Bursa çok önemli bir şeyi daha başardı.
Cumalıkızık’ı, başta Koza Han olmak üzere hanlarımızı ile çarşılarımızı UNESCO listesine aldırmayı başardık.
Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğündeki gerçekleştirilen çalışmanın başlangıcına ben de vardım.
Yani çorbada tuzum olduğu için gururluyum.
Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri başta olmak üzere kentin önde gelen sivil toplum örgütleri yöneticileri bu çalışmaya katkı verdi.
...
Bursa artık dünya turizm listelerinde yer alabilecek!
Haritayı açan turist, Bursa’da da gezilmeye, kültürel birikimine katkı verebilecek değerde bir yer olduğunu görecek!
Dünyada evrensel çapta korunma altına alınmış bin civarında yerden biri de artık Bursa…
İşin sevindirici bir başka yanı, komite toplantısında Bursa’nın oybirliğiyle o listeye girebilmesi…
Demek ki, dünyanın önde gelenleri Bursa’nın değerinin farkında…
...
Ancak tam bu noktada şeytanın gör dediğini de görmemiz lazım…
Neden bu listede İznik yok?
Dünyanın en uzun surlarından birine sahip olan İznik, UNESCO listesinin en başında yerini alabilecek kadar değerli bir yerleşim birimi…
İznik’te yer üstünde Osmanlı dönemine ait önemli eserler var…
Yeraltında ise Roma ve Bizans uygarlıklarının kalıntılarıyla dolu değil mi?
İznik bir tür açık hava müzesi değil mi?
...
Burada önemli bir engelimiz Ayasofya’nın cami haline getirilmesi…
Elbette siz Hıristiyanlar için “Hac yeri” olarak kabul edilen kilise olarak kurulan Ayasofya’yı cami yaparsanız, aday listesine bile giremezsiniz!
...
Sorun sadece İznik değil, Bursa’da Gölyazı bu listeye giremez miydi?
Tophane, Kale sokak?
...
Bir de listeye girenlerle ilgili özel bir çalışma yapmanın zamanı gelmedi mi?
Tarihi hanlarımız birer kahvehaneye dönmüş durumda…
Üstü alış-veriş merkezi, açık alanı çay-kahve içilen mekanlar halinde kullanıyor.
En küçük bir tarih kaydı yok hanlarımızda…
...
Koza Han ne zaman ve kimler tarafından yapıldı?
Orda kimler konakladı?
Örneğin Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın
Koza Han’da bir odası olduğunu biliyor muydunuz?
Bursa’da uzun yıllar valilik yapmış olan İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarında rastladım bu bilgiye…
Nazım Hikmet Koza Han’a iplik alış/verişi için çok zaman gelip gittiğini biliyoruz.
Bir Nazım tabelası dikilemez mi oraya?
Acaba Ahmet Hamdi Tanpınar kaç kez oturup çay içmiştir bizim hanlarımızda…
Uzun yılar bu kente hizmet etmiş, bazı önemli eserlere imza atmış İhsan Sabri Çağlayangil adına Bursa’da bir işaret var mı?
...
Daha çok yapılması gereken iş, alınması gereken yol var!
Bursa’ya gelenleri hiçbir konuda hayal kırıklığına uğratmamamız lazım…
Bir kez gelenin, daha çok insan getirmesini sağlamak şart!
Sadece tarihten günümüze gelmiş binalarımızı değil, bütün kültürel değerlerimizi geleceğe aktarmak için adım atmalıyız.
Ancak bu güne kadar gelişmeler UNESCO listesine girmemizin sonuçlarının Bursa’ya henüz yansımadığını ortaya koyuyor.
Bu ağır sorumluluğun altında kenti güzelleştirmemiz gerekirken, kent merkezinde kömür santrali kurulmasına, kentin batı yakasında yeni bir sanayi bölgesi kurulmasına ses çıkarılmıyor.
Bu gidişle Bursa UNESCO listesinden çıkartılırsak hiç kimse şaşırmasın!