Bazı özellikleri, bazı sözleri, bazı davranışları tartışılsa da, Bursa siyasetinin kazanımlarından biridir Sena Kaleli…
Kadınların dolgu malzemesi olarak kullanıldığı siyasal partilerde, başarılı bir iş kadını çıkıyor ve sadece elini değil, başını da taşın altına sokarak, muhalefet partisinden belediye başkan adayı oluyor.
2009 yerel seçimlerinde Bursalılardan önemli bir destek alıyor.
***
Sonra 2011 seçimlerinde milletvekili oluyor.
CHP’nin en üst kurulu olan Parti Meclisi’ne seçiliyor.
Kısa bir dönem Genel Başkan Yardımcılığı yapıyor ama o görev ona “iki numara büyük” geliyor!
***
Siyasette barış dilini etkin bir şekilde kullanıyor.
Partinin hiç varlık gösteremediği Gümüşhane, Bayburt, Hakkâri gibi kentlere gidip, CHP’yi anlatmaya çalışıyor.
***
Ana olarak, kadın olarak barış dilini önemsediği için BDP Milletvekili Sabahat Tuncel’in elini kaldırıyor bir mitingde…
Irkçı, milliyetçi kesim “topa tutuyor” Sena Kaleli’yi…
Ne yazık ki, CHP’deki ırkçılar da bu saldırıya alkış tutuyor, destek veriyor.
Oysa basit bir kadın dayanışmasıydı el kaldırma!
Acaba bu eleştiriyi yapanlar; BDP’nin ağa babası Abdullah Öcalan’la iktidarın flörtünü, görüşmesini, anlaşma yapmasına aynı tepkiyi gösterdiler mi?
***
“Atatürkçülüğün bekçisi olmak istemiyorum” sözünü eğip büküyorlar, Mustafa Kemal düşmanı gibi göstermeye çalışıyorlar Milletvekili Kaleli’yi…
Cumhuriyet kızı, Atatürk Cumhuriyeti’nin kazanımlarıyla büyüyen, iş kadını olan Sena Kaleli’nin sözlerinin anlamı çok açıktı oysa:
“Bıktık artık Atatürk adının siyasete karıştırılmasından, biz halka dokunan işler yapalım” demek istiyordu.
***
Önceki gün gazetede ziyaretimize geldi Sena Kaleli…
Siyasetin bozamadığı ender insanlardan biri olduğunu bir kez daha gözleme olanağım oldu.
Sade, samimi ve son derece netti duruşu…
***
Siyasette pek çok konuyu konuştuk ama ben en çok Kamil Koç’u merak ettim.
“Bir Bursa markası olarak gurur duyduğumuz Kamil Koç’un satışından üzüntü duymuş mu acaba?”
Kamil Koç’un satışından üzüntü duyduğunu saklamıyor Sena Kaleli…
“Ne yazık ki siyasal iktidar çok taşıtlı az firma istiyor sektörde… Biz 500 otobüs çalıştırıyorduk. Bunun en az 200’ünün firmaya ait olmasını istediler. Bir otobüs 300 bin Euro… Rakam altından kalkılacak gibi değil!”
***
Sena Kaleli, sürekli ceza yediklerini, firmayı çalışamaz hale getirmek için bazılarının uğraştığını vurguladıktan sonra şunları söyledi:
“Aile sürekli genişliyor. Bu durumda problem de artıyor. Demiryolu, havayolu, deniz yolu ulaşımı gittikçe gelişiyor. Kamil Koç’un satışından üzüntü duyuyorum. Şu anda bir fonun elinde, yanlış bir şirketin eline geçerse daha büyük bir üzüntü duyacağım.”
***
Bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz ki, çeşitli grupların bir araya gelerek oluşturduğu fonun satın aldığı Kamil Koç, her an bir başka otobüs firmasına satılabilir!