“İyi ve kötü” kimine göre değişen göreceli kavramlardır.
Mevlana bir kıssasında bu kavramları şöyle betimler:
Bir vaiz vardı.
Minbere çıktığı zaman ilk işi şöyle dua etmek olurdu:
Ya Rabbi!..Kötülere,fesatçılara,isyancılara merhamet et. Hayır sahipleri ile alay edenlerin tümüne,kafir gönüllülere yardım et...
Ona:
Hiç böyle bir adet, böyle dua görmedik.İyileri,hayır sahiplerini,dua edilmeye layık olanları bırakıp; nerede beddua edilmesi gereken zararlı insan varsa onlara dua ediyorsun..
Bu mertliğe,insanlığa,yiğitliğe,fazilete sığmaz... dediklerinde:
Ben onlardan iyilikler gördüm, bu yüzden onlara dua etmeyi âdet edindim... diyor.
Onlardan ne iyilik ulaşabilir ki insana... Olsa olsa ancak bela gelir bulur.Sen galiba iyiden iyiye karıştırır oldun her şeyi... İyilik nerede,o saydıkların nerede?. Ateş ile su gibi.. Asla bir arada olamazlar.
Hayır dostlar hayır!.
Yanılıyorsunuz!.
“Dua ettiklerim var ya; o kadar kötülükte bulundular,o derece zulüm,eza,cefa edip incittiler ki beni, sonunda şerden kurtarıp, hayıra ulaşmama vesile oldular.”
Siz sanıyor musunuz, kötüler bu hayatta işlevsizdirler?
Yaşamının 45 yılını insanların eğitimine adayan ve bu eğitimleri Bursa’da Başarıyı Arttırma Derneği B.A.M aracılığı ile yaygın bir şekilde verilmesini sağlayan kişilik ve şahsiyet eğitimcisi Erol Erbaş beyi burada bir kez daha anmadan olmaz.
Büyük Usta’nın eğitimlerine katıldığım her defasında, güzelliklerin farkına varmanın erdemini yaşayanlardanım.
“Gerçekten, kötüler olmasa biz bu hayatın kirini nasıl kürürdük böyle.İyilere bakıp kötü olamayacağımıza göre,o hâlde kötülere bakıp iyi olaya çalışmalıyız.
Bunu nasıl mı yapacağız?
Her defasında bocalasak da çıkış yolu; Yaşadıklarımızdan ders alarak!
Bakın seçimler seçimler bitti…
Tüm “şer” güçlerin karşı çıkmasına rağmen,Başkan Alinur Aktaş yeniden Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi…
Bu süreçte kim ne derse desin,kim ne söylerse söylesin,başta bir önceki dönem Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu olmak üzere tüm milletvekilleri, Aktaş’ın mesai arkadaşları canla başla çalışarak Başkan Aktaş’a omuz verdi…
Bu süreçte yanlışlar yapılmadı mı?
Tabiî ki yapıldı.
Birileri başarıyı sahiplenmek için, Aktaş’ın önünde takla atmaya başladı mı?
Tabii ki başladı…
Birilerine ilerleyen günlerde fatura kesilir mi?
Tabii ki kesilir.
Ancak, bu gün yaşanan olumsuzlukları konuşmak,Başkan Alinur Aktaş ve yol arkadaşlarının bu süreçte verdiği mücadeleyi,gölgelemek anlamına gelir ki,buna ne benim nede bir başkasının hakkı yok.
Zaten,toplumsal ve de bireysel hayatımızda ne ekersek,onu biçeriz. Kazandıkça iktidar hırsımız artarsa,hatalarımızın da üstü örtülür.
Kaybeden tarafa bakın!
Bütün melanet sanki başkalarındaymış gibi,hayıflanıp sızlanıyorlar.Çok garip bir ifadeyle,iyi niyet taşlarıyla döşenmiş cehennem yolarında yürümeye çalışıyorlar.
Sanki bütün bu yaşanan olumsuzluklarda kendilerinin hiç payı yokmuş gibi bir kenara çekilip,bizi bile hedef tahtasına oturtuyorlar.
Duvara toslayacaklarını hiç düşünmeden,pohpohlanmış rüzgarın önünde güç almaya çalıştıklarını akıllarına bile getirmiyorlar.Kendilerine destek açıklaması yapan HDP’nin kendilerini erozyona uğratmasını hiç konuşmuyorlar.
Sonuç ortada…
Umarım ki,ilerleyen süreçte yaşananlardan ders alır iyiliklerin,güzelliklerin çoğalmasına gayret ederler..
Beklenti budur…