Evlilik kişilerin ömür boyu sürmesini arzuladıkları bir kurum olmasına karşın eşlerden birinin yapacağı bir hata evlilik birliğinin sona ermesine sebebiyet verebilmektedir. Bu yazıda konumuz eşlerden birinin aldatma şüphesi taşıması durumunda neler yapabileceği ile 14.10.2021 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi Kararı doğrultusunda yapılabileceklerinin sınırının belirlenmesidir.
Öncelikle Türk Medeni Kanunu uyarınca aldatma nedir sorusunun cevabı verilmelidir. Aldatma, eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken üçüncü bir kişi ile cinsel birliktelik yaşaması, diğer bir ifade ile zina etmesidir. Bunun dışındaki eylemler aldatma olarak kabul edilemeyecektir. Örneğin eşin bir başka kişi ile gezmesi, öpüşmesi aldatma değil haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilmektedir. Ancak aldatmaya karine teşkil edeceği kabul edilen eylemler ve durumlar da bulunmaktadır ki yazının devamında bunlar açıklanmaktadır.
Hangi filler aldatma kabul ediliyor?
Uygulamada aldatan eşin aldattığını ispat etmek güç olduğu için Yargıtay’ca aldatmaya karine teşkil edecek haller ilke haline getirilmiştir. Buna göre eşlerden biri yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alıyorsa, eşlerden biri karşı cinsten biri ile geceyi bir otel odasında geçiriyorsa, eşlerden biri karşı cinsten biri ile gece-gündüz ayrımı olmaksızın düzenli biçimde telefon ile görüşüyor yahut mesajlaşıyorsa veya eşlerden biri evlilik birliği sonrası diğer eş dışında birinden çocuk sahibi olması halinde aldatmanın varlığı kabul edilir.
Belirtmeliyiz ki aldatma fiiline karine teşkil eden haller bunlarla sınırlı değildir. Pek çok farklı durumda aldatmanın varlığının ispatlanması mümkündür. Bunların bir uzman ile değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
Eşimin beni aldattığını düşünüyorum, hangi delilleri mahkemede kullanabilirim?
Eşinin kendisini aldattığını düşünen eş; görsel, yazılı, sesli her türlü materyal ve tanık beyanları ile eşinin kendisini aldattığını ispatlayabilir. Örneğin eşin başkası ile olan fotoğrafları, otel kayıtları, kamera kayıtları, arama ve mesajlaşma kayıtları, banka kayıtları, sosyal medya kayıtları, tanık anlatımları delil olarak kullanılabilir. Bu kapsamda eşlerden biri diğerinin fotoğrafını çekebilir, telefon görüşmelerini, mesajlarını kaydedebilir, gizlice takip edebilir. Ancak bu eylemlerin suç teşkil etmemesi için aldatma fiilini ispat amacı ile yapılması ve sınırlarının da buna göre çizilmesi gerekmektedir. Aldatma olgusunu ispat amacını aşan sistematik takipler özel hayatın gizliliğinin ve haberleşmenin gizliliğinin ihlali niteliğinde olacak ve suç teşkil edebilecektir.
Anayasa Mahkemesi de tam da bu durum üzerinden ihlal kararı vermiştir. Yüce Mahkeme eşlerin birbirlerine karşı da özel hayatları bulunduğunu vurgulamıştır. Kararda eşinin telefonuna casus yazılım yükleyerek sistematik biçimde, aldatma fiilini ispat amacını aşan ve hatta boşanma davasından sonra da devam eden eşi gözetleme eylemlerinin, boşanma davasında delil elde etme amacını aşıp aşmadığının incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak aldatıldığını düşünen eşin aldatma olgusunu ispat amacı ile eşinin kişisel verilerini toplaması, görüşmelerini kaydetmesi hukuken mümkündür. Ancak bu durumun sistematik bir boyuta erişmemesi, amacını aşmaması önemlidir. Delil toplanırken sınırların çizilmesi bakımından bir uzmana danışılması faydalı olacaktır.