Büyükşehir Belediye Başkan Alinur Aktaş’ın geçen hafta “30 Ağustos Zafer Bayramı” ile ilgi mecliste yaptığı konuşmayı çarpıtarak, “siyasi rant” sağlamayı düşünen zatlar, bu defa da amacına ulaşamadı.
“Yavuz hırsız ev sahibi bastırır” misali yalana ve hakarete başvuranlar yine avuçlarını yaladı.
Bakın bu millet bugüne kadar, kimin bu ülkeye sadık, kimin ihanetlere açık bir tutum içinde olduğunu dikkatle gözlemiştir. Zamanı geldiğinde de gereken cevabı, gerektiği şekilde vermiştir.
Bursa için yapılacak, ya da Bursa’nın geleceğini doğrudan etkileyecek projeler konusunda söyleyecek sözü olmayanların “siyasi polemik” yaratarak “mal bulmuş mağrip” gibi hareket etmelerinin de toplumda karşılığı olmayacaktır.
Olmadı da..
Yani şakşakçılar bu defa prim yapmadı.
Katilin kayığına binip, 30 Ağustos Zafer Bayramı üzerinden kahramanlara el sallamak, ya da onların üzerinden nemalanmaya çalışmak, ahlaki değerlerle bağdaşmadığı gibi, kimseye kimsenin “vatanseverliğini” sorgulama hakkı da vermez.
Bugün kıçının altına hasbelkader verilen bir koltukla meclis üyeliği sıfatına kavuşan zatı muhteremlerin, yapılan polemiklerden ödüllenmeyi beklemeleri kadar ayıp bir şey yok.
Unutmayalım;
İftira irtifa kaybedenlerin işidir…
Dinimiz tarafından da lanetlenmiştir.
Daha birkaç yıl öncesine kadar “Komünistler Moskova’ya” sloganı atarken, bugün İP’e sarılıp, ihanet çeteleriyle iş tutan HDP gibi bir siyasi oluşumun üzerinden yer kapma yarışına giren sözde milliyetçiler, Başkan Alinur Aktaş’ın en azından Üniversite yıllarına bakarak, onun milliyetçiliğini, vatan sevgisini sorgulasınlar.
Evlilik tarihini 30 Ağustos Zafer Bayramı’na denk getiren Başkan’a bu konu üzerinden yüklenenlere el insaf diyoruz.
Yıllardır türlü bahanelerle 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılmayanların oynadıkları tiyatroya gülüp geçiyoruz.
Her yıl tatile çıkıp 30 Ağustos’u unutanlar bu yıl sırf siyasi rant için, gösteriş için törenlere katılarak kendilerine göre şov yapacaklar.
Meydanlarda, caddelerde kendilerini gösterecekler.
Ne oldu aklınız başınıza yeni mi geldi ?
Dua edin ki Alinur Başkan sayesinde bu bayramı hatırladınız.
Yoksa törenlere gideceğiniz yok.
Önceki yılların arşivleri incelense bu konuda en çok bağıranların törenlere katılmadıkları görülür zaten.
Büyükşehir Meclis kayıtları ortada.
Alinur Başkan’ın 30 Ağustos aleyhine bir ifadesi yok.
Aksine Atatürk’e, 30 Ağustos’a sahip çıkıyor :
İnanmıyorsanız Başkan’ın dediklerini bir okuyun :
“O şehitlere, ayağının tozuna kurban olduğum o şehitlere ben nasıl laf söylerim ? Amaç bana bir yafta vurmaksa kusura bakmayın kardeşim benim böyle bir düşüncem yok, birileri beni 30 Ağustos üzerinden test etmeye mi çalışıyor ? (Buna) gerek yok. Kimseye Atatürk’ü, Zafer Bayramı’nı, 30 Ağustos’u, Kurban Bayramı’nı tartıştırtmam.”
Şehitlerimiz için “ayağının tozuna kurban olurum” diyen Başkan’a saldıranlar, niye bu cümleleri gizliyor.
Başkan, “Atatürk’ü tartıştırtmam” diyor, niye bunu söylemiyorsunuz ?
Niye mi, çünkü sizin amacınız “üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” de ondan.
İçinde bulundukları “şer ittifakına” olan samimiyetleri, onları şakşakçılığa sürüklemiş olabilir.Ama bu şakşakçılık onlara hiçbir zaman ödül olarak geri dönmeyecektir.
Onlar her ne kadar, kıçlarının altına mutlaka yumuşak bir koltuk verileceğinden emin olsalar da, vatandaş öyle bir tercihte bulunur ki sadakat ehli bu sözde vatanseverler, kelimenin tam manasıyla dumura uğrar gider.
İttifakın baş aktörü CHP ve gizli ortağı PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP tarafından “Siz iyi ve sadık bir ortaksınız. Beraber çıktığımız yolda beraber yürümeye devam edeceğiz” söylenen türünden sözleri de onları teselli etmeye yetmez.
İşte o an kıyamet kopacaktır…
Sorular ard arda gelir..
Kim kime ihanet etmiştir ?
Kim ihanetçilerle yol yürürken, bu memlekete aşık insanların vatanseverliğini sorgulamıştır ?
İnsan ahlakı adı altında, bilerek yada bilmeyerek ihanet cephesine malzeme taşıyanlar,bir süre sonra ihanete uğradığını söylese de,halk gereğini yapmayı kendinde bir hak olarak görür.
Bu kısır döngü böylesi olağanüstü zamanlarda hep yaşanmıştır, bundan sonra da yaşanacaktır.
Şunu ifade etmek istiyorum;
“Ahlakın evrensel ilkeleri” ülkemize tam anlamıyla yerleşmediği sürece bu kısır döngü hep yaşanacak,
Başkan Aktaş’ın sözleri nasıl çarpıtılarak servis edildiyse, bundan sonra da başkasına yapılacak..
Bekleyip görelim…