Demokratik ülkelerde yaşayan herkesin,yaşadığı şehirle ilgili olup bitenleri sorgumla hakkına sahip olduğunu “üfürelim gitsin” türünden yaklaşımlarınsa kimseye fayda sağlamayacağına inananlardanım…
Bu gün ülkeye “KUR” üzerinden yapılan saldırıları da dikkate aldığımızda,devletin tüm kurum ve kuruluşlarında tasarrufa gidilmesini “Popülist politikalar” gibi basit söylemlerle zaafa uğratmaya çalışmak bir anlamda ihanet çetelerine “hizmet etmek” anlamı taşır ki buda bu ülkeyi seven hiçbir vatan evladının ağzına yakışmaz.
Bakın;
Büyükşehir belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın başkanlık koltuğuna oturduğu dönem de, Belediyenin “ mali yapısını” kamuoyu ile paylaşmasına tepki gösterenler bugün gelinen noktayı da aynı düşünce ile alkışlayabilme erdemliliğini göstermelidirler..
Sadece ulaşım anlamında yapılan tasarruflardan Bursa’nın ne kazandığını irdeleyelim.
Göreve gelir gelmez araç saltanatına son veren Başkan Alinur Aktaş 8 ay içinde BUSKİden 26 Araç’ı iade edip,53 Aracı’da şoförsüz kullanımını sağlayarak 6.523 milyon tasarruf etmiş.
Aynı uygulamayı Destek hizmetlerinde de yaparak 27 Aracı iade,4 aracı da şoförsüz kullanıma alarak 1.288 milyonu Belediye’nin kasasında kalmasını sağlarken,Otobüs kullanımlarına sınırlandırma getirerek yüzde 53 düşüşle 1.379 milyonun Belediyenin kasında kalmasının önünü açmış.
Yani Başkan Alinur Aktaş, araç yakıtları hariç 8 ayda toplam 9.191.732 milyonun heba olmasının önüne geçmiş.
Yani ,Bursa kazanmış Bursa…
Başkanın uygulamalarını “Popülist politikalar” diyerek eleştirmek hatta hedef tahtasına oturtup, “vurun abalıya” türünden yaklaşımlar ne Bursa’ya nede ülkeye bir katkı sağlamaz.
Bizler bile “Kılçıklı yazıları” sütunlarımıza taşırken, olaylara geniş perspektiften bakmaya çalışır,kamu yararını ve toplum yararı ön plana çıkarırız.
Aktaş’ın göreve geldiği gün yaptığı açıklamayı dillerinde “pelesenk” yapanlar, önce Belediyeyi milyonlarca borca sokan zihniyeti eleştirerek tepki koymalı ve sorgulamalıdır.
Kaldı ki; Başkan Alinur Aktaş finans yönetimini en az Belediye yönetimi kadar bilen tecrübeli bir Belediye başkanıdır.
Recep Altepe’den kalan onca sorunu kucağında bulan Alinur Aktaş’ı daha henüz bir yıl doldurmadan eleştirmeye kalkan,ona destek olmak yerine köstek olmaya çalışan zihniyeti yaşananları gördükçe kabul etmemiz abesle iştigaldir.
Araç saltanatına son verilip,yapılan tasarruf sorgulanacaksa o zaman Rahmetli Başkan Hikmet Şahin’den sonra Bursa’nın kimyasını bozan zihniyet sorgulanmalıdır.
Doğanbey sorgulanmalıdır..
Yeri dahi uygun olmayan,milyonlarının akıtıldığı stadyum sorgulanmalıdır.
Şehri ikiye bölen T2 projesi sorgulanmalıdır.
Sorgulanacak o kadar çok şey var ki…
Yani, sorgulama, sadece kişiler üzerinde değil,her noktada olmalıdır…
Kıblesi Mekke’ye dönenlerle,ABD’ye dönenlerin işbirliği yaptığı, hatta Allah inancının ticaretini (ve de hepsinden önemlisi siyasetini) yapanların kol kola girerek, “Beleş Umre” yapmaları da sorgulanmalıdır.
Bu noktada kimse alınganlık göstermemelidir….
Büyükşehir Belediyesine ait kaynakları,kendi “dünyevi şehvetleri” için kullanan hatta Bursa yetmiyormuş gibi balkanlarda kendilerine yeni barınma alanları için çarçur eden zihniyet masaya yatırılarak defalarca sorgulanmalıdır.
Sanırım bu sorgulamalar Bursa’nın hayrına olacaktır.
Son sözüm şu ki;
Bu ülkeye,bu ülkenin bayrağına ve milletine aşık olanların…
Bu ülkede açıklık ya da şeffaflıktan yana olanların her zaman her zeminde sorgulama hakkı vardır.
Bir şartla; “ kimseye pis elbise giydirmeden”
Bizde onu yapıyoruz…
İyi haftalar…