Bugünler o kadar anlamlı ve o kadar manalı ki,bende yazılarımın usturupluolmasına özellikle dikkat ediyorum.
Bu nedenle alevi başından çıkan cümleleri artık ikinci plana atmayı tercihediyorum.
Küçük Babali olarak adlandırılan kentimizde bizler işimiz gereği ilginçdönemlere tanıklık ediyoruz.
Bu nedenle şunu açıkça ifade edebilirim;
“Ülkenin en büyük sorunu bugün imkânsızlıklar değil, bütün gelişim alanlarına vakıf, ahlakın ve şefkatin emrinde adam gibi adam yetiştirmekte sıkıntı çekmesidir.”
Son dönemde yaşananlar da, birer ibret vesikası olarak hafızalarda yerini almıştır.
Uzun zamandır siyaset sahnesinde yaşananları dillendirirken,kimseyi doğrudan hedef tahtasına oturup ateş etmedik.Özellikle Ak Parti'de yaşanan süreçleri değerlendirdik.
Kıyamet koptu...
Zaman zaman biz davula vurduk, dümbelekten ses geldi...
Siyasi arenada siyaset deccalları türedi...
Yalanın bini bin para
Hüznümüzün içimizde biriktirdiği tortu, paylaşılmaktan çok ama çok uzaktır. Hassasiyetimizin kaynağında siyasi bir koku bulunmadığı da açıktır.
Benim orada ifade etmek istediğim şuydu;
Basiretli yöneticiler yaptıkları icratlarda,basit hatalar yaparsa, çoğunlukla birilerine çok basit bir ifadeyle “meze” olur.Bir çok yerde kendini gösteren çürüme kuşkusuz,onların oturdukları koltukları da kökünden sallar...
Bugün gelinen noktada sosyal ilişkiler “iyi ve kötü” sübjektifi üzerinde yürümektedir ve neden “iyi”,neden “kötü” olduğu konusunda bir fikir biriğine varılmadığı sürece mutlaka ama mutlaka sıkıntıyaşanacaktır.
Sosyal medyanın da desteği ile gündeme getirdğimiz, bana göre olağan bir konunun ardından,bugün birileri gerçekten hayal kırıklığı yaşadı.
“Popüler halk kültürü” bundan mı hoşlanıyor acaba deyip derin derin düşünmedim desem yalan olur...
Risk almaktan korkmayan şahsiyetlerin, müteşebbis yöneticilerin başarılarına gölge düşürmek için icat ettikleri psikolojik savunma yöntemi olan cahil cesaretli tavır ve söylemler,nihayetinde kendilerine dönüş yapacağını ifade ettik.
Bu sadece bir ayarıydı..
Cahil cesaretindeki bu insan bilmiyordu yaşanacakları, korkmuyor du olabileceklerden; balıklama daldılar bilinmeyen mevzulara...
Zaten bundan cesaret alıp hayatını da hep iyi bir dalgıç olma felsefesi üzerine kuruyor; taki en büyük vurgunu yiyinceye kadar...
Ne gariptir ki bakıyorum, Bursa'da her şeyin en âlâsını bilen insanlar türedi. Bu insanların birikimlerinin hangi konuları içerdiği ve hangi yoğunlukta olduğu, sordukları sorular ve kurdukları cümlelerden,yada yapmak istedikleri icraatlardan anlaşılıyor kolaylıkla.
Herkesin gerçek yüzü zamanla çıkıyor ortaya.
Semaya yük taşıyan bahar bulutlarının arkasına saklanmak,çözüm olmaktan çıkmıştır.
Göstermelik eylemlerin ardında hangi art niyetler saklıdır; kimin niyetine niyaz güzelliğinde dualargirmiştir, herkes biliyor.
Kimden kime, hangi yoldan bilgi ve duygu akar; kimin eli kimin cebindedir, bizlerde biliriz!
Yada öğrenmeye çalışırız.
Bizim meslekte halka hizmetin bir versiyonudur bu..