Düz yaşayacağız düz duracağız
Büyük Birlik Partisi Grup Sözcüsü Haldun Filizli: “32 yıldır ülkemize, milletimize ve inançlarımıza hizmeti esas aldığımız uzun ve zor bir yolculuğu sürdürüyoruz. Büyük Birlik Partisi, Türkiye'yi uzun yıllar yöneten siyasi partilerin yok olduğu, siyasi yelpazenin yapısının tamamen değiştiği, siyasi kimliklerin farklılaştığı ve partilerin köklü değişikliklere uğradığı bir dönemde sapasağlam var olmuştur. Ahlakıyla, imanı ile, vatan sevgisiyle, fedakarlığıyla, doğruluğuyla ve kararlılığıyla var olmuştur. Bu niteliklere sahip olduğu için, Allah'ın izni ve Türk milletinin desteğiyle sapasağlam var olacak ve var olmaya devam edecektir. Yaptığımız uzun yolculukta birçok siyasi parti tarihin tozlu sayfalarında yer alırken, biz sadece milletine sırtını dayamadan, kurulduğundan beri çizgisinde hiçbir kırıklık olmadan, mensuplarının başını öne indirecek hiçbir yanlışın içine düşmeden bugüne geldik. Aynı aşkla, aynı imanla, aynı dürüstlükle ve doğrulukla yolumuza devam edeceğiz. Büyük Birlik Partisi, kurulduğu günden bugüne hiçbir zaman politik oyunların, siyaset cambazlıklarının ve kirli pazarlıkların partisi olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Biz, kurucu liderimiz şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun şu sözlerini kabul ettik: "Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz, dik duracağız, doğru gideceğiz."
Saygı çerçevesinde eleştiriler yaptık
Büyük Birlik Partisi'nin Bursa Büyükşehir Meclisi'ndeki temsilcisi olarak görev aldığımız 31 Mart 2024 tarihinden bugüne önceliğimiz Bursa'mız ve Bursalı hemşehrilerimizin menfaati olmuştur. Bu doğrultuda, Bursalı vatandaşlarımızın menfaatine olacak konularda alınan kararlara destek olurken, menfaatine olmadığını düşündüğümüz kararlarda ise her kim olursa olsun karşısında durduk. Bizler, Muhsin başkanımızdan öğrendiğimiz üslup ile, saygı çerçevesinin dışına çıkmadan eleştirilerimizi yaptık. Bu eleştirileri yaparken de sadece muhalefet üretmek için değil, yapıcı ve yol gösterici olmak gayesiyle yönelttik. Eleştirilerimizin yanında çözüm önerilerimizi de her daim sunduk. Amacımız hiçbir zaman bağcıyı dövmek olmadı. Bursalıların menfaatine olacak konularda, teklif kimden gelirse gelsin, doğrunun yanında, yanlışın ise tam karşısında durduk. Mayıs ayındaki meclis toplantısında, Burulaş'a bağlı Urbak'ın cadde ve yol kenarlarındaki alınan ücretin kaldırıldığı ve tamamen ücretsiz olduğu hususunu yanlış bulduğumuzu, bu durumun ileride daha farklı kaoslara yol açabileceğini, esnaftan ve vatandaşlardan gelen şikayetler olduğunu belirttik. Yol kenarlarındaki parkların belli bir saate kadar ücretsiz, belli bir saatten sonra ise cüzi miktarda ücret alınması gerektiğini ifade ettik. Vatandaşlardan ve esnaftan gelen ciddi şikayetler, hatta bazı basına yansıyan olaylara şahitlik ettik. Bu durumun gelir elde etmek ve kamu düzenini sağlamak açısından önemli olduğunu vurguladık. Nitekim geldiğimiz noktada, belediyemiz aldığı bu karardan kısmen de olsa dönmüş ve bazı noktalarda tekrar ücret almaya başlamıştır. Bunu, belediye meclisinde Büyük Birlik Partisi olarak ilk dile getiren bizdik. Mayıs ayındaki 2024 toplantısında dile getirdiğimiz gibi, yine Kasım ve Aralık tarihli meclis toplantısında Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından UNESCO Dünya Mirası olan Beş Selahattin Camii'nde bulunan güvenlik personelinin geri çekileceği iddialarını mecliste Sayın Başkan'a sorduk. Bu kararın yanlış olacağını dile getirdik, gündemde tuttuk ve takipçisi olduk. Nitekim belediye bu kararından da rücu etti. Geldiğimiz noktada, Müftülük ve Vakıflar İl Müdürlüğü ile yeni bir protokol imzalamak için hazırlıklar yapıldı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey'e bu protokolü yapma yetkisi verildi.
Bursamız için hizmet gayretinde olacağız
Bizler, Büyük Birlik Partisi olarak vatandaşlarımızla yaptığımız haftalık buluşmalarda, partimizin kırmızı çizgilerini referans aldık. Kimseden çekinmeden, kimseden korkmadan düşüncelerimizi dile getirdik. Bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz. Üzerimizdeki sorumluluğun bilinciyle, Bursa'mıza ve Bursalı hemşehrilerimize hizmet gayretinde olacağız. Katılımlarınızdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Partimizin otuz ikinci yılı tekrar kutlu olsun. Buluşmalarda vatandaşlardan gelen talepleri, şikayetleri ve Bursa'yı ilgilendiren konuları öncelikle çözüm noktasında en üst makama Büyük Birlik Partisi olarak iletiyoruz. Eğer bu konuda bir çözüm üretilmezse, bu konuyu mecliste dile getiriyoruz. Takipçisi oluyoruz ve çözülene kadar da takibini bırakmıyoruz. Bizim önceliğimiz Bursa'mız ve Bursalı vatandaşlarımızın menfaatine olacak her konuda biz, Büyük Birlik Partisi olarak imzamızı atıyoruz.
Kentsel dönüşüm Bursamızın ihtiyacı olan bir konudur
Yine çevre ve hava kirliliği, müsilaj tehlikesi konularında Büyükşehir Belediyesi olarak çuvaldızı başkasına batırmadan önce ineği kendimize batırmamız gerektiğini vurguladık. Çevre ve hava kirliliği konusunda belediyemizin ilgili birimlerinin denetimlerini sıklaştırarak gerekli yaptırımları uygulamalarını, yaptığı tespitleri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile paylaşarak, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’nü göreve davet edip sorumlulara hak ettiği cezaları vermesi gerektiğini defaten meclis toplantılarında dile getirdik. Yine deprem tehlikesine dikkat çekerek kentsel dönüşüme hız verilmesi gerektiğini, mevcut devam eden projelerin hızlandırılması ve yeni projelere başlanması gerekliliğini, belediyemiz için seçimden sonra hayata geçirmiş olduğu veya geçirmeyi planladığı kentsel projelerin olup olmadığını sorduk. Özellikle kentsel dönüşüm, Bursa'mızın ihtiyacı olan bir konudur. Burada Bursalılar adına, Bursalı hemşehrilerimiz adına bilgi talep ettik. Şunu unutmamak gerekir ki, sayın basın mensupları, Büyük Birlik Partisi mensubu bulunduğu her platformda aldığı her görevde sigorta görevi görmüştür. Nasıl ki Muhsin başkanımız Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sigortasıydı, şehadetinden sonra herkes Meclis sigortasını kaybetti dedi. Sizler de onun yol arkadaşları olarak, onun çizdiği görev bilinciyle, vazife anlayışıyla görev aldığımız her yerde sigorta olma gayretindeyiz. Alınması muhtemel yanlış kararların önüne set çekerek, şerhler düşerek verdiğimiz fikir ve yaptığımız istişarelerle Bursa'mız ve Bursalı hemşehrilerimiz için inandığımız şekilde en doğru kararı verebilmek adına bulunduğumuz komisyonlarda da raporların tanziminde Büyük Birlik Partisi'nin aktif şekilde rol almasını sağladık. Bile bile hiçbir yanlışın içerisinde olmadık.” şeklinde konuştu.
32 yıldır hep milletin sesi olduk
Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı: “Büyük Birlik Partisi olarak, kuruluşumuzdan bu yana, yani 32 yıldır hep milletin sesi olmaya çalıştık. Millet ne diyorsa onu dedik. Vatandaşımızın hangi sorunu varsa onu ifade etmeye, ona çözüm üretmeye çalıştık. İşte Bursa’da da şu anda il başkanımız, belediye meclis üyelerimiz, bütün teşkilatımız vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyorlar ve bunu iletebilecek, aktarabilecek her yere taşıyorlar. Kendi çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Hem genel merkezimiz olarak hem de şahsım olarak bu çalışmaları yakından takip ediyoruz. 29 Ocak 1993 yılında kurulan, yani tam 32 yıl önce kurulan Büyük Birlik Partisi, şehit liderimiz ve ebedi siyasi liderimiz tarafından, milletin muktedir iktidarını gerçekleştirmek için Anadolu insanına uzanan bir el olarak düşünülmüştür. Anadolu insanının sesi soluğu olmak için Büyük Birlik Partisi’ni kurmuşlardır. Dolayısıyla 32 yıl geçti ve geçen ay, 29 Ocak’ta da Büyük Birlik Partisi’nin 32. yılı kutlandı. Bu seneki mottomuz da "Birliğin ve kardeşliğin kalesi, Büyük Birlik Partisi" oldu. Ayrıca şehit liderimizin çizdiği yol da, "Hakka adanmış bir millet sevdası" olarak ifade ettiğimiz, şehidimizin Muhsin Başkanımızın ve arkadaşlarının ayak izlerinin millet için feda olma iradesinin işte Büyük Birlik Partisi’nde tecelli ettiğini görüyoruz. Bugün 25 Şubat. Günün gecesinde, yani 25 Mart’ı 26 Mart’a bağlayan günde, 26 Şubat 1992 tarihinde, yani 33 yıl önce, Ermeni Taşnak ve Kınçak çeteleri tarafından bir katliam yapıldı. Hocalı katliamının sene-i devriyesi. Bu katliamda 613 şehit verildi; bunların 106’sı kadın, 70’i yaşlı, 63’ü çocuk. 487 yaralı, 1275 esir var. Dünyanın gözünün içine baka baka bir katliam yaşandı. Ben şehitlerimizi rahmetle anıyorum. O coğrafya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Azerbaycan kuvvetlerinin üstün gayretleriyle tekrar geri alındı. Buradan şunu ifade etmek istiyorum: Bakın, 33 yıl önce Hocalı’da katliam yapıldı. Bosna’da katliamlar yapıldı. Dünyanın birçok ülkesinde katliamlar yapılmakta. Ancak içimizi yaralayan, bizleri insanlığımızla karşı karşıya getiren olaylar var. Gazze’de, Siyonist katil İsrail terör devleti, yaklaşık bir yıldan fazla bir süredir binlerce, on binlerce insanı katlediyor. Dolayısıyla buradan sizlerin vasıtasıyla, katil Siyonist terör devleti olan İsrail’in ve yöneticilerini şiddetle ve nefretle kınıyorum. Özellikle Gazze bölgesinde, Filistin’deki katliamların devam etmesinin bütün sorumluluğunun, dünya üzerindeki bu katliamlara seyirci kalan liderlerin ve insanların vicdanı körelmiş insanların üzerinde olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.
Alperenler olarak dünyanın her yerinde ki zulmü lanetliyoruz
Biliyorsunuz, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir emlak komisyoncusu iş başına geldi. Bütün dünyayı parsellemeye çalışıyor. Çünkü onun anladığı zihniyet, insanların topraklarının paylaşılabileceğini, emlak komisyoncusu gibi satılabileceğini düşünüyor. Özellikle terör devleti Siyonist İsrail’in başındakini de alarak katliamlarını sürdürüyor. Ancak şunu çok net ifade ediyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iyi ve güzel insanları, devletimizin en üst yetkilileri şu anda bu katliamlara sessiz kalmıyorlar. Bu katliamlara dur deme noktasında üzerlerine düşeni yapmaya çalışıyorlar. Ancak üzülerek söylüyorum ki sözde İslam ülkeleri ve sözde demokrasi adına hareket edenlerin liderler bazında seslerinin çıkmadığını üzülerek görüyoruz. Biz, Büyük Birlik Partisi olarak, Alperenler olarak dünyanın neresinde bir zulüm varsa onu lanetliyoruz. Dünyanın neresinde bir katliam varsa onu lanetliyoruz. Ve şunu çok net olarak söylüyoruz: Artık dünya ikiye ayrılmıştır: İyi insanlar ve kötü insanlar. İnşallah biz iyi insanların tarafında olacağız. Ve şunu inanarak söylüyorum ki zulüm ve katliam yapanlar, insanlara zulmetmeyle, soykırım yapanların mutlaka yenileceğini biliyorum. İnşallah tarih sahnesinde kara bir leke olarak geçeceklerdir ve silineceklerdir.
Vatan hainleri ve çocuk istismarcıları için idam istiyoruz
Bizler hiçbir zaman teröristlerle, vatan hainleri ile bir araya gelmedik. Yeni anayasa çalışmasında bizler 2 konu için idamın gelmesini istiyoruz. Bunlardan ilki kamuoyunda geniş yer tutan çocuk istismarcıları için idamın gelmesini istiyoruz. İkinci konumuz ise askerimizi, polisimizi, öğretmenlerimizi ve sivil vatandaşlarımızı hiç acımadan şehit eden vatan bölücü, vatan hainleri için de idamın gelmesini istiyoruz. Çünkü bu caniler, katiller, devlet ve millet düşmanları biraz cesaretlenince, bir yerlere gidip oralardan izin alınca kabadayılaşmaya başladılar. Eski gündeme dönmeye başladılar. Şimdi onlarla beraber siyasi bölücülük yapanlar, onlarla birlikte hareket edenler çalıştaylar düzenliyor, değerli arkadaşlar. Bakınız, çok vahim dönemlerden geçiyoruz. Üzülerek söylüyorum.
Türkiye’de bir kürt sorunu yok
Şimdi hep beraber size soralım: Türkiye'de bir Kürt sorunu var mı? Bakınız, bizim partililerimiz içinde de Kürt kardeşlerimiz var. Ailelerimiz içinde de kardeşlerimiz, akrabalarımız var. Büyük Birlik Partisi'nin birçok Kürt kökenli il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi ve genel merkez yöneticileri var. Dolayısıyla Türkiye'de bir Kürt sorunu yoktur, arkadaşlar. Türkiye'de bir terör sorunu vardır. Türkiye'de siyasi bölücülük sorunu vardır. Sorunu doğru teşhis etmezseniz, çözümü de doğru bulamazsınız. İkincisi, Allah aşkına soruyorum size: Türk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları içinde "Kürdistan" diye bir bölge var mı? Bu ne hadsizlik! Değerli arkadaşlar, dolayısıyla böyle bir bölge de yoktur. Türkiye Cumhuriyeti devleti üniter bir yapıdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, üst kimlik olarak Türk'tür. Dolayısıyla burada kesinlikle bir Kürdistan diye bir bölge yoktur. Bunu reddediyoruz. Bunu ifade edenlerin de hukuk önünde en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu, anayasal bir suçtur. Bakınız, Türkiye'nin resmi dili nedir, arkadaşlar? Öyle değil mi? Türkçe'dir. Anayasamıza göre Türkçe'dir. Peki, Türkçe Türkiye'de insanlar anasından doğdukları, ailesinden öğrendikleri dilleri konuşamazlar mı? Tabii ki konuşurlar. Türkçe'de konuşurlar, Lazca'da konuşurlar, Kürtçe de konuşurlar, Boşnakça da konuşurlar. Sanat yaparlar, şiir yazarlar, efendim, bunu aile içinde konuşurlar. Her türlü bununla ilgili ifadelerini ortaya koyarlar. Bu konuda hiçbir problemimiz yok. Ancak resmi dil Türkçe'dir, değerli arkadaşlar. Türkiye cumhuriyeti devletini yıkmaya çalışan caniler her zaman çıkmıştır. Ben buradan şunu söylemek istiyorum ki Türkiye Cumhuriyetine baş kaldıranların sonu kötü olmuştur. Biz Büyük Birlik Partisi olarak vatan bölücülerle hainlerle hiç bir zaman müzakere yapılmayacağını belirtmek istiyorum.
Bu vicdan değildir
Ekonomi ile ilgili ciddi sıkıntılar var. 2024 yılında enflasyon yüzde 44 oranında ve bütün vergiler arttı. Açlık sınırı ise 22.131 TL olarak belirlenirken yoksulluk sınırı 72.000 TL olarak belirlendi. Asgari ücret yüzde 30 oranında arttırıldı. Asgari ücretlimiz emeklimiz çiftçimiz yani sabit gelirlimiz bu enflasyon rakamı ile nasıl geçinecek. Bu vicdan değildir. Aklın ve mantığın bu kabul etmesi mümkün değildir.” dedi.