Rüyalarla müjdelenmiş kutlu devlet, Osmanlı Hanedanı’nın dirilişinin toprağı, kuruluş ve kurtuluşun beşiği, 400 çadırla Asya'dan yola çıkan bir aşiretin dedem toprağına uzanan yolu, Ertuğrul Gazi dedemin 92 yıllık hayatında bu şuurla yürüdüğü, Selçuklu sultanının Ertuğrul Gazi'ye mükâfat olarak verdiği, bir cihan devletinin tohumlarının atıldığı dedem diyarı ‘Söğüt’… Ve o gün bugün biz Oğuz Soylu Kayı Boylu Yörüklerin 738 yıldır Ertuğrul Gazi dedemize bağlılığımızı bildirmek üzere dedem diyarına yaptığımız göçün adı ‘Yörük Bayramı’…
Ertuğrul Gazi'nin 1281 yılında vefatından sonra başlayan Oğuz Soylu Kayı Boyu’na mensup Yörükler, atalarına hürmeten her yıl yayladan inme zamanı olan eylül ayının ikinci haftasında dede diyarına atları ile gelir; dedem Ertuğrul Gazi'yi ziyaret eder, yanlarında getirdikleri kesilecek hayvanları ve aralarında topladıkları buğday ile etli bulgur aşı pişirir, hatimler indirir, Fatihalar okur ve mevlidi şerifin ardından akrabalarına şifalı bulguru dağıtırdı. Asırlardır yaşattığımız ata sporumuz cirit geleneklerini icra eder, gelin alayları kurar, Yörük düğünleri yapar, kartal kanatlı efelerimiz zeybek oynardı. Oğuz soylu Kayı Boylu Yörükler, Ertuğrul Gazi dedemi yâd eder ve dedem diyarında gayri resmi bir hava estirirdi. 400 çadırlık aşiretten bir cihan devletinin Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin doğduğu, ulu çınarın kök salıp filizlendiği, 700 yıllık şerefli bir mazinin sahipleri, bugünkü Türkmenistan'ın Merv bölgesinden yola çıkan, uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından Söğüt'ü yurt edinen atalarım, süre gelen yıllarda da Yörük bayramını yaşadı ve yaşattı.
1980'li yıllara kadar gayri resmi bir havada devam eden Yörük bayramı Söğüt Kaymakamlığı'nın hummalı çalışmalarından sonra resmi bir hüviyet kazandı. Dolayısıyla devletin ilgisi arttı ve biz Yörükler kendi bayramımızda ikinci plana itildik. Hatta dedem Ertuğrul Gazi'yi rahatça anamaz hale geldik. Tarihten bugüne akıp gelen, geleneğimizin güzelliğini yaşatan biz Yörükler iftihar kaynaklarımız çadırımızla, kilimdeki desenimizle, yayığımızla gözlememizle, kıyafetimizdeki motifimizle, dik başlı duruşumuzla, gözlerimizde devlet kurmuş olan ecdadın torunları olmaktan gurur duymanın verdiği mağrur ifade ile anılan şanlı ecdadın nesilleriyiz… Ancak Ertuğrul Gazi dedemi ne yazık gönlümüzün istediği gibi ziyaret edememenin ve bilhassa Yörük bayramımızın resmiyet kazanmasından sonra, devlet yetkililerinin ve siyasi parti liderlerinin ziyaretleri esnasında Ertuğrul Gazi dedemin türbesine alınmamamız, tören alanında vuku bulan çirkin görüntüler, göklere yükselen siyasi parti propagandaları, gerçekleşen amaçsız protestolar ve dedem diyarına yapılan siyasi çıkartmaların üzüntüsünü derin yaşıyoruz… Aynı dedenin torunları bizler, türbe etrafında şanlı ecdadımıza yakışmayacak görüntüler verip tabiri caizse ‘itişip kakışıyoruz’…
Peki biz Oğuz Soylu Kayı Boylu Yörükler, tarihimizi yaşatmaya, ecdadımızı yâd etmeye, adetimizi, ananemizi geleceğimiz olan gençlere iletmek adına Anadolu'nun dört yanından göç ettiğimiz ata diyarında, bu elim ve üzücü hal ve hareketler karşısında dedem Ertuğrul Gazi bizler için ne düşünüyor hiç aklınıza geldi mi?
Bence bizi kınıyor ve ayıplıyor...
Ve diyor ki: “Ey! Benim Oğuz Soylu Bozok Kollu Kayı Boylu Neslim... Sen ki Türk’sün. Türk yurtlarını koru… Düşman şerrinden sakla... Kendi neslinden değil. Siz soyum insanı, ecdat torunu 738 yıldır ben atanız Ertuğrul Gazi'yi yâd etmeye gelirsiniz. Bu mudur, benim soyum sizlere vasiyetim? İlk atam saydığınız ben Ertuğrul Gazi'yi örnek alın kendinize; Kayı Boyluların şanını yüceltin, siyasi ve askeri dehalar yetiştirin, yiğit ve zeki olun, barış merkezli, tedbirli ve ihtiyatlı bir siyaset izleyin… Ben nasıl Anadolu'nun dört yanından gelen Türkmenleri sancağım altına topladıysam, 400 çadırlık bir aşirete vazife muhabbeti ve mesuliyet duygusu ile reislik yaptıysam aynı yükümlülüğü kendinize şiar edinin... Kendi soyunuzu ve idareniz altında yaşayanları sulh ve sükût içinde yaşatın, yurt edindiğiniz bölgelerde huzur ve güvenliği sağlayın ki akrabalık ilişkilerinizdeki sevgiyi saygıyı muhafaza edin... Milli kuvvet, azim, sebat, ideal, intizam, Türklük ruhu, yurt severlik, itimat sahibi, namus ve ahlak ile hâsıl olan şanlı ecdadınıza yakışan bir bayram yapın... Esas seciye olarak; muhakemeli, sabırlı, dayanıklı, iradesi çelik gibi, çalışkan, fedai, töre sadakatini hakim kılın soyunuza…
6 asır 23 yıl süren cihan devletinin müjdecisi, Osmanlı devletinin manevi kurucusu, Ahi Teşkilatı'nın reisi Şeyh Edebali'yi örnek alın kendinize, nüfuslu, varlıklı, mütevazı, ilimde derya, amelde yüce, takvada örnek biri olun, geleceğiniz olan gençlere devlet yönetimi ve idaresi ile alakalı ışık tutun...
Kendinize Osmanlı Hanedanı’nın kurucusu, ve beyliğin ilk padişahı, Beylerbeyi Osman Gazi'yi örnek alın, beyliğin şanını kendi neslinize dikte edin, Osman Gazi'nin devlet anlayışını benimseyin, beyliğin ilk şartı muktedir olmaktan geçer, ecdadına yakışır, muktedir olun.
Demem o ki; Ey! Oğuz Soylu Bozok Kollu Kayı Boylu neslim! Bayramı bayram alanında, düğünü düğün alayında, siyaseti siyaset arenasında yapın! Fikriniz ayrılsa da kollarınız birleşsin. Sen ben ayrımı yapmayın, bir olun birlik olun. Ata diyarı saydığınız, Yörük bayramı yaptığınız bu kutlu topraklarda canına cananına sevgi dolu, atasına beyine saygılı, ecdadınız olan ben Ertuğrul Gazi'nin ruhuna hürmetli olun!”
Eyvallah kardeşim diline yuregine sağlık
Bu anl***lı yazıyı kaleme a*** EsmaAĞRALI'YI tebrik ediyorum