Evet seçimlere tam 100 gün kaldı hazır mıyız?
Seçim atmosferine ne zaman girilir?
Seçim arabalarından o müzik çalacak arkadaş.Son ses müzik olmadan asla. (!)
Televizyon kanalları seçim atmosferine girdi bile. Seçim kampanyaları üzerinden yoğun siyaset tartışmaları başladı. Her kanalda bir kadrolu siyaset uzmanı var.
Televizyon reklamlarında ünlü isimler sandığa git oy ver, oyuna sahip çık açıklamaları da geldi mi oh mis tadından yenmez.
Seçmen, farklı partilerin ve adayların fikirlerini ve hedeflerini inceler ve kendilerine en uygun olan adayı seçmeyi düşünür. Bu süreç her zaman böyle gerçekleşmiştir. Bu dönem, aynı zamanda yalan haberlerin zirve yaptığı, siyaset dilinin iyice sertleşeceği halkın birbirine kırdırılacağı bir dönem olacaktır. (bakalım dezenformasyon yasası burada nasıl işleyecek)
Sandık, ülkenin geleceği için kararların alınması için önemli bir fırsattır ve vatandaşların sorumlu ve bilinçli bir şekilde oy vermesi gerekir.
Sandığa gittiğimizde vatandaşların önce kendilerine sonra ülkesine ve geleceğine dair sorumlu düşünceleri olması gerekir. Herkes, seçimlerin sonuçlarının ülke ve halk için nasıl bir etki yapacağını düşünmeli ve kararlarını verirken bu etkileri göz önünde bulundurmalıdır.
Kimi medya organları da sizlere bu seçim son. Bir daha seçim olmayacak. Seçimi kaybederse ülke savaş alanına döner diyorsa, kulaklarınızı tıkayıp geçin.
Ben bu seçimi televizyonlardan veya internet gazetelerinden değil bildiğim ve güvendiğim kaynak olan halktan takip edeceğim. Televizyon ekranlarında ana akım medyanın gündemini değil sokakta konuşulan vatandaşın gündemini izliyorum.
100 gün kala konuşulan konuları özetlemek isterim.
- Erdoğan aday olabilir mi?
- 6'lı masanın adayı kim olacak?
- HDP kapatılmalı mı?
- Suriyeliler oy kullanacak mı?
- Başörtüsü gündemi
- SİHA tartışması
- Seçim Güvenliği
Gerçekten halkın gündemi bunlar mı?
Peki 13 Şubat günü seçime 90 gün kala adayın kendini tanıtması için yeterli bir süre mi? Altılı Masa’dan tanınan bir aday çıkmazsa süreç yeterli olacak mı?
*Hatırlatmak isterim Muharrem İnce, 4 Mayıs 2018'de partisi tarafından 2018 Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmişti. Bu süreçte, 45 gün içinde 75 ilde 107 miting yaptı. Seçimde %30,67 oy oranına (15.216.199 oy sayısına) ulaşarak en yüksek ikinci oy alan aday oldu.
Ve süreç sonunda 45 günün çok az bir takvim olduğunu belirten İnce; biraz daha sürem olsa oylarımı daha fazla artırırdım demişti.
Seçim atmosferinin her geçen gün etkisini arttığı ortamda gözler bir kez daha anket şirketlerine dönmüş durumda. Herkes bir anket yayınlıyor. Hiç yapılan anketin künyesini gördünüz mü? Tabi ki hayır. Seçim yasakları olmadığı için manipülasyon zirvede olmaya devam edecektir.
Seçime 100 gün kala seçmen neye göre karar verir?
- Kur sabit kalacak mı?
- Enflasyonun beli kırılacak mı?
- Market fiyatları ne olacak?
- İşsizlik rakamları %00000.1 artacak mı?
- Cebimdeki paranın alım gücü artacak mı?
- Kira,konut ve araç fiyatları düşecek mi? Ulaşım, elektirik,doğalgaz ...
Kimin bol keseden popülist söylemlerde bulunursa oyunun artacağı döneme hoşgeldiniz.
***
Peki sizler bu siyasi partiler tarafından temsil edildiğinizi gerçekten düşünüyor musunuz? Sizlerin görüşünü tam anlamıyla ifade eden bir parti var mı? Varsa görüşlerinizi yorum altına bekliyorum.
Benim çözüm yolum yüz bin imza önermek olacak galiba…
Bu seçimde bir de sosyal medyada türeyen çakma hesaplarla baş edeceğiz. Ayrıca reklam yasağı olan süreçte oy kabinine cep telefonu ile giren ve pusulasini paylaşan kişilerin de tespit edilip cezalandırılması gerekli. Sonuçta seçim günü propoganda yapıyor onlarda.
Popülist politikalar oldukça, en iyi tezegi seçmek gerekecek galiba
iyi olan kazansın :) kaleminize sağlık...