Van'ın Gevaş ilçesinde görevli Jandarma Astsubay Gül Kılıç, Uzman Çavuş Orhan Ersoy, Uzman Onbaşı Ömer Keleşoğlu ve Taner Şirp'in, Bitlis'te imamlık yapan İkram Sorğuç'u döverek gasp ettikleri gerekçesiyle yargılandıkları davada, gerekçeli karar nihayet açıklandı. Olay, 4 jandarma personelinin İkram Sorğuç'u nitelikli yağma suçundan dolayı darp edip parasını gasp etmeleriyle gündeme gelmişti. Sanıklara, 6,5 yıl hapis cezası verildiği davada, gerekçeli kararda sanıkların eylemlerinin detayları ve suçun işleniş biçimi tüm çıplaklığıyla ortaya kondu.
Astsubay ıslak mendil ile araçta dokunduğu yerleri sildi
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Astsubay Gül Kılıç'ın karıştığı gasp olayının gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Astsubay Kılıç'ın "Esra" adıyla açtığı sosyal medya hesabı üzerinden bir imamla tanıştığı ve buluşmaya karar verdikleri belirtildi. İkilinin bir süre araç içinde oturduktan sonra birlikte yola devam ettikleri kaydedildi. Kararda, sigara içmek için yol kenarında durdukları sırada, iki sanığın aniden imamın kullandığı aracın kapısını açarak kendisini dışarı sürükledikleri ifade edildi. Sanıklardan birinin imama yönelik, "Sen benim karımla ne yapıyorsun burada? O benim paramı aldı, seninle burada mı yiyor?" şeklinde ifadeler kullandığı ve tabancanın kabzasıyla imamın ense ve omzuna vurduğu belirtildi. Gerekçeli kararda, sanıkların darp ettikleri imamdan ilk olarak 100 bin lira para talep ettikleri, parayı vermemesi halinde kendisini öldürmekle tehdit ettikleri vurgulandı. İddiaya göre, sanıklar imamın kafasına silah dayadıktan sonra cep telefonundan banka hesaplarına girmesini zorladılar ve bu hesaptan kendi hesaplarına para transferi gerçekleştirdiler. Gasp olayının ardından sanıkların, imamı olayı başkalarına anlatmaması konusunda tehdit ettikleri belirtildi. Kararda, olay sırasında araçta bulunan Astsubay Gül Kılıç'ın, eline aldığı ıslak mendil ile araçta dokunduğu yerleri sildiği, imamın aracının anahtarını göle fırlattıktan sonra olay yerinden birlikte kaçtıkları kaydedildi. Gerekçeli kararda, imamın sanıkları tek tek teşhis ettiği ve Astsubay Gül Kılıç'ın araçta bulunan ve içtiği kahve kutusu üzerinde yapılan biyolojik incelemede, Kılıç'ın DNA profili ile uyumlu sonuçlar elde edildiğine dikkat çekildi. Bu delillerin, Kılıç'ın olaya karıştığını doğruladığı belirtildi.
İki kişi aracın kapısını açarak beni dövdü
imam İkram Sorğuç'un verdiği ifade de: "Gül ile buluştuktan sonra araçla dolaşırken bana yol kenarında durmamı söyledi. Bende durdum. Bu sırada iki kişi aracın kapısını açarak beni dövdü. Hepsi silahlıydı. Hesaplarıma girip paramı aldılar. Sonra da 'Bizi şikâyet edersen sende imamsın seni rezil ederiz' dediler. Sanıklar kendilerini temize çıkarmak için benim alkol aldığım iftirasında bulunuyor. Olaya aile süsü verip beni döverek gasp ettiler. Ben olayı orada çözdüm, ancak öldürülme korkusuyla bozuntuya vermedim. Mobil banka hesaplarıma silah zoruyla girdiler. Hatta kredi başvurusu, limit artırma talebinde bulunduklarını fark ettim. Kafama silah dayayıp çırılçıplak soyunmamı istediler. 'Öldürseniz de soyunmam' deyince çeneme vurdular. Gül Kılıç cezaevindeyken evime mektup gönderip beni üstü kapalı tehdit etti. 'Sana son şans veriyorum. Git her şeyi anlat, benim parayla ilgim olmadığını söyle' dedi. Pişmanlık taleplerini kabul etmiyorum, hepsinden şikayetçiyim." dedi.
Bana alkol teklifinde bulundu
Astsubay Gül Kılıç ise ifadesinde: " İkram beni aracına aldı, gezmeye başladık. Bir süre sonra 'Alkol alalım' diye teklifte bulundu. Ben imam olduğu için önce şaşırdım. Kendisine alkol içmeyeceğimi, kahve içmek istediğimi söyledim. Petrol istasyonunda durdu 1 kahve aldı. Kendisine neden kahve almadığını sorduğumda ise 2'si dolu, 1'i boş bira şişesini gösterip 'Benim içeceğim var' dedi ve birayı içmeye başladı. Bende imam olduğu için nasıl bira içtiğini sordum, o da 'Biz böyle içiyoruz' dedi. Alkolü görünce tedirgin oldum. Ardından bana karşı duygusal hisler beslediğini söyledi. Ben tekrardan bir petrolde durmasını istedim. Bu sırada beni araca kilitledi. Üzerinde silah olduğunu söyledi. Ben Orhan Ersoy'u aradım ve yanımdaki kişinin tekin biri olmadığını söyledim. Sonra göl manzaralı bir yere gittik. Bana 'Arkaya geçelim' dedi. Niyeti kötüydü. Olmaz deyince kolumdan tutup aracın arkasına çekti. Orhan ve Taner'e canlı konum gönderdim. Beni arka koltuğa oturtup gömleğimin düğmelerini açtı. Boynumda bıyıklarının izi, sırtımda tırnak izleri, kalçamda morluklar ve göbeğimin birkaç yerinde izler vardır. Üzerimdeki gömleğimi tamamen çıkardı. Kendisinin sadece atleti vardı. Onu da çıkarmaya çalışırken ben üstümü giyinmeye çalışıyordum. Benimle birlikte olmaya çalıştı, ancak olamadı. Bu sırada Orhan ile Ömer kapıyı açınca ben kendimi dışarı attım. Olay gecesi imam bana Telegram üzerinden 'Allah benim belamı versin. Nasıl böyle bir şey yaşadım. İçkinin etkisi vardı. Çocuklarımı öpüp koklayacağım. Sonra da kafama sıkacağım. Bu olayı kimse duymasın, seni vururum' dedi. Bana cinsel eylemlerde bulunup tehdit eden imam İkram Sorğuç'tan şikayetçiyim." şeklinde konuştu.
Cezaları 6 Yıla Düştü
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma astsubayı Gül Kılıç ve diğer üç sanığın, Bitlis'teki imam İkram Sorğuç'u darp ederek gasp etmeleriyle ilgili gerekçeli kararı açıkladı. Karara göre, eşinden yeni boşanan ve bir çocuk annesi olan Astsubay Gül Kılıç ile imam İkram Sorğuç, Instagram üzerinden tanıştıktan sonra arasında bir yakınlaşma yaşandı. İmam, Gül Kılıç'ı kendi aracına alarak birlikte Erciş ilçesine seyir halindeyken, Kılıç, diğer üç sanığa konum gönderdi. Aracı durduran Uzman Çavuş Orhan Ersoy, Uzman Onbaşı Ömer Keleşoğlu ve Taner Şirp, imamı darp ettikten sonra, onun banka hesabından iki parça halinde toplam 55.530 TL’yi Taner Şirp’in hesabına aktardılar. Bu olay, güvenlik kameraları ve PTS kayıtlarıyla doğrulandı. Olayın ardından sanıklar, birlikte kaçtı. Gerekçeli kararda, imamın uğradığı maddi zararın giderildiği belirtilerek, sanıkların cezalarında indirim yapılması gerektiği ifade edildi. Ancak sanıkların, yargılama sürecindeki suç işleme eğilimleri ve pişmanlık göstermemeleri göz önüne alındığında, mahkeme, iyi hal indirimi uygulanmamasına karar verdi. Ayrıca, Gül Kılıç’ın, diğer üç sanığa konum göndererek onları olay yerine çağırması ve sonrasında birlikte kaçmaları, sanıkların müşterek fail olarak hareket ettiklerini ortaya koydu. Bu durum, sanıklara "Gece vakti birden fazla kişiyle silahla yağma" suçundan 13 yıl hapis cezası verilmesine yol açtı. İmamın uğradığı zararın giderilmiş olması nedeniyle cezalar 6 yıl 6 aya indirilirken, karar kesinleşene kadar sanıklara yurtdışına çıkmama şartıyla adli kontrol uygulanmasına karar verildi. Mahkeme, tüm bu gelişmeler ışığında, sanıkların cezalarında herhangi bir iyi hal indirimi yapılmadan, yasal sürecin sonuçlanmasını bekleyecek.