Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi İlim Yayma Vakfı'nın 53. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Programa İstanbul Valisi Davut Gül, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan ve BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar da iştirak etti.
Kökü derinlere inen ulu bir çınar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi İlim Yayma Vakfı'nın 53. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Erdoğan, vakfın ulu bir çınar gibi kökleri derinlere uzanan ilim ve hikmet yolcularını desteklemeye devam ettiğini ifade etti. Vakfın, Resulullah efendimizin ilim rütbesini en yüce tavsiye ederek, yarım asırdan fazla süredir fedakarca çalışarak ebedi ahlakla donatılmış gençler yetiştirmeye devam ettiğini vurguladı. Erdoğan, 1973 yılından bu yana ilmin yayılmasını teşvik eden vakıf mensuplarına teşekkürlerini iletti ve ebediyete intikal etmiş vakıf mensuplarını rahmetle andı. Ayrıca, geçmişte kaybettikleri dava arkadaşlarından Yücel Çelikbilek'i özel olarak anarak ruhlarının şad olmasını diledi. Erdoğan, vakfın çalışmalarının devam ettiğini ve gelecekte daha fazla genç ile irtibat kuracaklarını, nitelikli bilimsel çalışmaları teşvik ederek ilim hazinelerini zenginleştireceklerini belirtti.
Vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa faydalı nesiller yetiştirmek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Üniversitesi İlim Yayma Vakfı'nın 53. olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada, vakfın hedeflerine hızlı bir şekilde ulaşmasına inandığını belirtti. Vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa faydalı nesiller yetiştirmenin misyonuyla çalışan vakfın her bir mensubuna Allah'tan başarılar diledi. Erdoğan, milletin kendilerine yetki verdiği sürece her zaman yanlarında olacaklarını vurgulayarak, hikmet yolcularının elini çekmemeleri ve sadık kuşaklar yetiştirmek için çaba göstermeleri çağrısında bulundu. Asım'ın nesli gibi, ben varım diyen gençlik için çaba sarf etmeleri gerektiğini ifade etti. Erdoğan, Necip Fazıl'ın "davanın sahibi haktır, hak olan davada zafer muhakkaktır" sözlerini hatırlatarak, davalarının Allah'a dayandığını ve niyetlerinin temiz olduğunu korudukça önlerinin kesilemeyeceğini söyledi. Son olarak, Rabb'in kendilerini sıratı müstakimden ayırmamasını diledi.
Gazze'de işledikleri insanlık suçu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının bir Ramazan-ı Şerif'i daha karşılamaya hazırlandığını belirtti. Ramazan'ın başlangıcıyla birlikte tüm İslam aleminin ve milletin hayırlara vesile olmasını diledi. Ancak, bu mübarek ayın, gönül coğrafyasının birçok yerinde yaşanan insani dramlarla gölgelendiğini vurguladı. Özellikle Gazze'deki durumu eleştiren Erdoğan, İsrail'in Filistinlilere karşı soykırım politikası uyguladığını ifade etti. İsrail'in sivil halkı hedef alan saldırıları sonucunda binlerce Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını belirtti. İsrail'in bu barbarca davranışlarını, uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine aykırı olarak nitelendirdi ve Netanyahu ve yönetiminin günümüzün Nazileri olarak isimlerini tarihin karanlık figürleriyle birlikte anılmasını gerektiğini söyledi.
İnsanlığın vicdanında mahkum
Erdoğan, konuşmasının devamında, bu katliamların uluslararası hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini vurgulayarak, bu konuda gerekli adımların atılacağını söyledi. Son 155 günde yaşanan utanç verici olaylarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Uluslararası kurumlar ve insan hakları örgütlerinin İsrail konusunda etkisiz kaldığını belirtti. Filistinli çocukların ve sivillerin yaşam hakkı ihlallerine rağmen uluslararası beyannamenin nasıl bir kağıt parçasına dönüştüğünü gördüklerini söyledi. İslam dünyasının ortak hareket etme ve İsrail'e karşı etkili baskı kurma konusunda eksikliklerinin olduğunu dile getirdi. 2 milyarlık İslam dünyasının, Filistin halkına kardeşlik görevini tam olarak yerine getiremediğini belirtti. Türkiye'nin dünya beşten büyüktür diyerek, küresel sistemin Müslümanları dışladığını ve Türkiye'nin buna karşı çıktığını ifade etti.
Topraklarını, onurlarını ve kendi insanlarını savunan Filistinli mücahitlere böyle bir kara çalınamayacağını tüm dünyaya cesaretle ilan ettik
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'ye yönelik saldırılarla ilgili olarak Türkiye'nin Filistin halkı için tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti. 7 Ekim'den bu yana yaptığı uluslararası görüşmelerde Filistin meselesini ve Gazze'nin durumunu gündeme getirdiklerini ifade etti. Hamas'a terör örgütü yaftası vurulmasına karşı çıktıklarını ve Filistinli mücahitlerin topraklarını, onurlarını ve insanlarını savunma hakkını desteklediklerini vurguladı. Türkiye'nin Mısır makamlarıyla gelişen ilişkilerini Gazze'ye yardımlar için kullandığını ve insani yardımların 40 bin tonu bulduğunu belirtti. Bunun yanı sıra, Kızılay ve sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanan yardımların devam ettiğini ve Filistinli kardeşlere milli birlik ve mutabakatın temini için çaba gösterdiklerini söyledi.
Türkiye'nin Filistin davası için verdiği samimi mücadelenin en yakın şahidi tüm gruplarıyla tüm Filistinli kardeşlerimizdir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Filistin davasına samimi bir şekilde verdiği mücadelenin en önemli tanığı olarak tüm Filistinli kardeşleri gösterdi. Türkiye'nin Gazze'deki katliamı unutturmayan ülkelerin başında olduğunu belirtti. Devlet ve millet olarak Filistin davasına en üst seviyede sahip çıkan ülkenin tartışmasız Türkiye olduğunu vurguladı. Eleştiri yapanların iftira attığını ve kul hakkına girdiğini söyledi. Erdoğan, 15 yıl önce katillere karşı "one minute" diyerek dik durduğunu hatırlattı ve bugün de aynı duruşu sergilediğini belirtti. Türkiye'nin Filistin konusunda gösterdiği hassasiyetin ve verdiği mücadelenin açıkça ortada olduğunu ifade etti. Eleştirenlerin Filistinli mücahitlere terörist diyerek kara çaldığını ve bunun kendi çıkarlarına hizmet ettiğini dile getirdi.
ABD bana Hamas'ı sordu
Erdoğan konuşmasının devamında, “21 yıl önce göreve gelmeden önce, daha başbakan değildim. Genel başkan olarak Amerika'ya ilk yaptığım seyahatte ABD'nin ileri gelenleriyle masaya oturduğumuzda bana orada Hamas'ı sordular. Hamas'a terör örgütü dediler. Ben onlara o zaman hayır Hamas bir terör örgütü değil. Tam aksine bir direniş örgütüdür demiştim. O zaman başbakan değilim. Seçimi kazanmış bir partinin lideri olarak Amerika seyahatini yaptım. Ve onlara da bu cevabı verdim. Şimdi kimse bize kalkıp da Hamas için terör örgütü ifadesini kullandırtamaz. Ve Hamas'ın liderleriyle çok açık net her şeyi rahatlıkla konuşup onların arkasında dimdik duran bir ülke Türkiye. Filistin davasına gönül verenler olarak birbirimize ok atmak yerine asıl bu habis zihniyetle mücadele etmeli, bunlara zemin kazandırmamalıyız. Türkiye'nin olağanüstü çabalarını görmezden her konuşmalarında işgalci İsrail'e selam çakanların foyasını ortaya dökmeliyiz. Şimdi isterseniz ülkemizin Filistin için ortaya koyduğu çabalara şöyle bir bakın" diyerek video izlettirdi.
İnsanlığa değer katacak
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, vakfın azim, insanlık ve inançla yoğrulmuş olduğunu vurgulayarak, vakfın tarihinden aldığı deneyimle daha büyük başarılara imza atacağına inandığını dile getirdi. İlerleyen zamanlarda, vakfın insanlığa değer katacağını, dünyaya adalet ve hoşgörü dersleri verecek birçok güzel insanın yetişmesine vesile olacağını belirtti. Hediye takdimi ve hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan salondan ayrıldı.