Önce işçi işveren arasındaki alacak ve işe iade uyuşmazlıklarında sonrasında ise ticari alacak uyuşmazlıklarında ve tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Buna göre uyuşmazlığın taraflarından birinin dava açmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunması ve sürecin anlaşmama ile sonuçlanması gerekmektedir. Böylece uyuşmazlığa ilişkin dava açılabilecektir. Ancak arabuluculuk sadece dava açmadan önce zorunlu kanun yolu olarak görülmemelidir. Arabuluculuk aynı zamanda taraflarca ihtiyari, isteğe bağlı olarak da başvurulabilecek bir uygulamadır.
İhtiyari arabuluculuk zorunlu arabuluculuktan farklı mıdır?
İhtiyari arabuluculuk zorunlu arabuluculuktan farklı olarak istisnai uyuşmazlıklar dışında hemen her hukuki uyuşmazlıkta başvurulabilecek bir çözüm yoludur. Zorunlu arabuluculuk kapsamında kalan uyuşmazlıklar için de ihtiyari arabuluculuk süreci yürütülebilecektir. Esasen ihtiyari arabuluculukta taraflar anlaşma zemininde buluşabileceklerini düşünmektedirler. Dava açmadan evvel zorunlu olmamasına rağmen arabuluculuk sürecini yürütmektedirler. Bu bağlamda dava şartı arabuluculuk ile ihtiyari arabuluculuk arasında hukuken öncelik, önem, hukuki üstünlük farkı yoktur. Her iki süreçte de tutulan tutanaklar aynı hukuki statüye tabidir.
Şu hâlde uyuşmazlıkların çözümü için arabuluculuk dava şartı olmasa da öncelikle arabulucuya başvurulmasında zamansal ve ekonomik fayda bulunmaktadır. Zira bilinmektedir ki yargılamalar hem uzun zaman hem de masraf gerektirmektedir. Oysa ihtiyari arabuluculuk süreci uyuşmazlıkların kısa sürede ve sadece arabuluculuk ücreti ile çözülmesini sağlamaktadır.
Neden ihtiyari arabuluculuğu tercih etmeliyim?
İhtiyari arabuluculukta sürecin her aşaması uyuşmazlığın taraflarının iradesine bağlıdır. Taraflar istemedikleri hiçbir şeyi kabul etmek zorunda değildir. Arabulucu uyuşmazlığın çözümü için uzmanlığını da kullanarak taraflara çözüm yolları sunabilecektir. Uyuşmazlığa dışarıdan bakan tarafsız üçüncü bir kişinin yaklaşımı uyuşmazlığın çözümünde taraflara son derece yardımcı olacaktır. Yukarıda da ifade edildiği üzere ihtiyari arabuluculuk süreci yargılamadan çok daha kısa ve çok daha az masraflı bir süreçtir. Taraflar arabulucunun kim olacağına kadar ortak karar alabilmektedir. İhtiyari arabuluculukta imzalanan anlaşma tutanağı ilam niteliğinde belgedir. İhtiyari arabuluculuğun en önemli özelliği de budur. Anlaşma belgesinde yer alan anlaşma şartlarına uyulmaması durumunda taraflar anlaşma belgesini ilamlı icra takibi ile doğrudan icraya koyabilecektir. Takip ilamlı olacağı için anlaşma belgesine uymayan tarafın bu takibe usulü aykırılıklar dışında itiraz hakkı da olmayacaktır.
İhtiyari arabuluculukta ücreti kim öder?
İhtiyari arabuluculuk sürecinde uyuşmazlığın çözümü için uyuşmazlık konusu dışında taraflarca yapılacak tek ödeme arabuluculuk ücreti ödemesidir. Bu ücret tarifeye göre belirlenmektedir. Yargılama harç ve masraflarına göre çok cüzi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda uyuşmazlığın ihtiyari arabuluculuk ile çözülmesi taraflara çok daha az maliyet doğuracaktır.
İhtiyari arabuluculuktaki bu bedeli kimin ödeyeceği ise arabuluculuk sürecinin her aşamasında, hemen her konuda olduğu gibi tarafların iradesine bırakılmıştır. Bu ücretin kim tarafından ödeneceği belirlenmezse taraflarca yarı yarıya ödenecektir. Ancak taraflar ücretin kim tarafından hangi oranda ödeneceğini özgürce belirleyebilecektir. Bir tarafın arabuluculuk ücretinin tamamını ödemesi de mümkündür.
Sonuç olarak ihtiyari arabuluculuk sürecinin dava açılmadan denenmesi, uyuşmazlığın hızlı, masrafsız, ilam niteliğinde bir belge ile çözüme kavuşturulması açısından önemlidir. Hukuki uyuşmazlığınızın ihtiyari arabuluculuk için uygun olup olmadığını bir avukata yahut arabuluculuk siciline kayıtlı bir arabulucu ile görüşerek öğrenmenizde fayda bulunmaktadır.