Bursa bu hukuksuzluğu kaldıramamaktadır
Bursa Şubesi İMO Başkanı Serdar Atilla Erdem açıklamasının devamında: “Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar ve içinde yaşayan her bir vatandaşımız için de adeta birer tabut demektir. Üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur. Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir. Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar, yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatları ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz. Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa bu hukuksuzluğu kaldırmamakta, acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir. Kentimizde maalesef kaçak yapı kültürü oluşmuştur. Bu noktada bataklıktaki sinekler ile değil bataklığın kendisini kurutmak ile ilgili kafa yormamız gerektiği açıktır. Merkezi ve yerel yönetimler sorunu oluşturan nedenleri ortandan kaldırırsa sonuçlar da doğrudan ortadan kalkacaktır.
Bu sorun hukuksuz uygulamalarla çok büyüdü
Nilüfer’de planlı arsalar üzerine yapılan ruhsatlı ancak olması gereken emsalin kat be kat fazlası yapılarak yükselen inşaatların varlığı hepimizin malumu. Bu imara aykırı inşaatlar kentimizde ulaşımdan altyapıya yaşanabilir şehir kültüründen uzaklaşmamızın en önemli etkenlerindendir. Hukuki olarak yapılması gereken imar planlarına aykırı yapılmış olan tüm binaların mevcut imar şartlarına uygun hale getirilmesidir. Fakat bu sorun hukuksuz uygulamalarla o kadar büyümüştür ki çözüm artık teknik ve bilimsel olmaktan çıkmış siyasal ve sosyolojik bir hale evrilmiştir. Biz İMO Bursa Şubesi olarak bu gerekçelerle diyoruz ki meslek odaları hukuka tekniğe ve bilime bağlı kalmak gibi bir sorumluluğa sahiptirler ve bu yüzden hukuki olmayan çözüm adı altında üretilen uygulamaların içerisinde bulunmayacağımızı buradan bir kez daha duyurmuş olmak istiyoruz. O yüzden diyoruz ki elbette hukuksuz talepler her zaman olacaktır. Peki kamu ne için var? Bu tarz hukuksuz taleplere dur demek için değil mi? Bir daha Bursa’mızda sosyolojik sorunlar yaşamamak için kamu kurumlarını bu tarz hukuksuz uygulamalara izin vermemeye davet ediyoruz. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında tiny house, bağ evi, bungalov gibi kaçak tesis edilen site oluşumları ve ticari işletmelerimiz var. Bu konuda kanun ve yönetmelikler belli olup bunların dışına taşarak yapılmış olan hukuksuz uygulamaların yetkili belediyelerimizce tespit edilip gerekli kaçak yapı işleminin bir an önce yapılması en önemli uyarımızdır. Ancak biliyoruz ki tespitler yapılmış olmasına rağmen kentimizde her konuda olduğu gibi bu konuda da yapılan yapanın yanına kâr kalmaktadır.
Müdahale edin çağrımız hala karşılık bulamamıştır
Yani imarsız alanlarımıza yapılan kaçak yapılaşma bir tarafa,imarlı olan alanlardaki ruhsatlı sanayi ve konutlarımızın da kaçak olmaya evrilmiş ve bunların da kabul edilir olmuş bir Bursa’da hangi kaçak yapı ile mücadeleden bahsediyoruz? Kentimizin nefes alınamaz, yaşanılamaz hale gelmesinin en önemli sebeplerinden olan kaçak yapılaşmaya yukarıda vermiş olduğumuz birkaç önemli örnekle diyoruz ki; Kentimizde kaçak yapılaşma sorunu merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Yani kaçak inşaat yapan kişi kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasının mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalarda mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır. Bununla ilgili mevcut sistemdeki aksaklıklar giderilmeli gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Ve kaçak yapılaşma ile mücadeleye ilk önce güçlünün hukuksuz uygulamalarından başlayarak ardından sade vatandaşın yaptığı kaçak yapılaşmaya doğru sürdürdüğümüzde vereceğimiz mücadele daha anlamlı olacaktır. Mesela Kestel Soğuksu’da imar planları onaylanmamış, mahkeme süreci devam ederken, İMO Bursa olarak kaçak yapılaşmayla mücadele etmesi gereken kurumlara “müdahale edin” başvurumuzun halen karşılık bulmuyor olması düşündürücü değil midir? Güçlünün bu hukuksuzluktaki cüretkârlığının sebebini anlamamızı kimse bizden beklemesin. O yüzden diyoruz ki ben yaptım oldu uygulamalarına karşı önce güçlünün hukuksuzluğu ile hep birlikte mücadele edelim.
Kentsel Dönüşüm Çalıştayı sonrasında gelen raporlarla kentsel dönüşüm komitemizin hazırlamış olduğu yöntemler ve çözümler şu şekildedir;
1) 2025 yılı içerisinde yapı stoğu envanteri çıkartılarak binaların depreme karşı nasıl davranacağı net bir şekilde ortaya çıkarılmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için BBB ile İMO Bursa Şubesi şehrimizin yapı stoğu envanterini çıkarmak adına protokol yaparak harekete geçmelidir. BBB’nin JICA ile yapmış olduğu çalışma çok kıymetli olup bir an önce bu çalışmadaki mikro bölgeleme çalışmaları tamamlanıp yukarıda bahsettiğimiz çalışma ile gerçek anlamda tamamlanmış olacaktır. Bina yapı stoğu envanteri Bursa’nın tamamında çıkartıldığı, kentsel dönüşümde riskli bölge sınıflaması yapılmalı, kentsel dönüşüm strateji belgesi oluşturulmalıdır. Kentsel dönüşüme hangi mahalle hangi bölgeden başlanacağının yol haritası belirlenmelidir. Bursa’yı aynı anda kentsel dönüşüme sokmak süreci çıkmaz hale getirmektedir. Bu sebeple yapı stoğu envanter çalışmasına göre oluşacak risk sıralamasına göre kentsel dönüşüm eylem planı en riskli bölgelerden başlayıp bölge bölge, kamu ve özel sektör elbirliği ile dönüşümü yapması sağlanmalıdır.
2) Kentsel dönüşüme ada veya parsel bazlı dönüşüm yerine bütüncül kentsel dönüşüm planlaması yapılmalıdır. Kriterler şeffaf bir şekilde adil olarak özel sektörü içine dahil edecek bir model oluşturularak planlanmalıdır.
3) Kentsel dönüşüm uygulamalarının önünü açmak için yeni yapılaşma alanları ile yoğunluğu olan yapılaşmış bölgelerin birbirinden ayrılması gerekmektedir. Bu sebeple kentsel dönüşüm uygulanacak bölgelerde bütüncül planlama ilkeleri her bölge için aynı değil bölgenin özelliklerine göre esnetilerek uygulanması sağlanmalıdır. Bu çalışma için bakanlık ile ortak çalışmalar yürütülmelidir. İlgili meslek odaları bu süreçte dirençli Bursa için sorumluluk almalıdır. BBB’nin kurduğu danışma kurullarında bahsettiğimiz planlama ilkeleri etap etap dönüşümün önünü açacak şekilde belirlenerek tüm danışma kurulları üyeleri tarafından imza altına alınmalı ve bu kriterler belediye meclisinden geçirilerek bakanlık onayları alınması için tüm çalışmalar elbirliği ile yürütülmelidir.
4) Şu an kentsel dönüşümün önündeki en önemli sorun vatandaştaki yanlış dönüşüm bilincidir. Bu sebeple vatandaşın elini taşın altına koyması gerektiği bilinci oluşturulabilmesi için kamuyu farkındalık çalışmaları tüm paydaşlar tarafından ortak bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
5) Yoğunluğu yüksek olan mevcut yapılaşmış bölgelerde rezerv alan oluşturulmadan dönüşüm imkansızdır. Bu sebeple BBB kent anayasası içerisinde sadece kentsel dönüşümde ihtiyaç olan rezerv alan oluşturmak adına şehir merkezinde kalmış, depremsellik açısından risk taşıyan atıl, çöküntü haline gelmiş sanayi ve konut bölgelerinin boşaltılıp taşınması için yeni imar alanları oluşturulabilir. Mesela sanayi arsa üretim talepleri mevcut sanayi bölgeleri tam olarak dolmadan istenmesini iyi niyetli bir yaklaşım olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Ancak kent anayasası içerisinde tarım alanlarımız, su kaynaklarımız ve ulaşımı sıkıntıya sokmayacak yeni sanayi alanları şeffaf bir şekilde belirlenip, bunlar sadece kent içerisinde kalan, deprem riski barındıran, âtıl duruma gelmiş sanayi bölgelerinin merkezden uzaklaştırılıp taşınması için açılmalıdır. Ve bu uygulama sonucunda kent içinde boşalan sanayi bölgeleri kentsel dönüşüm için rezerv alan olarak değerlendirilmesi en önemli önerilerimizdendir.
6) Kentsel dönüşüm sadece riskli binaların yıkılıp yeniden yapılması ile değil, binaların güçlendirilmesi de bir kentsel dönüşüm metodu olarak dikkate alınmalıdır. Ayrıca deprem riski taşıyan mevcut yapıların yerinde dönüşümünün önünün açılması için yapıldığı dönemdeki imar haklarının korunması adına tüm hukuki çalışmalar yapılmalıdır. Açıklamam gerekirse eski imar planına göre yapılmış eski binanın yıkılıp yeni plana göre yapılmasında hak kayıpları olmaktadır. Eğer vatandaş kendi gücü ile hiçbir ekstra emsal artışı istemeden mevcut binasının aynı plan ve ölçülerde yeniden yapmayı talep ediyorsa bunun önünü neden tıkayalım? Çöküntü alanlarının rehabilite edildiği yaşanabilir, ulaşım sorunu çözülmüş, şehrimizin ruhunu geri kazandıracağımız planlamalar ile hayata geçirilmesi önemlidir. Bu çerçevede kaybolmaya yüz tutmuş tarih yapılarımızın yeniden geri kazandırılması sağlanmalıdır. Mesela hanlar bölgesi ve hisar bölgesinde olduğu gibi.
7) Kent anayasası yapılmadan makro projeler için Bursa’da bir çivi dahil çakılmasına müsaade etmeyeceğimizi her platformda söyledik. Elbette Kentsel Dönüşüm Planlaması yukarıda bahsettiğimiz çözümler ışığında kent anayasasında yapılmalıdır. Fakat şehrimizin her an deprem tehlikesi altında olduğunu düşündüğümüzde kentsel dönüşüm projelerimize pozitif ayrımcılık yapıp kent anayasasını beklemeden elde varolan haklar kentsel dönüşüm ve yasası yönetmeliğinde tanımlanan imar kurallarına aykırı olmadan yapılması kırmızı çizgimizdir. Kentsel dönüşüm gerekçe gösterilerek imar haklarını ve yoğunluklarının çizgileri dışına taşmaması en önemli uyarımızdır.
İMO Bursa Şubesi 94’ten bugüne Bursa’nın vicdanı, teminatı olmak adına tüm gücü ile çalışmalarını sürdürmüştür. Bu dönemde de kent sorunlarını bir plan dahilinde ele alıp neden sonuç ve çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağımızı duyurmuştuk. Bugün yapmış olduğumuz kentsel dönüşüm çalıştayı sonrası ilk toplantımızda kentsel dönüşüm ve kaçak yapılaşma başlığı ile bir araya geldik. Umarım sunduğumuz tespit ve çözüm önerilerimizi içeren çalışmalar kent yöneticilerine ve karar vericilerine ışık tutar ve faydalanırlar.” dedi.