Sığınmacı toplumlar, çeşitli nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan ve başka bir ülkede koruma talep eden insanlardan oluşur. Sığınmacılar genellikle savaş, siyasi zulüm, insan hakları ihlalleri, doğal afetler veya ekonomik zorluklar gibi nedenlerle ülkelerini terk etmek durumunda kalırlar.
Sığınmacıların getirdiği bazı sorunlar şunlar olabilir:
Entegrasyon Zorlukları: Sığınmacıların yeni bir ülkeye entegre olması, dil, kültür ve sosyal yapıya uyum sağlaması gibi zorluklarla karşılaşabilir. Bu, hem sığınmacılar hem de yerel toplumlar için uyum sürecini karmaşık hale getirebilir.
Ekonomik Etkiler: Büyük sayıda sığınmacının bir bölgeye gelmesi, yerel ekonomi üzerinde baskı yaratabilir. İşgücü piyasasında rekabet artabilir ve yerel halkın iş bulma olanakları azalabilir. Ancak, sığınmacılar aynı zamanda ekonomik katkılar da sağlayabilirler, örneğin yeni iş imkanları yaratabilirler veya işgücü açığı olan sektörlerde çalışabilirler.
Sosyal Hizmetler ve Altyapı: Sığınmacı toplulukların artması, sosyal hizmetlere (sağlık hizmetleri, eğitim, barınma vb.) artan bir talep getirebilir. Sığınmacıların yerleştirilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması için ek kaynaklar gerekebilir. Bu durum yerel hükümetler ve topluluklar için ek yükler yaratabilir.
Toplumsal Uyum ve Kültürel Farklılıklar: Sığınmacıların gelenekleri, dilleri ve kültürleri genellikle yerel topluluklardan farklı olabilir. Bu farklılıklar, toplumsal uyumu zorlaştırabilir ve kültürel gerilimlere neden olabilir.
Hukuki ve İnsan Hakları Meseleleri: Sığınmacıların hakları, korunmaları ve uygun bir şekilde ele alınmaları gereken önemli bir konudur. Hukuki ve insan hakları mekanizmalarının yetersizliği veya istikrarsızlık durumları, sığınmacıların savunmasızlığını artırabilir.
Bu sorunlar, sığınmacıların entegrasyonu, toplumlar arası diyalog ve işbirliği, ekonomik destek ve eğitim gibi politika ve çözümlerle ele alınabilir. Her durumda, sığınmacıların insan haklarına saygı gösterilmesi ve onlara destek sağlan ülke vatandaşlarının haklarını gasp etmemesi gerekir.
Peki Türkiye de durum ne?
Durum şöyle ki, geçtiğimiz seçimlerde Millet ittifakı Suriyelileri geri göndereceğiz dese de Cumhurbaşkanı Erdoğan açık bir dil ile Suriyelileri göndermeyeceğiz dedi.
Seçim sonuçları gösterdi ki Türk halkı da Suriyelilerin gitmesini istemedi.
Bu hafta Mudanya sahilindeki Suriyeli sığınmacı misafirlerin plajda donları ile dolaşıyor olmaları sanırım Mudanya halkı hariç hiç kimseyi rahatsız etmedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesine ait olan plaj da kafalarına göre davranma özgürlüğüne sahip olan Suriyeli sığınmacılar plajları adeta istila etti ve tek bir Türk vatandaşı o plajdan denizegiremedi.
Fransadaki isyanlar da gösteriyor ki sığınmacılar bir süre sonra artık burası bizim diyecekler. Özellikle vatandaşlık alanlar seninle ben aynı haklara sahibiz deyip Vatan'ın gerçek sahiplerine posta koyacaklar.
Misafir misafiri istemez ev sahibi hiçbirini istemez!
Konu sadece Suriyeliler değil elbette, Afganlar da büyük bir sorun.
Bekleyip göreceğiz. Suriyelilerin bizlere hazırladığı geleceği.
Çünkü onlara karşı Türk halkı ikinci sınıf vatandaş halinde malesef.
Oysa ki entegrasyonu sağlanabilse insanlar barış içerisinde yaşayabilir. Am şimdiden biliniyor ki onlarca vatandaşımız büyük sorunlar yaşadı Suriyeliler yüzünden.
Bir düşünsenize şuanda Şam da denize giren Suriye vatandaşlarının bir savaş veya geçim sorunu yok.
Peki neden göndermiyoruz bunları. Biz göndermeyeceğiz neden diyoruz.
Bıraklalım isteyen Suriye ye isteyen Avrupaya gitsin neden nenden neden engel oluyoruz gitmelerine!