Gerçekleşen panelde açılış konuşmasını gerçekleştiren EMO Başkanı Erdal Çelebi: “Yeni bir döneme, yeni planlara ve yeni düşüncelere başlıyoruz. Aslında bu süreçlerin bir parçası olarak, bizlerin de bu konularda gerekli şekilde yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda şehri ele almak önemli. Öncelikle şehrin trafik sorunu, hava kirliliği ve dönüşüm süreçleri üzerinde durmalıyız. Ayrıca, gayrimenkul sektörünün içinde bulunduğu sıkışmış durum da önemli bir konu. Faiz oranlarının yükseldiği, fiyatların arttığı bu dönemde, tüketicilerin ulaşabileceği konutlar üretmek ve uygun işletmeler kurmak için daha fazla alana ihtiyaç duyulduğu açık. Yüzbinlik planının odak noktasını doğru belirlemek çok önemli. Bu noktada, sayın başkanımız bizlere değerli desteğini sundu ve planlama ofisiyle birlikte bu süreç için işbirliği yapmamızı sağladı. Ayrıca, planlama ajansımıza da teşekkür ediyorum. Bu süreci birlikte yürütmek, şehrin dinamikleri, öngörüleri ve fikirleriyle uyumlu bir şekilde yönetmek gerektiğini düşünüyoruz. “Birlikte yönetelim, birlikte yaşayalım” temasıyla ilerliyoruz ve bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Ancak, bu yeterli değil. Her kesimden, her sivil toplum kuruluşundan, başkanımızın desteğini almaya çalışıyoruz. Bir diğer önemli konu, üretimin yanı sıra pazarlama meselesi. Sayın başkanım, birileri üretim yapabilir, ama eğer pazarlama konusunda adım atılmazsa, üretimin bir anlamı olmayacaktır. Bu sektör, vizyonunuzu pazarlayacak olan sektördür. Bu nedenle, şehri geliştirebilmek adına gayrimenkul sektörüne de sahip çıkmanız gerekiyor. Şehirdeki nüfus, yaklaşık 3 milyon 250 bin. Bu nüfusun bir milyonu, sigortalı çalışanlardan oluşuyor. Çalışan sayısı, emekli sayısının bir buçuk katı. Bu durum, üretim noktasında pek çok sorunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bursa, on yedi organize sanayi bölgesi ve toplamda otuzun üzerinde sanayi bölgesiyle Türkiye’nin ikinci büyük ekonomisine sahipken, maalesef hak ettiği değeri göremiyor. Ulaşım konusu ise başlı başına bir sorun haline gelmiş durumda. Şehir içindeki trafik, sabah akşam saatlerinde ciddi bir kaosa dönüşüyor ve bu, hepimizin zamanını çalıyor. Zaman, geri alınamayacak bir kayıptır.
Arsaların fiyatları arttıkça, üreticiler ve inşaatçılar bu durumu pazarlamakta zorlanıyor
Şehirdeki yüz bine yakın esnaf ve kırk bine yakın tacir, üretim yapan firmalarımız gün geçtikçe marka değerlerini kaybetmeye başlamış. Belki bunun sorumlusu bizleriz, ama onların da beklentileri var ve serzenişte bulunuyorlar. Fahiş fiyatlar söz konusu, ancak buna karşılık baktığımızda arsa maliyetleri bin dolara kadar yükseldi. Bugün, sadece arsa maliyeti, üretim maliyetinin neredeyse tamamını kapsar hale gelmiş. Bu, şehirdeki insanların barınma ihtiyacını karşılayabilme seviyesini her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Sektör, artık Bursa’nın dışındaki pazarlara yönelmek zorunda kalmış. Çünkü, arsaların fiyatları arttıkça, üreticiler ve inşaatçılar bu durumu pazarlamakta zorlanıyor. Yüzbinlik planını oluştururken, bu sektörün sorunlarını göz önünde bulundurmak çok önemli. Biz, gayrimenkul sektörü olarak, şehrin gelişimine katkıda bulunmak için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Başkanımızın vizyonuna da her zaman destek vereceğiz. Son olarak, şehirdeki dönüşüm sürecine değinmek isterim. Bursa, tarihsel ve ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahip, ancak bugün hala çeşitli sorunlarla karşı karşıya. Bu sebeple, bu süreci doğru yönetmek ve şehri geleceğe taşımak adına, hep birlikte el birliğiyle çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Bursa ülkenin gözbebeği bir şehirdir
EMO Başkanı Erdal Çelebinin açıklamasının ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey: “Bursamız, hak ettiği bu toplantıyı zaman geçirmeden yapma anlamında duyarlı davranmamız gereken bir konudur. Erdal Başkanımızın önerisiyle böyle bir toplantı planlandı ve bugün de sizlerle bir araya gelmemizi sağladı. Sektörün ne denli önemli olduğunu ve Bursa'ya ne denli değer kazandırdığını bilenlerden biriyim. Birçok açılışta birlikte olduk ve bu süreçte sektörün güvenilirliğinin son derece önemli olduğunu vurguladım. Çünkü hayati kesimlerin yanı sıra, sizlerin de tarif ettiği kesimler var. Sektörü koruma anlamında güvenilir bir ortam sunmak ve bu ortamı sürdürebilmek adına gösterdiğimiz çabalardan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bursamız, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ülkemizin gözbebeği olan kentlerimizden biridir. Ancak kentimizin mevcut yapı stoğuna baktığımızda, özellikle depreme dayanıklılık açısından büyük riskler taşımaktadır. Kent nüfusumuzun yaklaşık yüzde altmış beşi, şu an itibariyle depreme dayanıksız yapılarda yaşıyor. Olası bir depremde, bu yapıların büyük bir kısmı ciddi şekilde etkilenecektir.
Tüm ilçelere koordineli bir şekilde yaklaşarak hizmet edeceğiz
2 gün önce, 1999 yılında Gölcük merkezli bir deprem yaşanmıştı. Ardından Düzce'de de bir deprem meydana geldi. 1999 depreminin bizlere öğrettikleri çok anlamlı mesajlar içeriyor. Ancak gerekli önlemleri alıp almadığımız konusunda maalesef hala eksiklerimiz var. Yarın, iki yılını anacağımız bir depremde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. O acıları bir daha yaşamamamız gerekiyor. Yaşamamamız için de kentlerimizdeki yapı stokunun mutlaka depreme ve afete dirençli bir şekilde dönüşmesi gerekiyor. Bu konuları çok önemsiyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak, kentimizin geleceğini güvence altına almak ve daha yaşanabilir, dayanıklı bir kent oluşturmak adına, bir bölü yüz binlik çevre düzeni planını yapmaya başladık ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Arkadaşlarımız, Bursa Plan Programı çerçevesinde bu çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Bundan böyle sadece yüz binlik planlar değil, tüm ilçelerin ve halk ölçek planlarının da koordineli bir şekilde yapılacağı bir anlayışla hizmet edeceğiz. Kentimize önemli hizmetler sunmak için bu çabalarımız devam edecektir.
Kentimize sahip çıkmamız son derece önemli
Kentimizi çevresel, sosyal ve ekonomik kalkınma çerçevesinde geliştirmek için öncelikli bir yaklaşım benimsemek zorundayız. Mevcut yapı stoğunun iyileştirilmesi, kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi ve yeni yapılaşmalarda çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve insanla uyumlu bir mimari anlayışa geçmemiz gerekiyor. Sizlerin yaşadığı kente sahip çıkmanız ve bu kente değer katmanız son derece önemlidir. Peki, bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? Görüşlerinizi ve önerilerinizi sunarak bu plan çerçevesinde hep birlikte çalışmalıyız. Toplumun her kesiminin bu plan içerisinde bir sözü, ifadesi veya önerisi olmalıdır. Uygulanan projelerin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hedefimiz, bu planı yakın bir süre içerisinde tamamlayarak önümüzdeki yılın ilk yarısında meclisimizden geçirip Bursa'nın kent anayasası olarak yolumuza devam etmektir. Bu konuda Bursa'daki tüm kesimlerin önerilerini bekliyoruz.
Bu plan, tüm sektörlerin sorumluluğunda olacaktır
Bursa'nın ulaşım sorunları da gündemimizde. Yeni yol ağlarının oluşturulması, kentsel alanların geliştirilmesi ve kırsal yerleşim bölgelerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. İnsanlarımız şehirde yaşayıp akşamları bağ yakın köylere gitmek isteyebilir. Bu durum, planlama anlayışımız içerisinde değerlendirilmelidir. Yeni yerleşim alanları, mevcut ulaşım akslarına eklenerek bütüncül bir yaklaşım sergileyecektir. Kentsel dönüşüm anlayışımız, 3.2 milyon nüfuslu ve yaklaşık 11 bin kilometrekare alanı olan Bursa için kapsamlı bir planlama gerektirmektedir. Bu plan, tüm sektörlerin sorumluluğunda olacaktır. Koruma konusuna gelince; denizimizi, derelerimizi ve kültürel birikimimizi korumak zorundayız. Bursa, 8.500 yıllık bir tarihe sahip. Bu kadar değerli bir geçmişe sahip kaç il var? Bunu önce Bursalıların bilmesi gerekiyor. Bugün Ak topraklar ve Akçalar'da tam 8.500 yıl öncesine dayanan kalıntılara rastladık ve bu çalışmalarımıza 15 yıldır devam ediyoruz. Bu yıl, konsilin 1.700. yıl dönümünü kutlayacağız. Mayıs ayında bu etkinliği gerçekleştireceğiz.
Bursa'nın Değerlerinin Ortaya Çıkması Fırsatı
Bu yıl, Bursa'nın tarihi, kültürel ve sosyal birikimlerinin ortaya çıkarılması için önemli bir fırsat var. Her yerde, bu değerlerin tanıtımına yönelik daha farklı, daha iyi ve daha nicelikli bir yaşam arzusu ile insanları sektöre çekme potansiyelimiz bulunuyor. Bu bağlamda, Bursa olarak bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Tüm Bursa'nın bu değerlerden yararlanması için kapsamlı bir plan yapmalıyız. Bu planların sürdürülebilir, çevreci ve bisiklet yollarını da içeren bir yaklaşım benimsemesi önemli. Biz, 2030, 2040 ve 2050 vizyonlarıyla hazırlık yapıyoruz. Ancak 2070 ve 2100'ü de göz önünde bulundurarak geleceğe yönelik bir plan oluşturmalıyız.
Teknolojiyi yakalamak zorundayız
Teknolojideki gelişmelerin bizi nereye götüreceğini hesaplayarak hazırlık yapmalıyız. Bugün dronelardan bahsediyoruz; ancak on yıl sonra belki insanlar dronelarla bir yerden bir yere gitmek için farklı yöntemler kullanacaklar. Dronelar, birçok eşyayı bir yerden bir yere taşıyabilecek. Bu durumlar, çok da uzak olmayan gelecekte gerçekleşebilir. Bu nedenle, planlarımızı yaparken bu tür gelişmeleri de dikkate almalıyız. Mahallelerimizde büyük değişimlerin olabileceği alanları düşünmek ve yapılarımızı buna göre hazırlamak önemlidir. Teknoloji çağındayız ve teknoloji bizden birkaç adım önde gibi görünüyor. Onu yakalamak ve onunla yürümek hepimizin sorumluluğu. Bu bağlamda, sektörlerin gelişimi takip etmeleri ve bu yeni teknolojilere uyum sağlamaları da büyük önem taşımaktadır. Bugün birçok sektörde dronelar kullanılarak tanıtımlar yapılıyor. Bu tür yenilikleri benimseyerek, Bursa'nın değerlerini daha etkili bir şekilde tanıtmamız mümkün olacaktır.
Bir soruna ortak çözümler üretmeliyiz
Gayrimenkul sektörü, hem kentimiz hem de ülkemiz için son derece önemli bir ekonomik dinamik olarak değerlendirilmektedir. Evler sektörünün değerli temsilcileri olarak sizlerin birçok sorunla karşılaştığını biliyoruz. Bu sorunları en aza indirmek ve çözmek, biz kent yöneticilerinin görevidir. Bunu yaparken, birlikte konuşarak ve tartışarak, sorunları birlikte çözmenin yolunu bulmalıyız. Tek başımıza çözüm bulamayabiliriz; ancak birlikte olursak güçleniriz ve sorunların üstesinden gelebiliriz. Bizim yaklaşımımız şudur: Sorun varsa, o sorunu yaşayanlarla birlikte çözüm yolları aramalıyız. Sadece bizim önerdiğimiz çözümler yeterli olmayabilir. Sorunu yaşayanlarla bir araya geldiğimizde, onların önerilerini dikkate aldığımızda ve sorunları nasıl çözebileceklerini dinlediğimizde, o zaman çözümler çok daha kolay hale gelir.
Bu süreçte yoğun çalışıyoruz
Kentsel dönüşüm sürecimiz devam ediyor ve bu süreçte bütünsel bir yaklaşım benimsemek istiyoruz. Parça parça uygulamalar yerine, belirli bölgeleri bütün olarak planlayarak, ana akslarla birlikte uygulamayı hedefliyoruz. Arkadaşlarımız bu süreçte yoğun bir hazırlık yaptılar ve bazı yerlerde uygulamalara başladılar. Bölge bölge, belki beş, belki on farklı mahalleyi içeren projelerle, inşaat sektörüne hız vermeyi ve gayrimenkul sorunlarını en azından belirli bir seviyeye indirmeyi amaçlıyoruz. Böylece, sizlerin müşterilerinizle olan bazı sorunlarını da ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Gayrimenkul sektöründeki maliyetlerin artışına değinen Başkan Bozbey, “Bursa’da konutların yanı sıra sanayileri var. Bu bölgeler şehirde yerel yönetim gibi kendi kararlarını alarak harekete geçirebiliyor. Biz bu planlamayı yaparken yalnızca belediyeler değil, tüm sektörler bir araya gelsin diyoruz. Bütün ve ortak akılla bir planlama yapmamız gerektiğinin farkındayız. Lojistik doğu- batı durakları ile trafik sorununu rahatlatabiliriz.” şeklinde konuştu.