Siyasi partiler seçim sürecine girdi...
Ak partide kongreler tamamlandı, CHP'de aday adayı olmak için istifa eden Başkanların yerine atamalar yapıldı. MHP'de devam eden kongre süreciyle Bursa siyasetinde yeni bir dönemin başladığını söyleyebiliriz..
Gelişmeleri diğer meslek erbapları gibi biz de yakından takip ediyoruz.
Dikkatle izliyoruz..
Dalgalı denizlerde birileri hala çirkinliklere kulaç atmaya çalışsa da, bu kişilerin isminden çok, kremalı pasta olarak gördükleri kazanımlarını arttırmaya çalıştıkları herkes tarafından alenen görülüyor.
Bu pastanın nasıl paylaşılacağının, nasıl iştahla yenilebileceğinin hesabını yapanlara şu kelimeleri kullanmak isterim: "Türkiye eski Türkiye değil"
Gelelim esas konumuza..
Kış turizminin önemli merkezlerinden Uludağ'ın yıllarca rantını yiyenler, Uludağ'a tek bir çivi çakmadığı gibi gelişiminin de önüne engel olmuştur. 3 milyonluk şehir bu güzelliklerden mahrum bırakılmıştır.
Başkan Recep Altepe göreve geldiğinde önemli bir çağrıda bulunarak "Uludağ Ankara'dan yönetilemez.Yönetimi bize verin.Tüm eksiklikleri giderelim" demişti..
O gün hemen herkes bu çağrının yerinde olduğu kanısına vararak Başkan Altepe'ye destek olmuştu. Ancak ne hikmetse, sorun bir türlü çözülemedi. Uludağ hak ettiği yere gelemedi.
Uludağ Bursa gündemine yeniden oturacağa benziyor. Özellikle hafta sonları günübirlikçilerin akınına uğrayan Uludağ'da yaşanan otopark sorununu uzaktan kumandalı maket helikopter kamerasıyla bir kez daha görüntülenmiş...
Durum içler acısı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Uludağ’daki bu sorunun yetkinin belediyeye verilmesiyle çözüleceğini belirterek, “Orman ve Su İşleri Bakanlığı, yetkiyi bize versin Uludağ, Davos’u geçer” diyerek bir kez daha yetki istemiş.
Geçmişe dair bir not ise; Uludağ’daki betonlaşmanın sona ermesini isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2008 yılında Başbakan olduğu dönemde, zirvenin Davos’ta yapılması talimatı vermesinin ardından çok sayıda kamu misafirhanesi ve bazı otellerin kaçak eklentileri yıkılmıştı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan proje ise yargıdan dönmüştü.
Şimdi;
Uludağ’da kanalizasyon ve altyapı yetkisi Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne verilirken, üst yapı yetkisi bölgenin Milli Park olması nedeniyle Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda..
Bursa Büyükşehir Belediyesi de, 50 yıllık teleferik hattını yenilerek Uludağ Oteller Bölgesi’ne kadar uzattı. Yeni teleferik yılbaşı öncesi seferlerine başladı.
Fakat Beyaz Cennet Uludağ sıkıntı içinde.
Başkan Altepe Uludağ’ın imar yetkisinin Bursa’ya verilmesiyle birçok sorunun çözüleceğini belirterek,“Uludağ’ın büyükşehirin bin 100 mahallesinden farkı yok. Alt yapı konusunda verilen sorumluluğun üst yapı konusunda da verilmesi gerekiyor. Birinci bölgede kamuya ait tesisler yıkıldı. Bunların yerine vatandaşlar için tesisler yapalım istedik. Bakanlık izin vermedi. ‘Trafik karmaşasını çözmek için otopark yapalım’ diyoruz izin verilmiyor.
Sağlık ocağını devredilmesini istedik. Valilik onayladı, Ankara’dan döndü. Ankara, Uludağ’ı Bursa’dan daha çok seviyor. 400 kilometre öteden yönetmek istiyor. Milli park deniliyor ama 35 tane turistik tesis var ve 50 yıldan beri faaliyet gösteriyor. Herkes Uludağ Davos olsun diyor. Ama biliyor musunuz Davos’u bakanlık değil, oranın belediye başkanı yönetiyor”
Başkanın bu açıklamalarına katılmamak mümkün değil...
Birileri bunu ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Geçmiş dönemde yapılan hatalar tekrarlanmak isteniyor.
Tabloya bakılırsa önümüzdeki günlerde o birileri Uludağ’ı bitirmekle kalmayacak, bu kentin umutlarını da tüketecek.
Bakın bu şehirde öyle birileri var ki insanın içine gün parlaklığında bir ışık aramanın derdine düşmüş..
İşte o insanlar güzel insanlardır.
O insanlar ateşler ortasında yanan gelincik çiçeklerine bile içten içe ağlar…
Kentin çığlıklarına bütün hücrelerini açarlar.
Çare ararlar..
Ama en kötü şey çaresizliktir...
Bunu görüyoruz...