"Milletin istiklalini yine milletin kendi azim ve kararı kurtaracaktı"
İşte bunun için de ulusal egemenliğin sembolü bir meclis açılmalıydı .
"Ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık içinde, yazgısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Millet Meclisini açıyorum.” diyordu en yaşlı vekil Şerif Bey açılış konuşmasını yaparken.
Böylece Türk Milleti ulusal egemenliğini, açılan meclis ile tüm dünyaya ilan ediyordu.
Mustafa Kemal meclisin ilk başkanı seçildi. Bu seçim milli iradenin ilk yansıması oldu.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyerek işgal altında bile ülkenin her yerinden milleti temsilen gelen vekillerle oluşturulan meclis, aldığı ortak kararlarla İstiklal Savaşı'nı kazanacaktı.
Meclis, milletin bağımsızlığı yolundaki iradesini ortaya koyuyor , güçsüz tek adam rejimi olan monarşiden aldığı egemenlik, irade ve bağımsızlığı halkın ellerine veriyordu.
Velhasıl bilindiği üzere 23 Nisan 1920 'de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Savaşı'nın, bağımsızlık savaşının kazanılarak Cumhuriyet' in ilan edildiği ve parlamenter sistemin taşlarının döşendiği evimiz oluyordu.
İnsan evine sahip çıkmaz mı, o çatı altındaki her sese kulak verip bu doğrultuda ortak akılla rafine, demokratik kararlar alıp uygulamaz mı ?
Geleceğin teminatı çocuklara demokratik, çatısı altında iyi yönetilen bir ülke bırakmaz mı?
Katılımcılıkla, millet egemenliği ile kurulan meclisin başarıları ortadayken, dünyanın deha kabul ettiği bir lider , Atatürk illa meclis ve onun kararlarıyla, dolayısıyla "millet ne derse o" mantığıyla hareket etmişken, şimdilerde tek kişiye bu kadar yüklenip performans beklenmesi şaşırtıcı değil mi?
Millet tekrar bu yürütme mevzusunu parlamenter sisteme geçerek tek kişiden alıp kurumsal yürütme mekanizmasına bırakır mı, bakalım seçimini hep beraber göreceğiz .
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!