Şahin, yaptığı açıklamada, ülke genelinde etkili olan zirai donun tarım sektöründe ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Soğuk hava koşullarının özellikle meyve bahçelerinde büyük zarara neden olduğunu vurgulayan Şahin, elma, şeftali, kayısı, kiraz ve vişne ağaçlarının don nedeniyle zarar gördüğünü ifade etti.
Zirai donun yalnızca tarım ürünlerini değil, doğadaki otlar ile kır çiçeklerini de olumsuz etkilediğini dile getiren Şahin, yaşanan soğuk hava dalgasının üreticiyi endişelendirdiğini söyledi.
Kır çiçekleri ve meyve çiçekleri öldükten sonra arıcıların yapacağı iş kalmadığına değinen Şahin, "Meyvecilik zarar gördüyse biz daha çok zarar gördük. Tarımsal üretimin en önemli unsuruyuz biz. Tarımsal üretim için emek veriyorduk. Emek vereceğimiz bir şey kalmadı, tarım sektörü çok ciddi derin yara aldı. Doğada, tarlada arıların çalışacağı alan, bir şey kalmadı" dedi.
Şahin, tarım sektörünü gökyüzüne çıkaranı, katma değer üretenin arıcılık olduğunu dile getirerek, döllenmede ve verimde arıların büyük öneminin bulunduğunu anlattı.
Zirai donun sadece meyve ağaçlarını değil, arıcılığı da olumsuz etkilediğini belirten Şahin, yaşanan kayıpların boyutunun henüz tam olarak hesaplanamadığını söyledi. Don olayının ardından üçüncü ve dördüncü çiçeklerin açmasının bir fayda sağlamayacağını vurgulayan Şahin, "Don zararından sonra üçüncü, dördüncü çiçekler gelse bile bize faydası olmayacak çünkü arılarımız gelişmedi. Arılar gelişseydi üçüncü dördüncü çiçekte bal alabilecektim. Ben komple zarar gördüm. Arılarda da ciddi harar oluştu. Orta Anadolu'daki arılarımızda ciddi zarar var. Kırıkkale'deki arıların yüzde 80'i zarar görmüş, kışlatma sürecinde. Dengesiz hava şartlarından oluştu bu zarar. Geçen yıllarda arıcılarımıza kovan başına dörder beşer kilo şeker veriliyordu bu yıl hiçbir şey verilmedi. Şeker verilebilseydi belki bu kadar zarar oluşmayacaktı. Arıcılar desteklerini alamadı. Ocak şubatta yatıyordu normalde nisan geldi halen destek alamadık. Arıcılar perişan oldu."
Meyve üreticilerinin yaşadığı zararın ciddi boyutlarda olduğunu belirten Şahin, arıcılıkta ise bu kayıpların çarpan etkisiyle daha da ağır sonuçlar doğurduğunu söyledi. "İleriye dönük plan program yapamıyoruz. Türkiye'nin uzun yıllar ortalaması 115 bin ton bal üretimi. Geçen yıl 80 in ton civarında üretim oldu ve kendi ihtiyacımızı karşıladık. 2025 yılına yönelik öngörüde bulunamıyorum. Ülkede üretilen balın yüzde 35-40'ı çam balından oluyor. Ege ve Akdeniz'deki çam ormanlarından üretiliyor. İklimsel değişiklikler önemli sorun. Temmuzda kavurucu sıcaklar olursa bal üretimi olumsuz etkilenecek. Arıcılarımız her zaman arılarını dinç tutmak zorunda yavru faaliyetleri en üst seviyede olmalı. Bu yıl 80 bin ton bile çok uzak kalıyor bal üretiminde. Ciddi kayıp oluşacak maalesef." dedi.