Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu son derece asık bir yüz ifadesiyle soruyor:
“Biz bunun hesabını sorar mıyız?”
Yine yanıtı kendisi veriyor:
“Sorarız!”
Dinleyenlerden yükselen çığlık ve alkış sesleri…
****
Orada sormak lazımdı Sayın Bakan’a, “Şimdiye kadar hangi ülkeden hesap soruldu?”
Suriye’den mi?
Esad yerinde duruyor, Şam’da Emevi camisinde namaz kılma hülyası hüsrana uğradı.
Suriye Lideri Esad yerine, “Orta Doğu’da bizsiz yaprak kıpırdamaz” diyen Ahmet Davutoğlu siyasi mevta oldu.
****
Rusya’dan mı hesap soruldu?
Bakanlar bile Rusya’ya girerken ne zorluk çektiklerini anlatsalar, skandal olur!
Hollanda’nın yaptıklarından bin beter hikayeler var!
Kan kusuyorlar, kızılcık şerbeti içiyorlar.
*****
İsrail malum! 20 milyon dolara onurumuz parayla değiştirildi.
9 yurttaşımız şehit edildi, karşılığında ne kazandık?
Neyin hesabını sorduk?
Ne Gazze’ye abluka kaldırıldı ne de başka herhangi bir olumlu adım atıldı.
Ezanı bile yasakladılar, gık çıkmadı!
Sadece Kemal Kılıçdaroğlu tepki gösterdi.
****
Gelelim Almanya ve Hollanda’ya…
Yaptıkları rezalet, terbiyesizlik, ölçüsüzlük, haksızlık…
Türkiye bunları asla hak etmiyor.
Uluslararası hukuk ayaklar altına alındı.
****
Ama dur bir dakika, sizin siciliniz hiç temiz değil ki!..
2013 yılında Avrupa Parlamentosu Sosyalist (!) Grup Başkanı H. Swoboda denilen terbiyesiz bir adam, Kemal Kılıçdaroğlu’na Brüksel’in ortasında hakaret etti.
Düşünce özgürlüğünün şampiyon savunucusu Alman haddini bilmez, Kılıçdaroğlu’nun eleştirileri karşısında toplantıyı terk edince dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bakın neler söyledi:
“Kapıya kadar gidiyor Sayın Kılıçdaroğlu, kabul edilmeyince geri dönüyor ama Türkiye’ye iner inmez, ‘Ben iptal ettim’ diyor. Ya bari bu kadar Avrupa’nın gözünde de bizi rezil edecek bir yalanı, hem de o insanlarla yaşadıkların ortadayken söyleme!”
Sadece bu kadar mı?
Değil elbette…
Hepsini burada aktarmaya gerek yok, arşiv yalan söylemez!
****
Peki bugün ne diyor Kemal Kılıçdaroğlu?
“Hollanda ile ilişkiler askıya alınmalı!”
Yani, hükümetin yanında duruş sergiliyor.
Onlar ne yapıyor?
“16 Nisan’dan sonra gereğini yaparız” diyorlar.
Niçin 16 Nisan sonrası; çünkü aranan düşman bulunmuştur, insanların milli duyguları kabartılarak, halk oylamasında gereken destek sağlanmıştır.
Sonrası mı?
Sonuç belli! Bir FETÖ’cü bulunup, ‘ilişkileri geren suçlu’ sıfatıyla idam sehpasına konulacaktır!..
****
Çok can sıkıcı…
Bu ülkede sanki birilerinin elinde esir olduk.
Yalan rüzgârı dört bir yanı kapladı.
Nasıl kurtulacağız bu sarmaldan Allah bilir!
ARTIK AVRUPA YOLLARINI KAPATALIM!
Nurettin Canikli, “Avrupa bizim için bitmiştir” dedi ya, “Çok doğru!”
Bundan sonra Avrupa macerasına son vermek lazım.
Faşist, Nazi Avrupa’ya girmek yerine özgürlüklerin boy attığı Suudi Arabistan, Irak, İran, Mısır, Katar gibi ülkelerle birlik oluşturmalıyız!
İnsan haklarına saygı gösterilen Rusya, Çin, Pakistan, Afganistan hatta Kuzey Kore gibi ülkelerle de demokrasi bloku oluşturup, faşist ülkelere haddini bildirmeliyiz!
Bundan sonra Avrupa’ya işçi göndermek yerine de hukuk devletinin egemen olduğu bu ülkelere vatandaşlarımızı çalışmak için göndermeliyiz.
****
Bu yazının dip notu: Adnan Baştopçu, Vedat Aslan, Selahattin Adıgüzeller bile bu espriyi zor bulurdu.