Bursa'da birçok köşe yazarı gündemine taşıdı bu konuyu. Kimileri geç kalındı kimileri açılsın mı açılmasın mı tartışmalarının içerisinde kaybolup gitti. Ve bunu konuşanların bir çoğu da iletişim mezunu değil.
Bursa'ya bir iletişim fakültesi açılması gerektiği konusunda herkes hemfikir ancak; Her yerde mantar gibi türeyen üniversiteler varken, bu kafayla sorun üzerine sorun eklemeyin (!)
İletişim fakültesinde hangi bölümler var?
Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Radyo, Televizyon ve Sinema.
İletişim fakültesinde hangi dersler var hiç biliyor musunuz? Seçmeli ders kredi dayatması nedir duydunuz mu?
İletişimde bir öğrenci neden gelişemiyor haberiniz var mı?
Kredi saçmalığına gelelim. Daha fazla ders alamazsın. Üniversite bilgi kazanım yeri olacaksa neden sınır var? Bir dönem derste öğrenci şu kadar ders alabilir fazlasını alamazsın. İyi de bana sunulan seçmeli ders sayısı 30 ve 8 tanesini seçeceksin. Kalan 22 ders ne olacak?
Herkesin bildiği üzere 3 üncü ve 4 üncü sınıflardan itibaren zorunlu ders seçim sayısı 3 veya 4'e indirilirken kalan ders saatleri seçmeli olarak sınıflandırılır. Sadece bir yarıyıl dönemi içerisinde 30 tane seçmeli ders verilir. Al hadi bunlardan 8 tanesini seç ama ders saatleri birbiriyle denk tutmasın yoksa dersi alamazsın. Birçok öğrenci bundan muzdarip olmuştu. Televizyon Programcılığı dersi ile Araştırma Gazeteciliği dersini aynı saate koyan üniversiteler bunu planlasın önce.
Neden ısrarla iletişim fakültesi istiyoruz?
Haber okuyan bir toplum değiliz. Özet okuyoruz. Onda da okuduğumuz haberi doğru anlıyor muyuz?
Sosyal medyada herkes kendini gazeteci ilan ediyor(!)
Herkes eline mikrofon ve telefon(kamera) alabiliyor? Kendini sokak muhabiri ilan ediyor. Bu mesleğe de diploma şartı getirilsin. Bizler üzerimize cübbe giyince hukukçuların işlerini yapabiliyor muyuz? Beyaz önlük giyip ilaç yazabiliyor muyuz? Kafamıza göre eczane açabiliyor ilaç satabiliyor muyuz?
Sonra gelin deyiverin 3 haftalık eğitimle meslek kazandırıyoruz. Sektöre mis gibi asgari ücretli düşük bütçeli eleman kazandırdınız. Gazeteci değil, 21 gün büyüktür 4 yıl !
Bundan sonra eleman ararken en az 2 yıl tecrübeli, deneyimli ilanları görenler 21 günde kurs bitirdim derseler şaşırmayın.
Kurumların çalışanını 212'li göstermesi de fayda etmez. Sektörde kaçı sigortasız çalışıyor? Kaç tanesi mesai saatlerinin çok üzerinde asgari şartlarda çalıştırılıyor? Bu kanunda basını koruyan tek bir madde yok. Terimlerin arasına teknik ifadeler oluşturarak takla attırılmış metinler kanun düzenlemesi olarak önümüze sunuldu.
Sözde çıkacak olan basına sansür yasasını savunanlar bunları da bir düşünmeli.
Bakın medya patronlarına yüzde kaçı bu alanda eğitim almış kişiler? İnşaatçı medya patronları ile bu sektörün önünü açılacağını, gelişeceğini mi düşünüyorsunuz? Sonra suçu üniversitelerdeki eğitim kalitesizliğinde arayın.
İletişim fakültesi öğrencilerinin sadece yüzde 5'i sektörde iş bulabiliyorken. Ülkedeki işsizler ordusunun büyük bir kısmını iletişim fakültesi mezunları oluşturuyor.
2005’te 24 iletişim fakültesinden bugün geldiğimiz nokta 3 katını aştı. Bursa da kesin olmayan rakamlara göre 400 üzerinde haber sitesi olduğu söylenmekte. Bu bir istihdam sağlıyor mu?
Bursa'ya gerçek manada bir iletişim fakültesi nasıl kazandırılır?
Yukarıda saydıklarım gerçekleştiğinde bina yerine fakülte kazanımı gerçekleştirilir. Yoksa herkesin yaptığı gibi size bir arsa gösterebilirim bakın şuraya dikebilirsiniz.
Bursa'da İletişim fakültesi mezunlarına iş imkanı var mı?
Cevap tabi ki de hayır.
Bursa iletişim fakültesini hak ediyor mu?
Çıkalım sokakta soralım Bursa'da haberleri nereden okuyorsunuz? Nasıl bilgiye ulaşıyorsunuz. Hangi kanalları takip ediyorsunuz? Bursa'dan tanıdığınız 2 yazar ismi söyler misiniz? Cevapların ne geleceğini tahmin ediyorsunuz değil mi? Bunun cevabını ben vermiyorum sizlere bırakıyorum.
Birde alaylı mektepli çatışmasına giren var? Alaylı mektepliyi haber yazmasını bilmiyor diyor ya hani! Siz önce köşenizde kalın bu kısmı iyice okuyun.
Ben 20 yıllık gazeteciyim diyenlere bu serzeniş. 20 yıl önce gazete manşetlerini buraya koysam erotik dergi mi burası ciddi bir kurum mu kardeşim dersiniz. Atılan o manşetleri 2000'li yılların başlarındaki gazete manşetlerini ne çabuk unuttunuz. ŞOK ŞOK ŞOK yazmanın hala devam ettiği zihniyet.
Şuraya bir not iliştirerek yazıma son veriyorum. Her İletişim Fakültesi mezunu demek gazeteci demek değildir. İletişim Fakültesi kendi içerisinde branşlara ayrılır. İletişimden çıkan gerçek bir mezun, kamera tutmasını da bilir, yazı yazmasını da kendi haberinin görsel düzenlemesinden kurgusuna kadar yapabilir niteliktedir. Tüm prodüksiyon aşamalarını görür. Bunla yetinmekle kalmaz editörlükte yapar, muhabirlikte. İyi peki ama neden yapmıyor diye soracak olursan asgari şartlar altında sunduğun imkanlardandır.
Meselenin alaylı mektepli olmadığını bu alanın kendini yetiştirmede bittiğini anladığımız zaman sektörün önü açılacaktır. Teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği bir çağda bilgi birikim ve deneyimlerini arttıramıyorsan gençlerin önünü açmanın zamanı geçiyordur.