?
Yetinmeyi bilir misin sana verdiği kadarıyla hayatın? 'Bilsen de bilmesen de yara bere içinde bu yollardan geçeceksin' der Sezen Aksu. Her zaman bilirim, hayatpaylaştıkça, sevgiler çoğaldıkça, mutluluklar arttıkça güzeldir. Peki, nedir bu mutsuzluk, tahammülsüzlük, hiçbir şeyden mutlu olamama, elimizdeki var olanı görememe halleri? Çevremizde, dostlarımızda, hatta ailemizde, vefasızlık ve içimizi burkan durumlar hiç de az değil. Günümüzde arkadaşlık ve dostluk pamuk ipliğine bağlı sanki...
Bazen içimizde büyüttüğümüz, boyumuzu aşan hayal kırıklıkları... Artık sanki 'Vefa' İstanbul' da bir semt adı sadece.. Sanırım dünya kirlenirken, kalplerimizi de kirletmekte... Halbuki hiç de zor değil mutluluğu yakalayabilmek ve hissedebilmek. Elinize kahvenizi alıp, derin bir nefes çekip, gökyüzüne bakmanız, bugünkü halime sağlığıma, nefes alıp verişime şükürler olsun demeniz yeterli. Eşiniz, aileniz en sevdiğiniz bir de gerçek bir dostunuz varsa hayatta en zengin sizsiniz aslında, ancak farkında değilsiniz. Halbuki başlı başına bir servet. Kiminin ekmeği bayat, kiminin pırlantası büyük klişesinin arkasına sığınmak yerine elimizdeki imkanlarla kendi sarayımızı yaratabiliriz, inşa edebiliriz.
Sizce mutluluk ve başarı, zenginlikle ve sahip olduklarımızla ölçülebilir mi? Mesela mululukla ilgili araştırmalar, temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra kazandığımız fazla paranın mutluluğumuza pek katkısı olmadığını söylüyor. Aslında sorun para değil, sorun kazanılan paranın amaçsız olması. Yerine bir değer koyamıyorsak mutsuzluk burada başlıyor olabilir mi? Belki de kutsal kitaptaki bu tespit şu sözlerle, aynı gerçeğe ışık tutuyor. 'Her türlü zararlı şeyin kökü de para sevgisidir. Bu sevdaya kapılarak büyük acılarla kendilerini yaraladılar.' der kutsal kitap. Servet edinmek için didinip durmak yerine daha akılcı planlarla cömert davranarak da hedeflerimize ulaşabiliriz. Şöyle düşünmeliyiz belki de; dünyaya bişey getirmedik ve ondan birşey de götüremeyiz.
Vermek almaktan daha mutluluktur her zaman. Mutlu olmanız için de sevgi şarttır,
çünkü sevgisiz mutluluk bir hiçtir ve anlamsızdır. 'İyiler, kötülerin gerçekte yaptıklarını sadece rüyalarında görmekle yetinen kişilerdir' der Sigmund Freud. 'Hayatta azla yetinmeyi bilmek gerek' der Dostoyevski. Bir şeye inanıyorsan eyleme geçmen gerekir. Eylemden söz etmekle yetinmek, henüz yapılmamış tablolar üzerinde hayal etmek gibidir. Tabi hayalleriniz olmadan da eyleme geçemezsiniz. Hayal kurmayı bilmek gerek bazen, hayal kurmanın da yaşı olmaz ayrıca. Bence okul derslerinin arasına 'Mutluluk' dersi konulmalı kesinlikle. Hayalleri olmayan çocukluk, mutsuz yetişkinler demektir. Koşulsuzca sevmek gerekir her şeyi ve herkesi. 'Yaradandan ötürü, sevgi aşkın kardeşidir' derler.
Mutlu bir hafta sonu dileğiyle…
Sevgiyle kalın.