Bursa hafta sonu şiddetli lodosun etkisinde kaldı. Çatılar uçtu,ulaşım kesintiye uğradı,kentin bir çok mahallesinde elektrikler kesildi.
Bu doğa olayının karşısında insanın ne kadar çaresiz kalabileceğinin işareti olarak algılanabilir.
Ancak, Bursa'da elektrik dağıtımını üstlenen UEDAŞ'ın sınıfta kaldığını söylemek sanırım yanlış olmaz.Özelleştirme ihalesinden önemli taahhütlerde bulunarak Bursa'da yatırım sözü veren UEDAŞ eleman yetersizliğinden olacak ki,mahalleler karanlığa mahkum edildi.
Tek tek hangi mahalleler olduğunu sıralamadan Osmangazi İlçesine bağlı Ulu mahalle'de bazı sokaklarda 30 saattir elektrikler kesik. İsyan noktasına gelen halkın muhatabı ise mahalle muhtarı Sezen Fidan.
Onunda yapacağı pek bir şey yok. Arıza'yı hem yazılı hemde sözlü olarak ilettiğini söyleyen Muhtar Sezen Fidan, "Beklemek durumundayız" diyerek vatandaşı sakinleştirmeye çalışıyor.
Tabi burada yaşanan sıkıntıları dile getirirken, hiçbir kurum yada kuruluşu hedef tahtasına oturttuğumuz düşünülmesin.
Olaylara mümkün olduğu kadar toplumsal düzlemde bakmaya özen gösterirken, ısrarla söylemek istediğimiz;UEDAŞ yetkilileri vatandaşı muhatap almak zorundadır.Fakat vatandaş karşısında muhatap bulamıyor.
Faturasını geciktiren vatandaşın elektriğini kesmek için,eleman sıkıntısı çekmeyen şirket, arıza olduğunda "Elemanlar yetersiz,mevcut ekipler çalışıyor.Ne zaman arızaya müdahale edecekleri belli değil" diyerek sığındıkları gerekçenin savunulacak bir tarafı yoktur.
Kamu hizmeti yapan Gazeteciler, vatandaş adına sorgulama yaparken, saatlerce karanlıkta kalan vatandaşın da tepkisini sütunlarında dillendirmesi, gibi bir misyonu üstlendiklerini hatırlatmak isterim.
Toplum adına, insanlık adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya, sorgulamaya itina gösterirken, neticeyi de toplumun,ve kenti yönetenlerin izanına bırakıyoruz.
Avrupa kenti Bursa'da başta Ulu mahalle olmak üzere, kentin bir çok yerine elektirik verilemiyorsa yada vatandaş karşısında bir muhatap bulamıyorsa,buna bile bile biz gazeteciler göz yumarsak bu en başta kendi mesleğimize ihanet olarak algılanmalıdır.
Sonucu ne olursa olsun.
Bugün gelinen noktada , lodos'un ardından yaşananlar, bu şehirde ister istemez günlerce konuşulacaktır.UEDAŞ'ın duyarsızlığı, vatandaşın karanlığa mahkum edilmesinin ilerleyen günlerde mutlaka bir faturası olacaktır.
Olmadır da...
UEDAŞ yetkililerinin sorumluluğu kendi beceriksizliklerinden çok, Lodos'a bağlamalarının,izah edilecek bir tarafı da yoktur.
UEDAŞ sınıfta kalmıştır. TEDAŞ'ta yetkiyi devralan UEDAŞ yetkilileri 30 saat karanlıkta bıraktıkları insanlara izahat yapmak zorundadır.
Bir kurumu çamur banyosuna sokmak gibi bağnaz bir düşünce içine girmeden, evlerinde hasta insanlara bakmak durumunda olan insanların içine düştüğü durumu anlatmak o insanların sesi olmak biz gazetecilerin asli görevleri arasındadır.
Bize onu yapıyoruz.
Bursa'nın karanlığa gömülmesinin önüne geçemeyen UEDAŞ yetkilileri gerekçelerini zaman geçmeden açıklamak durumundadırlar.
Ha kendi yetersizliklerini örtüp de mazeret aramaya kalkışmaları durumunda,bu kentteki siyasi irade kendilerine gerekli cevabı vereceğinden hiç kuşkuları olmasın.
Önceye aynaya bakmalarını kendilerine tavsiye ediyorum. Bir kurumun beceriksizliğinin faturasının iktidar partisine kesilmesinin de savunulacak bir tarafı yok.
Birileri bugün UEDAŞ'ın beceriksizliği,vurdumduymazlığı yüzünden, Ak Partiye vurmaya kalkışıyorsa,daha önce belirttiğim gibi siyasi irade bunun mutlaka hesabını sormalıdır.
Nacizane tavsiyem şu ki,UEDAŞ tahsilatlara nasıl önem veriyorsa, arızalara da o denli önem vermeli.
Yoksa daha şiddetli Lodosa maruz kalacaklar..
Bizden söylemesi..