Pazar günü Ali Babacan liderliğinde kurulan DEVA Partisi’nin Ankara Atatürk Spor Salonu’ndaki gövde gösterisinde hazır bulundum.
Salona biraz erken gittim, İl Başkanı Serkan Özgöz karşıladı, ardından Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın’la ayaküstü söyleştik.
Ana giriş kalabalıktı, salonun içinde ise iğne atsan yere düşmeyecek ölçüde insan vardı.
Coşku doruktaydı, insanların yüzünde umut, partililerde heyecan vardı.
****
5 bin kişilik salonu doldurmak kolay diye düşünülebilir ama Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililerin umutla Ankara’ya varması, kongre, seçim yokken o salonu doldurmaları DEVA Partisi’nin mayasının tuttuğunu göstermiyor mu?
Bu arada belirteyim, Bursa’dan yaklaşık 200 kişi gelmişti. Partiden kopma aşamasında olan Bursa Nilüfer İlçe Başkanı Mine Rana Kahramanoğlu ile Yıldırım İlçe Başkanı Şener Temur gelmemişti.
İl Başkan Yardımcısı Sadık Kutlucan, Mine Rana Kahramanoğlu‘na ilişkin yorum yapmazken “Şener Temur yönetimi düştü, kendi yöneticileri onu istemedi, yerine atama yapacağız” dedi.
****
DEVA buluşmasından bazı notlar iletmek istiyorum.
Salonda Atatürk posteri dışında fotoğraf yoktu. Ali Babacan çağdaş dünyada olduğu gibi kendini fetiş haline getirmek niyetinde olmadığını ortaya koydu.
Kadınların büyük ilgisi vardı toplantıya… Erkek sayısı kadar kadın sayısı vardı diyebilirim.
Diğer partilerin organizasyonlarından farklı olarak sahne ortaya kurulmuştu. Kalp şeklindeki sahnenin üzerine çıkan takdimci, Genel Başkan Ali Babacan gelmeden katılanları müzik eşliğinde coşturdu.
Mahzun Kırmızıgül’ün “Alem buysa” anlamlı parçası dinlettirildi.
“Dünya düzenini bozmuş
Soytarılar sultan olmuş
Dünya düzenini bozmuş
Soytarılar sultan olmuş
… Şan babası baba olmuş”
Âlem buysa DEVA sensin
“… Sevdim deyip aldatan var
İnsanları kandıran var
Sevdim deyip aldatan var
İnsanları kandıran var
… Dünya malına tapan var”
Âlem buysa DEVA sensin
… Sevdiğimi bilen sensin
Bu derdime çare sensin
Sevdiğimi bilen sensin
Bu derdime çare sensin”
Parçanın son nakaratını binlerce insan sürekli tekrarladı:
“Alem buysa DEVA sensin!”
ŞAH CİHAN İLE TAYYİP ERDOĞAN BENZERLİĞİ!
DEVA Partisi’nin anketlerde geri düştüğü bir dönemde, Ankara’da gövde gösterisi yapan Ali Babacan, iyi bir hazırlıkla çıktığı kürsüde anlattığı öykü tam da Erdoğan’ın 21 yıllık serüvenini özetliyordu:
“Hindistan’daki meşhur Tac Mahal’in hikayesini bilir misiniz? Ben gittim, gördüm. Babür İmparatoru Şah Cihan, çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal’i kaybetmiş, eşinin mezarının olduğu yere güzel bir türbe yaptırmak istemiş. En iyi mimarları, en değerli taşları getirtmiş. Minareler, kubbeler yükseldikçe, yapının azameti belirmeye başladıkça Şah mest olmuş, kendinden geçmiş. Bu koskoca anıtın uğruna yapıldığı mezar ise haliyle küçülmüş. Şah, bu anıtı ne için yaptırdığını unutacak kadar kendini kaybetmiş. Yapı gittikçe büyümüş ama Şah bir türlü tatmin olmamış. Mezarın üstüne daha fazla sütun, daha büyük bahçeler yaptırmış. Ancak Şah’ın içine sinmeyen, ahengi bozan bir şey varmış. Bir gün bu kubbelerden birinin üstüne çıkıp aşağı doğru bakmış, bakmış ve uğruna heybetli bina inşa ettiği eşinin küçücük kalmış mezarını görmüş. Heyecanla ‘Buldum’ demiş, ‘Ahengi bozan şey bu. Atın bunu buradan’. Rivayet odur ki mezarı kaldırtmak istemiş.”
*****
Ali Babacan, Tayyip Erdoğan ile Şah Cihan arasındaki bağlantıyı da şöyle kurdu:
“2001’de birlikte yola çıktığımız Recep Tayyip Erdoğan, sözünden döndü. Evet, sözünden döndü. Şah Cihan gibi, külliyenin tepesine çıktı ve ‘yıkın bunu’ diyerek, kendisini oraya taşıyan demokrasiye gözünü dikti. Evet, artık Erdoğan için demokrasi, o ahengi bozan küçük bir ayrıntıydı çünkü. Aynı Mümtaz Mahal’in mezarı gibi. Adalet, ortak akıl, istişare, çoğulculuk; hepsi o ahengi bozan küçük ayrıntılardı. Yola çıkarken kendisine milyonlarca insan destek vermişti. Ama o, yola ne için çıktığını unuttu. İnsanların kendisine ne için destek verdiğini unuttu. Arkadaşlar, ben bu hikayeyi, gelinen bu noktayı kabul etmiyorum.”
VETERİNER HEKİMLER ATA’NIN HUZURUNDA!
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi’nin yeni seçilen yönetimi ile Türkiye genelinde örgütlü olduğu 56 oda hafta sonu Ankara’da Anıtkabir’de Atatürk’ün huzuruna çıktı.