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkede birlikte kardeşçe yaşamaya ant içmiş insanlar ve çocuklarımıza, geleceğimize barışın geriye kalan her şeyini kenara bırakıldı. Barışın, dostluğun, kardeşliğin bırakacağımıza ant içtik. Bizim çocuklarımız bu topraklarda kardeşçe yaşayacaklar. Hiçbir siyasal parti kimliğine bakmadan hiçbir etnik kimliğe bakmadan hiçbir inanç biçimine bakmadan sadece ve sadece insan oldukları için ve sadece temel insan haklarına sahip oldukları için ve sadece bireysel ve hak ve özgürlüklerden yana oldukları için bu topraklarda yaşıyoruz ve yaşayacağız.
Bu yapılan çaresizliğin ortaya çıkışıdır. Bu yapılan insan olmaktan öte adını bile koyamayacağım bir canlı türünü işaret etmektedir. Bunları çok net, çok açıkça bilelim. Onlarla, onlarla hiçbir zaman kabadayılık üzerinden değil onurlu insan olmak üzerinden, hukuk üzerinden, adalet üzerinden hesaplaşacağız. Onu da biliyoruz. Adaletin bağımsız, adaletin tarafsız, adaletin ne yazık ki binalarının olduğu ama içinde adaletin çok kısıtlı olduğunu da biliyoruz. Vicdanlı savcıların vicdanlı hakimlerin olduğunu biliyoruz. Onlara burada saygı gösteriyoruz. Ama iktidar korkusuyla her türlü suçu ve her türlü suça bulaşmış insanı örtbas etmeye çalışıyorlar. Cezasızlığı bir hukuki karar olarak göstermeye ve gösteren tüm hukuk adamlarını da buradan uyarıyoruz. Bu sıradan bir olay değildir. 76 yaşındaki bir insan bir kafa darbesiyle elbette yaşamını sonuçlandırabilirdi. Elbette o platforma çarpabilirdi. Elbette yere çakılabilirdi. Bugün aramızda olamayabilirdi. Saatler sonra ancak karakola geldi. Ancak her türlü koruma onun için geçerli oldu. Neredeydi bu emniyet? Neredeydi hakim? Neredeydi savcı? Barış Manço Kültür Merkezinde elini, kolumu sallaya sallaya çıkıp saatlerce polis gözetiminde ya da onların bildiği bir noktada bekletilerek getirilmemesi nedir? Hangi vicdan? Hangi demokrasi? Hangi adalet? Hangi kamu görevlinin işini yapmasına engel oldu.
Bu mücadele demokrasi mücadelesidir. Bu mücadele sadece Zülfikar'ın ödediği bedel değildir. Zülfikar Bal yalnız değildir arkadaşlar." şeklinde konuştu.