1934 yılında dünya üzerinde kadına en büyük hak Gazi Paşa Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye’de verdi. O dönemlerde ne Avrupa ülkelerinde ne Amerika’da ne de dünyanın hiç bir yerinde kadınlara böylesine geniş ve kapsamlı haklar verilmedi. Seçme seçilme hakkından, meslek sahibi olma hakkına kadar sayamadığımız binlerce hak.
Peki islam dünyasında kadının önemine bir bakalım. İslam dünyasında bakın ama gerçek İslam’da kadına verilen değer erkeğe verilen değerden daha üstündür. İslam’da kadın çalışamaz, kadın erkeği ne derse onu yapar, erkek kadınını dövebilir gibi yobaz ve sığ düşünceler yoktur. Gerçek islam’ da kadınlar çalışabilir. Bunun en güzel örneğini Peygamber Efendimizin eşi Hz. Hatice’de görebiliyoruz. Eşiyle beraber ticaret yaptığını ve işini eşi ile beraber yürüttüğünü görebiliyoruz. Kadınlar değersizdir diye ortalıkta gezen yobazlara yine Peygamberin çok güzel bir davranışını örnek gösterelim. Arap yarımadasında kız çocuğu olduğu için ondan utanıp diri diri toprağa gömenlere karşı Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz kızı Fatıma’yı omzuna alıp Mekke sokaklarından güle oynaya gezdirirdi. Kadın okumaz okuyup ne olacak diyen kesime ise yine İslam dünyasından çok güzel bir örnekle cevap verelim. Peygamber efendimizin üçüncü eşi Hz. Aişe annemiz. Hz. Aişe islam dininde öğretmenlik yaparak İslam dinini gelecek nesillere aktarıyordu. Ki ayrıca Hz. Aişe ilme verdiği önem ile sık sık Peygambere sorular sorarak siyaset ile de ilgilenmiştir. Ayrıca Hz. Aişe fıkıh ilminin de kurucularındandır. Örneklere baktığımız da ise gerçek İslam’ın kadınlara verdiği değer ve önemi görüyoruz. Arap kültürünü İslam olarak görmemiz gerektiğini de görmüş oluyoruz.
Gelin gelelim günümüz Türkiyesinde kadınlarımıza verilen değer. Katlediliyoruz, şiddet görüyoruz, taciz ve tecavüze uğruyoruz. Peki bu suçları caydırıcı bir ceza var mı ? Hayır! Bizim ülkemizde kadınlarım gördüğü her türlü istismar filmlerde, komedi skeçlerinde gösteriliyor. Bunlar ise KOMEDİ olarak bakın KOMEDİ olarak gösteriliyor. Bu skeçlerde sözde hukuku sağlamak için bir yerlere gelmiş kişilerin nasıl hukuku uygulamadığını görüyoruz. (Hoş bunu görmek için skeçe ihtiyaç yok Türkiye’de gayette güzel bir şekilde izleyebiliyoruz) Geçtiğimiz günlerde bir cani tarafından bedeni 6 parçaya ayrılmış 19 yaşında hayalleri olan kızımızın katili yaşıyor olsaydı nasıl bir ceza alıcaktı? Bunu Türkiye ADALETİNDE malesef bilemiyoruz. Okulundan evine gitmek için bindiği minibüste tecavüze uğrayan Özgecan Aslan’ın katili yaşıyor olsaydı aman çok yattı çıkaralım deyip serbest mi kalacaktı. Lise son sınıfta pırıl pırıl hayalleri olan Münevver Karabulut’un vahşice bir Ayine kurban eden cani katili yaşıyor olsaydı (ki öldüğüde muamma) kravat taktı diye serbest mi kalacaktı. Türkiye’de ki kadın cinayetleri saymakla bitmez. Her geçen gün caydırıcı cezalar vermek yerine Polisin biz tutukluyoruz savcı, hakim sarılıyor biz ne yapabiliriz? dediği ülkede kadın olarak yaşamak gün geçtikçe zorlaşıyor.
2023 yılında 415 kadın katledildi. 2024 yılında daha yıl bitmeden 296 kadın katledildi. Bir Anne evladının gözü önünde eski eşi veya eşi tarafından katledildi. Bir genç kız hayallerine kavuşamadan gövdesi 6 parçaya ayrılarak annesinin önüne atıldı. Bir çocuk daha büyüyemeden ailesi tarafından öldürülerek 19 gün bir dere kenarında cesedi çürümeye bırakıldı. 2 yaşında bir bebek annesinin pedofili hastası sevgilisi tarafından cinsel istismara uğrayarak hayatını kaybetti. Bir dede kendi kızına tecavüz ederek kayalıklarda onu katletti. Bu sayılar giderek artmaya devam etti. Bu sayılar giderek artmaya devam ediyor.
TÜRKİYE KOCAMAN BİR KADIN, ÇOCUK MEZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ!!