Bir Varmış Bir Yokmuş Bir Deprem Olmuş
7,5 şiddetinde bir depremle sarsılarak uyandık.
Yıllardır okullarda öğretilen, yaygın kamu yayını ve bilgilendirmeleriyle artık ezberlediğimiz depremde yapılacakları uygulayarak ev içinde önceden belirlediğimiz toplanma alanına seyirtip ailemle birlikte binadan çıktık. Tabii önceden hazırladığımız deprem çantamız yanımızdaydı. İçinde suyumuz, battaniyemiz, el fenerimiz vardı.
Deprem bilincimiz gelişmişti.
Binamıza bir şey olmamıştı. Sağlamlığına güveniyorduk. Çünkü gerekli teknik şartname doğruluğunu İTB belgesi olan yetkin inşaat mühendisliği ofislerinden sorgulamıştık.
2018 ‘deki deprem yönetmeliği kağıt üzerinde kalmayıp artık tam anlamıyla pratikte de uygulandığı için merdivenleri aklımızda çok zarar olmamıştır tahminiyle indik.
Nitekim sitemizde ve çevre meskenlerde gözle görülür bir hasar yoktu.
Avrupa’dan kat kat fazla olarak 450 binlerde olan müteahhit sayısının sınırlandırılıp yetkilerinin de sadece yatırımcı olarak yeniden tanımlanması ayrıca inşaat mühendislerinin bağlı oldukları ilgili odaların denetiminde inşaat projelerinde tam zamanlı şantiye şefliği yapmaları sayesinde çok daha güvenli binalarda oturduğumuzun rahatlığına sahiptik.
Yapı denetim dediğimiz betonundan statiğine binayı denetleyen sistem çıkar çatışması olmadan tıkırında işliyordu. Öyle ki, yapı denetim şirketlerinin de bir üst denetimi vardı. İlgili İnşaat Mühendisleri Odaları’nca devleti temsilen bağımsız denetime tabi tutulmaktaydılar.
Yani denetimin de denetimi, devlet tarafından deneyimli, liyakatli, ehil, işin uzmanlarına yaptırılıyordu. İçimiz rahattı.
İmar Barışı diye bir yasa taslağının meclise bile getirilmeyeceğinin güveniyle sonradan ruhsat yapılmış kaçak yapı olmadığını biliyorduk. Deprem dayanıklılık testi olmayan, yapı denetimi olmayan kaçak yapılar artık yoktu. Rahattık.
Önceden ezbere bildiğimiz acil toplanma alanına vardık.
İnternet ve mobil telefonlar çalışıyordu. Akrabalarımızı, yakınlarımızı aradık. Çok şükür bir şey yoktu.
Yollarda ana arterler açıktı, şehirleşme ve imar bu afet durumlarına göre sekillendirilmişti. Tabii ki çevre bilinci de göz önüne alınmıştı. Bundan bahsetmeye bile gerek yok.
Acil eylem planlarına uygun olarak belediye yardım ekipleri AFAD ile koordineli çalışmaya başlamışlardı bile.
Ondan önce zaten 3 dakika içinde EMASYA protokolü çerçevesinde asker ve polisimizin anında acil müdahale ettiğini duyduk. İçimiz iyice rahatladı.
Kısa sürede bir iki ufak hasarla, can kaybı olmadan depremi atlattığımızı öğrendik. Tek elden güncel bilgiyi güvenilir şekilde ilgili devlet web sitelerinden alıyorduk. Herşeyin kontrol altında olduğunu öğrendik.
Yine de devlet bizi evlerimize göndermedi. Eskisi gibi AVM’lere veya konut imar rantına kurban gitmeyen toplanma noktaları çevresindeki konteynırlardan koordineli şekilde yetkililerce dağıtılan battaniyemizi, konserve erzağımızı aldık.
Konutlarımızın deprem sonrası yapı denetimi yapılana kadar bir süre konteynırlarda misafir edileceğimiz söylendi.
Kurulan sahra hastanelerinde az sayıdaki yaralılar tedavi görürken, salgın hastalıkları önlemek için sağlık çalışanlarımız canla başla çalışıyorlardı. Tüm yeterli tıbbi ekipmanları tedarik edilmişti.
Temiz ve yeterli sayıda portatif tuvaletler, yine yeterli olan tedavi ve ilaçlar sebebiyle içimiz rahattı.
Kısa sürede de kurulan büyük mutfaklarda üç öğün yemek dağıtımına başlandı.
Zaten yakında evlerimize dönüp normal yaşantımıza dönecektik. Gerekli, sürekli psikiyatrik destek de verilmeye başlanırdı ondan sonraki adım olarak. Emindik.
Sonuçta iyi bir organizasyonla bu büyük depremi atlatmıştık.
Bilimin aklıyla hareket edilmiş , önceden detaylı olarak herşey bu temelde şekillenmişti.
Gökten üç elma düşmüş, umudu tükenmeyenlerin başına…
Güzel bir rüyadasınız,sizi hiç uyandırmayalım. İnşallah geleceğimiz rüyanızda ki gibi olur .#azkaldı.
Inşallah bu masal gerçekleşir
Kaleminize sağlık..
Keşke bu masal gercek olsa