Zamanında mı, erken mi yoksa yarın olsa ne olur derken geldi seçim zamanı. Zamanında ya da erken cümlelerinin bir anlamı kalmadı nihayetince seçim atmosferine girildi.
Ancak görünen o ki, Dünya üzerinde bunca ekonomik kriz var iken Dolar Euro’yu sollamış, marketlerde neredeyse her gün etiketi değişmeyen ürün kalmamışken, Dünya genelinde ve ülke özelinde bu ekonomik krize daha fazla dayanılabileceğini düşünmüyorum.
Bu nedenledir ki bu yıl sonu gelmeden zamanından önce bir seçim yani baskın seçim yaşayabiliriz.
Çünkü ülke ekonomisi bu kadar kötü günler yaşarken, Dünya da karşısında değer kaybetmediğimiz tek bir para birimi bile yokken, daha kötü bir ekonomik tablo oluşmadan hükümet seçime gidecektir.
Yoksa Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.
Ancak görünen o ki, Dünya üzerinde bunca ekonomik kriz var iken Dolar Euro’yu sollamış, marketlerde neredeyse her gün etiketi değişmeyen ürün kalmamışken, Dünya genelinde ve ülke özelinde bu ekonomik krize daha fazla dayanılabileceğini düşünmüyorum.
Bu nedenledir ki bu yıl sonu gelmeden zamanından önce bir seçim yani baskın seçim yaşayabiliriz.
Çünkü ülke ekonomisi bu kadar kötü günler yaşarken, Dünya da karşısında değer kaybetmediğimiz tek bir para birimi bile yokken, daha kötü bir ekonomik tablo oluşmadan hükümet seçime gidecektir.
Yoksa Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.
AK PARTİ HÜKÜMET OLAMAYABİLİR
Ak Parti, yine birinci çıkabileceği bir seçimde hükümet olamayabilir.
Eğer Ak Parti Erkleri tek adam formülünden vazgeçmezler veya daha güçlü ve yetki ile donatılmış bir Parlamentoya evet demezlerse, artık milletvekili olmanın da bir anlamı olmayacak.
Memlekette sokağa çıkacak yüzü kalmayan milletvekillerinin itibarı yerle bir durumda iken, seçilmiş bir muhtar kadar yetkileri yok denecek kadar az iken, sokakta kim için ne için milletten oy isteyebilirler. Hadi istediler millet siz kimsiniz bir anlamınız bir değeriniz kaldı mı der adaylara.
Bu konuda son sözüm şu ki Cumhuriyetin yüzüncü yılına yeni seçilmiş bir hükümet ile gireceğiz.
Eğer Ak Parti Erkleri tek adam formülünden vazgeçmezler veya daha güçlü ve yetki ile donatılmış bir Parlamentoya evet demezlerse, artık milletvekili olmanın da bir anlamı olmayacak.
Memlekette sokağa çıkacak yüzü kalmayan milletvekillerinin itibarı yerle bir durumda iken, seçilmiş bir muhtar kadar yetkileri yok denecek kadar az iken, sokakta kim için ne için milletten oy isteyebilirler. Hadi istediler millet siz kimsiniz bir anlamınız bir değeriniz kaldı mı der adaylara.
Bu konuda son sözüm şu ki Cumhuriyetin yüzüncü yılına yeni seçilmiş bir hükümet ile gireceğiz.